Kişisel hayatından eğitim durumuna, köyü yönetiş şeklinden sorunları ele alıp çözme durumuna kadar birçok farklı konuya değindiğiniz röportajımızı videoya tıklayarak izleyebilir ya da detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz.

Hakan Orhan Saraçoğlu kimdir?

Hakan Orhan Saraçoğlu, 20 sene AKSA fabrikasında görev yapıp emekli olan sade bir vatandaş. Safran Köyü doğumlu olup, Safran köyünde büyüyen ve emekli olduktan sonra da buraya halkın teveccühü ile muhtar olarak seçilen sade bir vatandaşım.

Kaç çocuğunuz var?

2 çocuğum var. Buralıyım, burada evim var.

Köyünüzün kaçta kaçını tanıyorsunuz? Kaç seneden beri muhtarlık yapıyorsunuz?

4 senedir muhtarlık yapıyorum Safran köyünde. Köyün %95’ini ya da %98’ini tanıyorum. Yabancı gelenler dahil.

Köyünüzü genelde kimler tercih ediyor? Köyünüzün vatandaş portföyü ne durumda?

Eğitim durumu, genelde üniversite terk de var. Üniversite bitiren de var. Yani üniversite civarında.

Peki, sizin eğitim durumunuz nedir?

Muhtar Vekili Seçkin Ceran, “50. Yıl Mahallesi Olarak Su Problemimiz Had Safhada” Muhtar Vekili Seçkin Ceran, “50. Yıl Mahallesi Olarak Su Problemimiz Had Safhada”

Benim eğitim durumu lise 2’den terkim o zaman.

Köyünüzde insanlar geçimini neyle sağlıyorlar?

Köyümüzdeki insanlar daha çok gençler geçimini fabrikalarda çalışarak sağlıyor. Orta kesim yani köyde emekli olan yaşlı kesim daha çok burada çiftçilikle uğraşıyor. Burası dış mekan çiçekçilik üzerine çok gelişmiş bir yer. İç mekan üzerinde sebze-meyve bakımından da iyi. Şu anda, yeni bir projemiz da var zaten çıktı. Sağ olsun, Vekilimiz Meliha Hanım çok yardımlarda bulundu. DSİ’den çıkardığımız bir sulama projesi var. Kapalı sistem, onu da hallettik. Bu, çiftçilik üzerine çok faydalı bir işlem olacak. Ekim derken, tarımla uğraşan var. Buğday, hayvancılık var. Kurban hayvanı besleyenler var. Birde, normal dışarda ekilen domates, biber, zerzevat şeklinde üretim var. Bunlar da hep suyla alakalı şeyler. Su olursa bu tür tarımdaki ilerleme bu şekilde sağlarız diye biz de bu projeyi geliştirdik. Sağ olsun, Meliha Hanım milletvekilimiz çok yardımcı oldu hatta evvelki gün sosyal medyaya da attık. Görüşmelerde bize de çok yardımcı oldu. İnsanlara da çok yardımcı olacak. Neden? Enerjiyle alakalı. Şimdi, burada çiçekçilik yapan vatandaşlarımız genelde sulama pompalarıyla yani enerji harcayarak bu suyu çekecekken bu projede hiç enerji harcamadan bizim Safran deresi boşa akarken bu derenin önüne regülatör yapılıp, regülatörden kapalı sistem sulamaya geçilecek. Bizim Yalova il sınırına kadar bu hatlar döşenecek. Sağ olsunlar, bu projeyi de gündeme aldık. Yardımcı da oldular, inşallah bu sene hizmete girer. Burada çiftçilik de hayvancılık da daha farklı seviyelere gelir.

Köyünüzün imari yapısı nasıl? Kentsel dönüşüme uygun bir yer mi, riskli bina var mı?

