Türkiye’de aronya üretimi her geçen yıl daha da yaygınlaşırken, farklı bölgelerde yapılan üretimler ülkenin tarımsal çeşitliliğini güçlendiriyor. Hay Naturel Genel Müdürü Yiğit Şirin, “Yalova’nın Aronyası Çanakkale’den mi Geliyor?” başlıklı haberde yer alan değerlendirmelere ilişkin açıklamalarda bulunarak kamuoyunu bilgilendirdi.
Şirin, aronya üretiminin bölgesel rekabetten ziyade ortak bir gelişim süreci olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Çanakkale Aronyası: Türkiye’nin Erken Hasat Merkezi
Yiğit Şirin, Yalova’nın aronya üretiminde öncü illerden biri olduğunu hatırlatarak, bugün Çanakkale’nin de Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden biri haline geldiğini söyledi. Şirin, “Çanakkale genelinde 903 dekar alanda yapılan aronya üretimi, sadece miktar açısından değil; iyi tarım ve organik tarım sertifikalı üretimlerle de kalite bakımından Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri haline geldi,” dedi.
Verilere göre Yalova’daki üretim alanı yaklaşık 450 dekar civarında bulunuyor. Şirin, Çanakkale’nin benzersiz iklim koşullarının, toprak yapısının ve güneşlenme süresinin aronya bitkisinin erken olgunlaşmasına imkan tanıdığını belirtti. “Ülkemizde ilk hasat edilen ve yüksek Brix (şeker) değerine sahip aronya meyveleri Çanakkale’de yetişiyor. Bu da üreticiler, zincir marketler ve tüketiciler açısından daha taze, aroması güçlü ve antioksidan değeri yüksek ürün anlamına geliyor,” ifadelerini kullandı.
Kalitesiyle Fark Yaratan Meyveler
Hay Naturel Genel Müdürü, Kaz Dağları’nın bereketli eteklerinde yetişen aronya meyvelerinin kalibre, aroma ve lezzet açısından fark yarattığını dile getirdi. “Çanakkale toprağının mineralli yapısı ve rüzgarla gelen doğal denge, aronya meyvesine eşsiz bir lezzet kazandırıyor. Bu yönüyle Çanakkale aronyası, yalnızca besin değeriyle değil, tat profiliyle de ülke genelinde öne çıkıyor,” dedi.
Türkiye’nin İlk Üç Üretim Merkezi Arasında
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre Çanakkale, aronya üretiminde Türkiye genelinde ilk üç il arasında yer alıyor. Şirin, bu başarının bölgedeki üreticilerin bilimsel tarım uygulamaları, kalite odaklı üretim anlayışı ve sürdürülebilir tarım vizyonu sayesinde elde edildiğini belirtti.
“Bugün market raflarında Türkiye’nin farklı illerinden gelen aronya ürünlerini görmek mümkün. Bu durum, ülkemizin üretim ağının genişlediğini gösteriyor. Önemli olan ürünün menşei değil; kalitesi, analiz değerleri ve sürdürülebilir şekilde üretilmiş olmasıdır,” diye konuştu.
“Domateste Nasıl Çanakkale Markaysa, Aronyada da Öyle Olacak”
Yiğit Şirin, Çanakkale’nin tarımsal markalaşma sürecine dikkat çekerek, “Nasıl ki Türkiye’nin her yerinde domates yetişiyor ama Çanakkale domatesi kaliteyle özdeşleşmiş bir markaysa, aynı potansiyel aronya için de geçerli. Kaz Dağları’nın ekosistemi, rüzgarın ve deniz ikliminin dengesiyle birleştiğinde, Çanakkale aronyası yeni bir gurur markası olmaya adaydır,” dedi.
Türkiye’nin Aronya Haritası Genişliyor
Şirin, Türkiye’de Yalova, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ ve Çanakkale gibi illerde aronya üretiminin hızla arttığını belirterek, her bölgenin kendi iklim ve toprak özellikleriyle ürüne farklı karakter kazandırdığını ifade etti.
“Kimi bölgede erkencilik, kimi bölgede iri taneli ve aromatik meyveler öne çıkıyor. Bu da Türkiye’nin tek merkezli değil, çok merkezli bir aronya üretim ekosistemine sahip olduğunu gösteriyor,” diyen Şirin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Aronya üretimini hangi ilden geldiğiyle değil, nasıl üretildiğiyle ve hangi kalite standartlarını karşıladığıyla değerlendirmek gerekir. Türkiye’nin aronya hikayesi paylaşarak büyüyor.”