Geçen hafta Özal’ın çevreci yönünü ve onun döneminde kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu’nun öyküsünü ve 2002 yılına kadarki çalışmalarının bir özetini vermiştik.Konunun devamı olarak AKP dönemindeki gelişmeler bir bakalım, ÖÇK’nın nasıl ortadan kaldırıldığını görelim.

Başbakan R.Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Ramazan ayı boyunca her akşam değişik bir sofrada sağa sola çatıp sert konuşmalar yaparak iftarını açtı.Bayram üzeri de birden ortadan kayboldu.Günlerce görünmedi, konuşmadı.Hakkında birçok dedikodu çıktı.Hasta olduğu hatta ameliyat olduğu bile söylendi.

En sonunda bir baktık, lüks bir yatla Bodrum Cennet Koyu’nu turlarken görüntülenmiş.Meğerse yakın dostu Fettah Tamince’nin Bodrum’daki Rixos Otelinde tatil yapıyormuş.Basına servis edilen fotoğrafta yat gezisine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Bakanın Danışmanı, Muğla Valisi, ayrıca biri kadın üç bürokrat, birinin elinde fotoğraf ve haritalar diğeri de konuşmaları not alan ekip eşlik ediyor.Bu görüntüler yatta ne konuşuldu sorusunu akla getirdi ve TOKİ ci bakan yatta olduğu için iki iddia ortaya atıldı:

1-Bodrum Koyları imara açılıyor.TOKİ inşaata başlayacak
2-Erdoğan’a yazlık villa için yer bakıldı.

Muğla Valisi’nin toplantıya katılması ve bürokratların planlarla gelmesi olasılıkları güçlendirdi.Ünlü iş adamlarından Ferit Şahenk, Suzan Sabancı, Dilek Sabancı, Cem Yılmaz, Ethem Sancak, Yıldırım Demirören ve Suudi Prensler’inin ultra lüks villalarının bu koyda olması, “ Tayyip Erdoğan’a böyle komşular yakışır” dedirtti.

Yat turunun  gerçek nedeni bizzat Erdoğan tarafından, Türkmenistan’a giderken, uçağında bulunan gazetecilere şöyle açıklandı: 
“Çevre Bakanı ve ekibiyle Torba ve Güvercinlik koylarını gezdik.Bu kadar vicdansızlık olmaz.Yapılaşmalar denize kadar girmiş.Kıyı kenar çizgisi filan hak getire.Neredeyse denize düşecekler.Belediyeler bu inşaatlar yapılırken neredeymiş, nasıl izin vermişler.Denetimlerden sonra yıkımlara başlayacağız.” 
Erdoğan kıyı denetimi için Çevre Bakanı Bayraktar’ın yanı sıra danışmanı jöleli saçlı Yiğit Bulut’u da görevlendirdiğini açıkladı.

Tayyip böyle diyor, kimden şikayetçi oluyor? Bunun için geçen hafta bıraktığımız Özel Çevre Koruma Kurumu’na dönelim.ÖÇKK AKP döneminde Cumhurbaşkanlığından alınıp önce Başbakanlığa sonra da Çevre Bakanlığı’na bağlandı.Özerkliği böylece ortadan kalktı.

2011 seçimlerinden önce Bayındırlık İskan Bakanlığı lağvedilip Çevre Şehircilik ve Orman Bakanlığı KHK ile kuruldu.Seçimlerden sonra da bu bakanlık yine
KHK ile birisi Orman ve Su İşleri Bakanlığı diğeri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak ikiye ayrıldı.Bu aşamada Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı kuruluş olan ÖÇKK yeni kurulan iki Bakanlık arasında gitti geldi.

TOKİ eski Başkanı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluş olan ÖÇKK’nın lağvedilip yeni kurulacak bir Genel Müdürlük bünyesine katmaya karar verdi.
17 Ağustos 2011’de çıkarılan KHK’ye şöyle bir ek madde konuldu: “19.10.1989 tarih ve 383 sayılı Özel Çevre Kurumu Başkanlığı kurulmasına dair kanun hükmündeki kararname ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı KAPATILMIŞTIR.

Böylece 20 yıllık bir çevre kurumu ortadan kalkmış oldu.Başka neler oldu ?100 m. Olan kıyı kenar çizgisindeki yapılaşma 50 m’ye indirildi.Fiilen de 10 m.olarak uygulandı.Aynı yönetmelik yat limanlarına otel ve tesislerin yapılmasına izin verdiği gibi kapasite sınırlandırılmasını da kaldırdı.Esas önemli nokta ise Belediyelere ait olan onay verme yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi.

Başbakan’ın ‘yıkımlara başlayacağız’ demesine karşın Bayraktar, ‘kazanılmış hakları koruyacağız. Ortalığı karıştırmak, kırıp dökmek gibi bir şey olmayacak’ demesi akılları karıştırdı. Bu üstü kapalı imar affı olarak nitelendirildi.

Tayyip Erdoğan’ın kıyı şeridindeki hoşuna gitmeyen yapılaşmalardan tek tek not ettirdiği, Bodrum Torba’daki 5 otel ile villalara yıkılması için tebligat gönderildi.Bu konuda açıklama yapan Bodrum Belediyesi inşaat planlarının hepsinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı bulunduğunu ve her şeyin yasal olduğunu belirtti.

Şimdi şu soruları soralım:
1-Kim daha çevreci?
2-Bu inşaatlar yapılırken kimse görmedi mi? Neden önlem alınmadı?
3-Şimdi yıkılacak da ne olacak?
4-Cennet koylar bundan sonra beton yığını mı olacak?