Aslında var. Ben köylümüze özellikle 1999 depreminden sonra burada hasar gören binalar var. Yıkılma pozisyonuna giren binalar da var. Bize gelen talep üzerine, Çevre Bakanlığı’na dilekçelerimizi de verdik. Tek tek bu hasarlı binalar belli. Hatta, bu binalarla alakalı köylerde, şehirlerde olduğu gibi Kentsel Dönüşüm yapılaşması olmasını isteriz. Vatandaşın da talebi bu. Vatandaş evi riskli gördüğünde, ilk geldiği yer de burası olduğu için biz de bu şekilde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ne yapıyoruz, dilekçesini yazdırıyorum. Dilekçeyi de Çevre Bakanlığı’na yani ilgili kuruma bildiriyoruz. Oraya kadar takip edip, oradaki görevlinin buraya gelip bu binanın oturulabilir ya da oturulamaz pozisyonda olduğunu gördükten sonra dilekçeyle birlikte iletiyoruz. Ama bir şehir gibi değil burası. Kentsel dönüşüm olayının köylere de gelmesi, bizim çok bir faydamıza olur. Bu çarpık yapılaşmayı da önler. 3-5 sene evvel, bu imar barışı gelmeden önce burada yapılan şeyler vardı. Mesela, vatandaşın yeri var ve oraya bir ev yapmak istiyor. Biz, buna önceden yani imar barışından önce boşluk yoktu. Vatandaşa da yardımcı olman gerekiyordu. Taşın altına elini sokmak gibi bir şeydi. Şu an vatandaşa yapıyla alakalı herhangi bir şey vermiyoruz. Yazılı evrak de vermiyoruz. Bunu yap da demiyoruz. Yap dersek, bunun sorumluluğu büyüktür. Vatandaş da bu sebeple bu evi yapması gerektiği için belediyeye başvuruyor. Kendine göre bir boşluk bulamıyor. Bu işin gündeme alınıp, köy yerlerinde %25 imar olayını çözmeleri lazım. Bir ev yapmaya kalksa veyahutta kendine herhangi bir kulübe dahi yapmaya kalksa, bu büyük işlere mal oluyor. Yani, kimse ona belge ya da resmi bir şey veremiyor.

İmar sıkıntınız var yani?

İmar sıkıntısı, bu şekilde var. Bu sefer köy yerinde olduğumuz için vatandaş diyemiyor, ben direkt muhtara gideyim, muhtar benim sorunumu çözer. Muhtar, imarla alakalı sorunu nasıl çözecek? Ona göre de bir yapılandırma olması lazım ki bizim önümüzde de bir reçete olması lazım ki vatandaşa gerekli yerde yardımcı olabileyim.

Gerekli yerlerde başvuruyor musunuz?

Evet. Ben şu anda herhangi bir vatandaşa ev yap, demiyorum. Öyle bir lüksüm de yok. Ama vatandaş bunun altında bir açık arıyor. Ama belediyeye gitsem şöyle olur, şuraya gitsem böyle olur. O arada bir bakıyorsun, yapı kurulmuş oluyor. Jandarma bunun takibini yapıyor ama ne kadar takip eder çünkü dağınık bir bölge buraları. Sonra da, vatandaş geldiğinde muhtar beni engelledi, şikayet etti gibi konular oluyor. Aslında, elimizde bir reçete olsa, vatandaşa da bunu bilinçli şekilde anlatsak. Desek ki, kardeşim sen buraya yapacaksın ama resmi olarak yapmak var. Birde, resmi olarak yapılaşma var. Ceza da fayda etmiyor. Benim demek istediğim, bizim kurumumuza başvuran vatandaşı haklı olarak eğer yapması gerekiyorsa, ben de vatandaşa evrak verebileceksem kanuni yoldan vereyim. Devletimiz de zarar görmesin, insan da zarar görmesin. Uygun yapılaşma olmadığında zaten deprem oluyor. Burası zaten, Yalova olarak deprem bölgesi. Sıkıntı yaşamayalım.

Tuğba ALTIN/Haber

Editör: Rümeysa Şahin