Yalova Barosu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı basın açıklamasında, Türkiye’de ve dünyada çocukların yaşama, gelişme, eğitim ve korunma haklarının ciddi şekilde ihlal edildiğine dikkat çekti. Açıklamada, çocuk yoksulluğunun derinleştiği, çocuk işçiliğinin arttığı ve çocuklara yönelik şiddet, istismar ile ihmallerin kaygı verici boyutlara ulaştığı vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20 Kasım 1989’da kabul edilmesiyle her yıl bu tarihin Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlandığını hatırlatan Yalova Barosu, Türkiye’nin sözleşmeyi 1995 yılında onayladığını belirtti. Açıklamada sözleşmenin ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı, yaşama–gelişme hakkı ve katılım hakkı ilkelerine dikkat çekildi.
“Çocuk yoksulluğu, çocukların yaşam hakkını doğrudan tehdit ediyor”
Baro, ekonomik kriz, göç ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sebeplerle birçok çocuğun eğitim, barınma ve beslenme gibi temel haklardan mahrum kaldığını ifade etti. Derinleşen yoksulluğun çocukların ihmale ve istismara maruz kalma oranlarını artırdığı vurgulandı.
Kocaeli Dilovası’ndaki kaçak parfüm fabrikasında yaşanan yangına dikkat çekilen açıklamada, yoksulluk nedeniyle artan çocuk işçiliğinin ağır sonuçlar doğurduğu belirtildi. Yangında hayatını kaybeden 15 yaşındaki Cansu ve Nisanur ile 17 yaşındaki Tuğba hatırlatılarak, “En temel iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı bir tesiste hayatları sona erdi” denildi. Ayrıca 14 yaşındaki Nursefa’nın ayçiçeği hasadı sırasında yaşamını yitirdiği ve bu yıl çalışırken ölen 77. çocuk olduğu belirtildi.
“Çocuk cinayetleri ve istismarı artıyor, toplumsal travmalar sürüyor”
Yalova Barosu, son yıllarda çocuk cinayetleri ve çocuk istismarında ciddi artış yaşandığını belirterek, Narin Güran, Sıla bebek ve “Yenidoğan Çetesi” gibi vakaların toplumda derin travmalar oluşturduğunu ifade etti.
11. Yargı Paketi uyarısı: “Çocuğu fail olarak gören anlayış kabul edilemez”
Gündemdeki 11. Yargı Paketi’ni yakından takip ettiklerini açıklayan Baro, çocuk adalet sisteminin temel ilkesinin “çocuğu suçtan korumak” olduğunu vurguladı. Çocukların yetişkin infaz kurallarına tabi tutulmasına yönelik düzenleme tartışmalarına tepki gösteren Yalova Barosu, bunun BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Avrupa Konseyi standartlarına ve Türk hukuk sisteminin ruhuna aykırı olduğunu belirtti:
“Çocuğu fail olarak merkeze alan anlayış, yoksulluk, eğitimden kopuş, aile içi şiddet ve ruh sağlığı desteği eksikliği gibi yapısal nedenleri yok saymaktadır. Suçu doğuran sebeplerle mücadele etmek yerine yalnızca sonuçları cezalandırmak çözüm değildir.”
Baro, çocukların suça sürüklenmesini önlemeye yönelik sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Hasta çocuklarımız ücretsiz tedavi edilmeli”
Açıklamada SMA, DMD ve kanser gibi ciddi hastalıkların tedavisinin ulusal kampanyalarla çözülmeye çalışılmasının doğru olmadığı da ifade edildi. Çocukların sağlık ve yaşam hakkının devlet güvencesinde olması gerektiği vurgulandı:
“Hastalığı olan çocuklarımızın ücretsiz olarak tedavi edilebilmesi için ivedilikle adım atılmalıdır.”
“Çocukları korumak hepimizin görevi”
Yalova Barosu, çocuk haklarını güvence altına alan mevzuatın etkin uygulanmasının zorunlu olduğunu belirterek, çocukların güvenli, sağlıklı ve haklarına erişebildiği bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceklerini kamuoyuna duyurdu.




