Evet, ne yazık ki 2 senedir endişe içinde izlediğim Dış Politikamızın , orada burada sözümona ödüller alan yaratıcı ve uygulayıcıları artık muradlarına ermiş, başları göğe ermiştir inşallah.Artık,  ve nihayet, bizim de bir düşmanımız var!Bu nasıl bir hastalıklı bakış ki, büyük olduğumuz için düşmanımızın olmasını normal karşılamak gerektiği savunuluyor!Yani, kişilerde olan büyüklük saplantısı neden topluma maledilmeye çalışılır? Topluma maledilmeye çalışılır, çünkü kendi kişisel iç huzursuzluklarını, doymamış egolarını koca bir milletin imkanlarıyla ve koca bir bir milleti kullanarak doyurduklarını örtbas etmek için.

Milletin, hem insani hem de millet olarak zaaf gösterdiği özelliklerini Allah adına kışkırtarak yandaş veya taraftar kazanmak olsa olsa şeytani olabilir.Bu kışkırtma ve ego doyurma sürecinin , cep doldurmak ve taraftarı da beslemeyi geçtim, gösterdiği hedef oldukça tehlikeliydi. En az 2 senedir dikkatle izliyorum.NE güzel,  Orta Doğu ve Balkanlarda, ve başka bölgeler de BARIŞ HAVARİSİ olarak anılacağız. Hatta Başbakana Nobel Barış Ödülü filan lafları atıldı ortaya kendi taraftarlarınca.

Ne kadar az düşünülmüş ve hızlı değişen bir senaryodur bu ülkemin içine sürüklendiği. Bu noktadan sonra eğer Suriyeyle Türkiye savaşa sürüklenirse, bu hükümete oy veren, 3 kuruş avantaj sağlayacaklar diye şakşakçılık yapan her vatandaş ,  bu savaştan SORUMLU olacaktır.Büyüklük kompleksi zor bir kompleksdir ve neredeyse 100% sonu yıkımla biter. Tarih bu örneklerle doludur.Ve genellikle, kişilerdir bundan muzdarip olup da bir şekilde ülke yönetir duruma gelmiş olan.Sonra anlamadığım bazı şeyler var: Bizim uçak , kara uçaksavarları tarfından vurulacak kadar alçak uçuşta ne arar elin memleketinde.Abd neden kendi pilotlarını da koyuvermedi içine!?Günah değil mi o gencecik pilotlara?

NEDEN bunlar?Başbakanın büyükülke saplantısı, herşeyi kontroledebileceğini sanması yüzünden!Bir taraftan, Mossad Suriye de cellatlık yapacak, Rasmussen, Türkiye haklı, çok sabırlı , takdir ediyoruz, arkasındayız, diyecek!!!Pes, artık! Yahu , işte plan afişe, daha ne görmek istersiniz !.İranın nükleer başlıklı füzelerini İstanbulda mı.?Yahu, elin adamı, büyük ortadoğu projesini planlamış 10 yıllar önce, sabırla uygulamaya başlamış, egosu doymayan kim varsa bölgede toplamış çevresine, biz artık denizaşırı müdahele yapmıyoruz , siz büyüksünüz , sizler yapın, zart zurt diye şişirmiş, beslemiş, büyütmüş,nihai hedefe bir adım kala, Suriye gık mık yapıyor.Rusya, çin bir tarafta bölgede etkin olmaya devam etmek isterken, benim ülkemin yöneticileri, birden komşusuyla kanlı bıçaklı hale geliyor. Erzurum Üniversiteinden Dış ilişkiler fahri doktora ünvanı alan Başbakan, dünya üzerinde vızır vızır, kah orada kah burada, ününe ün katan dışişleri bakanı nasıl bu oyuna geldiler.? Oyuna geldiler, çünkü, çoktan harcandılar bile. Kendileri hala hayal kursunlar.

ABD, kendi kamuoyu nedeniyle bu oyunda yokmuş gibi davranıyor, ama aslında gayet  de bölgede, ama bir nevi görünmez, Rusya Çin zaten ABD ve İsrailin planlarına kuşkuyla yaklaşıyor, hatta bölgede etkinliğini istemiyorken, Türkiye şapşal gibi ortada kaldı.Herkes sonunda cephe alıp topa koyacak. Destek dedik ama, savaş demedik ki, gibi kaypak bir ton laf edilecek.Allahın Aşkına, ben müneccim değilim, felaket tellalı da değilim, ama manzara çırılçıplak ortada.Güzellikle,Tr kanalıyla istediklerini Suriyey e yaptıramadılar. Bizimkiler, sarmaş dolaş, canım kardeşim filan.Yahu bu nasıl kardeşlik de aradan haftalar geçmedi ki, başladı bizimkiler mızıkçılığa, öyle yap, böyle yap.,diye. Elin seçilmiş adamı mecbur mu başkalrının dediğini yapmaya. Kendi halkının yarısından hala destek görüyorken, neden sevgili kardeşinin telkinleri doğrultusunda hareket etsin.Bizim tavır hızla değişiverdi de komşunun diplomatlarını bile gönderdik. Esad ın durumu bizdeki duruma çok benziyor aslında.Akp yi de memleketin yarısı istiyor, yarısı istemiyor.

Akp döneminde bir sürü muhalif türlü sebeplerle Silivri de gözaltında.EE, biz de salalım gözaltındakileri, üstelik adamların icraatları da yok çoğunlukla.Başbakana , değil başkasından, kendi halkı olan muhalif ve aydınından alternatif fikir veya öneri geldiği zaman küplere biniyor, karışmayın , ben bilirim diye kükrüyor da, elin başkanı neden kendi iç işine lkarıştırsın.Suriye nin , Libya gibi kolay , Mısır , Tunus ve Cezayir gibi hazır lokma olmadığını, olmayacağını bilmek için 20 sene geriye bakmak bile yeterli.Sözde demokratik değişim isteniyor da bu ülke için , neden zorla?.Aynı davranışa Türkiye  bu şekilde maruz kalsaydı, ne yapardı devletimiz.

Tabii ki , Türkiye de her zaman senaryoların ülkesi oldu, ama bu kadar aleni değil en azından.Başbakan , tarihimizin gücünden sözetti geçenlerde  de, evet haklı, tarihimizin gücü güçtür, ama ne Osmanlı, ne de Mustafa Kemal ve kuvva-i- milliye başka bir ülkenin planlarına alet oldular.Osmanlı başkalrına alet olduğu anda çöküşe geçti zaten.Bağımsız hareket ettikleri  için güçlüydüler ve bölgesel güçtüler.Şimdiki durum ne yazık ki hiç aynı değil.Savaş olursa, maşa olarak kullanan güçlerin halklarının ruhu bile duymayacak.Olan Suriye ve Türkiye halkına olacak. Ne bu ülkenin ne de bu halkın benlik mücadelesi vermeye ihtiyacı yok.Özgüvenimizi göstermek için savaşa hiç ihtiyacımız yok.Küresel çapta, türkiye bir dizi alanda atak yapmaya başlamışken savaşla anılmamız ne kadar korkunç olur. Şunu biliyorum,Büyük Ortadoğu Projesinde Türkiye ye biçilen rol hiç de abartılı bir etkinlikte olamaz.Ama şimdiki yöneticilerimize ne vaadettiler bilemem. Ne vaadettilerse de , yalan söylemişler, çünkü daha şimdiden harcadılar.....  

- - - -