Geçen hafta Trafik Canavarına dur diyelim başlıklı yazımın ilk bölümünü, yani Trafik kazasının nedenlerinden insan faktörünü yayınlamış ve yarım bırakmıştım! Bu hafta trafik kazasının nedenlerine devam edip trafik kazasının sonuçları üzerinde duracağım.
İnsan faktörünün kazaya neden olan ikinci önemli faktörü ise Yayaların uyacakları kurallardır.
2918sayılı karayolları trafik kanununda: Madde 68 – Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir.
a) Yayalar, aşağıda sayılan haller dışında, taşıt yolu bitişiğinde ve yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa burada yürümek zorundadır.
1. Yönetmelikte belirtilen tedbirler alınmak şartı ile diğer yayalar için ciddi rahatsızlık verecek boyutta eşyaları iten veya taşıyan kişiler ile taşıt yolunun en sağ şeridinden fazla kısmını işgal etmemek, gece ve gündüz görüşün az olduğu hallerde de imkân oranında tek sıra halinde yürümek şartı ile bir yetkili veya görevli yönetiminde düzenli şekilde yürüyen yaya kafileleri taşıt yolu üzerinde yürüyebilirler.
2. Yayaların yürümesine ayrılmış kısımların kullanılmasının mümkün olmaması veya bulunmaması hallerinde yayalar, bisiklet trafiğine engel olmamak şartı ile bisiklet yolunda bisiklet yolu yoksa taşıt yolu üzerinde, imkân oranında taşıt yolu kenarına yakın olmak şartı ile yürüyebilirler.
3. Her iki tarafında, yaya yolu ve banket bulunmayan veya kullanılır durumda olmayan iki yönlü trafiğin kullanıldığı karayollarında yaya kafileleri dışındaki yayalar, taşıt yolunun sol kenarını izlemek zorundadır.
b) Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.
Yayalar, bu yerlerden geçerken;
1. Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak,
2. Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek,
3. Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek karşıdan karşıya geçebilirler.
Bunların dışında yol ve araç kusurları yok denecek kadar azdır.
Trafik kazasının sonuçlarını iki kategoride inceleyebiliriz.
A: TRAFİK KAZALARININ PSİKOLOJİK SONUÇLARI
Trafik kazaları neticesinde mağdur ve ailelerinde meydana gelen psikolojik fiziki ve maddi zararlar konusunda yapılan bir araştırma neticesinde; ölenlerin ailelerinin %90’ı, sakat kalanların ailelerinin %85'i yaşam düzeylerinde kalıcı ve belirgin düşüş olduğunu ifade etmişlerdir.
Ayrıca hayatını kaybedenlerin ailelerinin %60'ı uzun süreli olarak hayat şartlarında düşüş olduğunu beyan etmişlerdir.
Trafik kazalarından dolayı meydana gelen fiziki ve ruhi sakatlıklar uzun sürelidir. Bu sonuç pek bilinmemektedir. Bu durumda olan mağdurların, yaşam seviyelerinin kaza öncesine getirilmesi hususunda herhangi bir garantileri de yoktur.
B: TRAFİK KAZALARININ SOSYOLOJİK SONUÇLARI
Trafik Kazaları, Türkiye'de sosyal sorunların ilk sıralarında yer almaktadır. Ülkemizin maddi ve manevi varlığını tehdit eden kazalar, geride acısını ömür boyu yüreklerinde taşıyan yetim, öksüz ve sakat insanlar bırakmaya devam etmektedir.
Sanat, siyaset, eğitim, kültür, bayındırlık gibi, trafik de bir ülkenin gelişmişlik göstergesidir. Bu açıdan trafiğin Ülkemiz hakkında sağlıklı bir gösterge sunamadığı açıktır. Hızla gelişen Ülkemizde bir yandan köyden kente göç ve hızlı nüfus artışından kaynaklanan sorunlar, öte yandan Karayollarının yapım ve onarımının getirdiği sorunlar bulunmaktadır. Bu durum işin kültürel boyutunu oluşturmaktadır.
Bir başka deyişle düzenli ve güvenli bir trafik ortamının sağlanması bir toplumun uygarlık düzeyini belirler. Uygarlığın en önemli göstergesi, trafiği ve toplumsal yaşamı uyum içinde olan kentlerdir. Bütün bunlar karşısında trafik yalnızca Devletin bir sorunu olamaz, sürücü, yaya, görevli ve tüm vatandaşların ortaklaşa sorumluluk ve duyarlılık içinde olmaları beklenir. (Bu bilgilere ve daha detaylı bölümlerine internetin çeşitli sitelerinden ulaşabilirsiniz.)
Trafiği, bir ölüm zinciri olmaktan çıkararak, güvenli bir ulaşım haline getirebilmek için vatandaş, toplum ve devletin işbirliği kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır.
Bizler trafik konusuna daha duyarlı olarak eğilelim ki gencecik fidanlarımızı trafik canavarın kurban vermeyelim. Canımız yanmasın içimiz sızlamasın.
Trafik kazalarını kaderimiz olmaktan, bilinçlenerek kurtulalım. Trafikte ne kadar az hata yaparsak o kadar az kaza ve can kaybı olur.
Bu haftada yazıma son verirken tüm okurlarıma, Sağlık esenlik ve mutluluk dolu kazasız bir hafta sizlerin olsun diyorum.