1938 yılın ,7-8-9 Kasım günleri, dünya gündeminde, 50 milyon insanın yaşamını kaybedeceği ikinci cihan harbininb ayak seslerinin yarattığı endişe konuşuluyordu. Ünlü romancı Ernest Hemingway’ın ‘’ Çanlar kimin için çalıyor ‘’ romanında anlatmış olduğu İspanya İç savaşı’na dair haberler dünya basının odak noktası olmaktaydı.General Franco’nun yaptığı darbe İspanya’yı kan gölüne çevirmeye yetmişti .Mussolini İtalya’sının saldırgan politikaları, Almanya’nın ırkçı çıkışlarını gören Mustafa Kemal Atatürk ‘’ Çok geçmeden Avrupa’da bir fırtına kopacak, bu müthiş fırtına dünyanın her tarafına yayılacak ve insanlık bir savaş felaketinin bütün kötülükleriyle bir daha karşılaşacaktır. Bu tehlikeli durumda tarafsız kalmak, savaşa katılmamak , barış içinde yaşamaya çabalamak bizim için hayati önem taşımaktadır ‘’ diyerek çok isabetli bir öngürüde bulunmuştur.

Ülkesini uzun soluklu bir savaştan zaferle çıkaran ve ona Cumhuriyet’i ve bağımsızlığı veren büyük önder Mustafa Kemal Atatürk sağlık sorunları ile boğuştuğu 1938 yılının bu son günlerinde dünya büyük bir savaşa gebeydi.

10 Kasım 1938 günü , saatlerin sabah saat 09.05’u gösterdiği anlarda bu büyük önder aramızdan ayrılarak ebediyete göç etti. Ardında bıraktığı gencecik bir Cumhuriyeti ‘de bu vatanın gençlerine emanet etmeyi ihmal etmedi.

Atatürk’ün yaşamı üzerine yazılar onlarca kitap mevcuttur, onu anlayabilmek için kendi eliyle yazmış olduğu ‘’NUTUK’’ u okumak ve anlamaya çalışmak lazımdır. Savaşın ne demek olduğunu onun kadar iyi bilen biri var mıdır diye çok merak ederim. ‘’ YURTTA SULH CİHANDA SULH ‘’ sözünün öneminin farkına bütün insanlığın varması lazımdır.

Günümüzde yaşadığımız coğrafyayı kan gölüne çeviren güçler, sanki ikinci dünya savaşı öncesi dünyaya hükmeden zalim yöneticiler gibiler. Irkçılık ve dinsel akımların marjinalleştiği ve saldırganlaştığı bu günlerde acaba bir üçüncü dünya harbinin ayak sesleri mi duyuluyor ?

Bizler ülkemizi bu ateş çukurlarına düşürmeden istikbale ulaşmanın yolunu Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde bulabileceğiz. İdeolojik saplantılara takılmadan bu büyük önderinin işaret ettiği değerler ışığında Türkiye gelecek günlere barış içinde ulaşabilir.

Bilim ve sanatı hakim kılarak , geçmiş tecrübelerimizden dersler çıkararak, birlik ve beraberlik içinde huzura , refaha ve barışa ulaşabiliriz. Bitmeyecek kinler ve düşmanlıklar yaratmamak lazımdır, toplumu demokrasi ve evrensel hukukun rehberliğinde gelecek yıllara taşıyabilecek önderlere ihtiyacımız var.

Mustafa Kemal Atatürk ‘ün aramızdan ayrılışının 79. yılında , onun bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti korumak ve kollamamız en önemli görevimizdir. Bunu başarabilmemiz için gençlerimizi ileri ülkeler seviyesinin üstünde eğitebilecek beceriyi göstermeliyiz. Üniversitelerimizde müspet ilimlerin baş tacı edilmesi bizleri bu hedeflere ulaştıracaktır. Mustafa Kemal Atatürk ‘ü rahmetle anıyorum. ‘’ Ruhun şâd olsun büyük insan’’ …