Sevgili Okurlarım.Bilinmezi bilmek, görülmeyeni görmek, gaybın sırlarına ermek hemen herkesçe arzu edilen şeylerdendir.Özellikle gaybın geleceğe yönelik sırlarına nüfuz etmek isteği, insanın zaaf noktalarından birini teşkil eder. Tarih boyunca, ‘kahin, müneccim, sihirbaz’ türlerinden pek çok kimse, insanların bu zayıf damarını işletmesini bilmişlerdir. Günümüzde de her türlüsüyle astroloji ve fal hayli yaygın durumdadır.Özellikle son zamanlarda ‘medyum’ denen kişiler bir takım gaybı haberler aldıklarını safsatalayarak konuşmaktadırlar.

Sevgili kardeşlerim gelecek perdelidir.Normal şartlar altında insanlar değil yarınları ve yarını, bir saniye sonrasını bile bilemezler. Geleceğin perdeli oluşunda insanlara bildirilmeyişinde elbette birtakım hikmetler vardır. Mesela  1999’daki depremi bilseydik ve de ha geldi ha gelecek acaba bize bir şey olacak mı, diye düşünürken bazı kişiler ölür ve kafayı sıyırırdı.Allah cümlemize ve cümle canlılar alemine böyle bir anı yaşatmasın.(1) Herşeyden önce, geleceğin bildirilmeyişi Allah’ın rahmet ve şefkatinin bir gereğidir. Çünkü başa gelecek şeyler önceden bilinse kişinin hayatını azaba çevirir.Bu dünyada insanı üzecek pek çok olay vardır.Bunları daha olmadan önce bilmek, insanı derin üzüntüye sokar, yani idamını bekleyen birisinin çektiği ızdırap gibi daima ızdırap çektirir.Mesela, bir aile canları gibi sevdikleri biricik yavrularının on yaşında vefat edeceğini önceden bilseler, (2) Geleceğin perdeli oluşunun bir başka hikmeti, insanların korku ve ümit arasında bir dengede bulunmalarını sağlamaktır.Çünkü insan ancak bu iki hali dengede tutmakla, istikametli bir hayat yaşayabilir.Yaptığı ibadetlerle cenneti kazanacağını gören bir mü’min, gurura düşebilir.Günahlar içinde ömür geçiren birisi, akıbetinin cehennem olduğunu görse, ‘nasıl olsa battık deyip’ bütünüyle günahlara dalabilir.Halbuki geleceğin bilinmemesi, birinci kişiyi gururdan, ikinci kişiyi de ümitsizlikten kurtarır.

Zira ibadet içinde ömür geçiren birisi gurura düşse, büyük zarara uğrayacağı gibi, günahlara dalan birisi, samimi bir tevbeyle hayatının son gününde bile olsa kurtulabilir.Kur’an-ı Kerim’deki ‘Allah’tan korkun, olur ki rahmetine mazhar olursunuz’ (Kaynak En’am, ayet 155) şeklinde ayetlerde böyle bir incelik vardır.bu gibi ayetlerdeki (Lealle) Kur’an ‘ın muhatapları için ‘teracci’  ifade eder, yani ‘böyle yaptığınızda ilahi rahmete nail olmayı umabilirsiniz, ama kesinlik duygusuna kapılmayın’ şeklinde bir ders verir.Sevgili kardeşlerim, Allah Cellecelaluhunun Rahmeti çok…Mesela Marmara Denizi’ne bir misket atsak, denize bir şey olur mu , olmaz, dalga bile yapmaz.Sadece cumburlop diye bir ses çıkarır.Onun için hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemeliyiz.İnşallah Allah hepimizi bu dünyada iken dahi kendimizi onun kulu olduğunu anlayan kullarından olmamızı nasip eylesin, Amin…