Ne zaman aklıma yaş olarak bir büyük tanıdığım gelse içim hep burkulur, yaşlılarımız bizim varlık sebeplerimiz, onlar bize yaşamın kapılarını araladılar ve biz bu yaşama vesile olan annelerimize, babalarımıza çok müteşekkir olmalıyız. Kâinat devir, daim düzeni içinde varlığını devam ettirmektedir. İnsanlar da aynı kurallar çerçevesinde bir devir, daim düzeninde yaşamaktadırlar.
Baharın çiçeklerinin açtığı bu günlerde yaşadığımız hoş duyguların bana düşündürdükleri arasında, dünyamızda her yıl düzenli olarak yaşadığımız bu muhteşem tablo da vardır. Yaşadığımız bu yörelerde her bahar topraklarımızdan aynı düzen içinde sıralı bir resmi geçit yapar gibi, otlar, bitkiler, çiçekler ve ağaçlar çiçek açmaktadır. Hiçbiri sırasını şaşırmaz, zamanı geldiğinde topraktan adeta fışkırırlar.
İnsanoğlu da bu düzenin bir parçasıdır, yaratanın büyük cömertlikte var ettiği insan, aklı ve insan olmanın getirdiği erdem ile atasına, anne ve babasına gerektiği özeni göstermekle mükelleftir. Çeşitli sebeplerle huzurevlerinde yaşayan yaşlılarımız da toplumumuza emanet edilmiş en kıymetli varlıklarımızdır. Onların o mekanlarda en güzel şekilde ömürlerini tamamlamalarını sağlamak için önce devletimize sonra da bizlere önemli görevler düşmektedir.
Son yıllarda yapılan huzurevlerimizden bahsetmeden geçemeyeceğim. Örnek olarak Çınarcık Huzurevinden bahsetmek istiyorum. Son derece modern bir yapı olarak inşa edilmiş bu binada tanıdığım pek çok yaşlımız var. Hatta birinin oraya yerleşmesini vesile olduğum için de ayrı bir mutluluk duymaktayım. İki kişilik odalarda her türlü bakım ve hizmetin en güzel şekilde sunulduğu bu huzurevi örnek bir tesis. Yaklaşık 70’e yakın yatalak hasta mevcudu var, bir o kadar da sağlık durumu daha iyi vaziyette yaşlımız yaşıyor burada. Tek tek konuştuklarım bakım ve hizmetten gayet memnunlar, şikayetleri genelde özel sebeplere yönelik. Ortak yakınmaları yalnızlıkları, kalabalık bir ortamda yalnızlık çekmeleri ilk bakışta normal gözükmeyebilir fakat bir aile ortamının sıcaklığının böyle kurumsal yapılarda sağlanması pek mümkün değildir. Çalışanların özverisi ve yapının tam teşekküllü oluşu yeri geldiğinde aile sıcaklığını sağlamaya yetmiyor.
Bizim toplumsal yapımızın özünde kalabalık aile yaşam tarzı hakimdi, yavaş yavaş bu özelliğimiz kaybolmaya başlıyor. Yaşam süresinin dünya genelinde uzaması bize de yansıdı 80, 90 lı yaşlara ulaşan pek çok büyüğümüz var. Allah yokluklarını göstermesin diyorum fakat yaşamın bir gerçeği var, hepimiz eninde sonunda bu yaşama veda edeceğiz. Ekonomik sebepler ve gelişmiş ülkelerin iletişim araçları vasıtası ile ihraç edilen kültürleri bizde de yerleşmeye başladı. Çekirdek aile modelinin getirdiği yaşam tarzı büyüklerimizi huzurevlerine yöneltmektedir. Bazen çocuklar bazen de büyükler huzurevlerine yönelişin sebebi olabiliyor. Anne babasına bakacak zaman bulamayan evlatlar, ya da evlatlarına yük olmak istemeyen büyükler buraları tercih ediyor. Bundan sonraki dönemlerde yaşlı bakım evleri ve huzurevleri daha bir gündem oluşturacak gibi gözüküyor. Bizlere düşen burada kalan yakınlarımızı ve tanıdıklarımızı veya tanımadıklarımızı sık sık hatırlayıp ziyaret etmektir. İnsanlık bunu gerektiriyor.
Yalova Musiki Derneğinde bizler zamanımızın önemli bir kısmını bu tür sosyal çalışmalara ayırıyoruz. Kısa süreli aralıklarla buralara ziyaretler yapıp elimizden geldiği kadar büyüklerimize moral vermeye çalışmaktayız. Geçtiğimiz hafta ‘’ YAŞLILAR HAFTASI ‘’ münasebetiyle Yalova ve Çınarcık Huzurevleri’ne ayrı ayrı ziyaretlerde bulunduk. Yalova Huzurevinde yaşadığımız duygulu anları özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum.
22 Mart günü yaptığımız ziyaretin önemli bir kısmını yatalak olarak burada yaşamını sürdüren yaşlılarımıza ayırdık. Ömrünün son yıllarını yatağa bağımlı geçiren yaşlılarımızın ziyaretimizden duydukları mutluluk kelimelerle anlatılacak gibi değil. Vücudunu kımıldatamayacak derece rahatsızlık yaşayan insanların gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi. Elleri ve parmakları ile tempo tutuyorlar dudak hareketleri ile söylenen şarkılara eşlik ediyorlardı. Musikinin mucize etkileri bir kere daha kanıtlanmış oldu. Benim son dört yıldır ağırlıklı olarak çalıştığım MÜZİK TERAPİ çalışmalarıma bolca doküman oluşturduk.
Huzur evlerimizde çalışan personel de bu müzik terapi çalışmalarından fayda sağlamaktadır. Zorlu bir çalışma ortamında verimli olabilmek için çalışanların beden ve ruh sağlıkları tam olmalıdır. Moral yönünden de yeterli destek alabilen çalışanlar yaşlılarımıza daha güzel hizmetler sunacaklardır.
Çınarcık Huzurevimizin müdürü tecrübeli bir yönetici olarak bütün dikkatini bu ayrıntılara veren birisi. Kendisini kutluyorum ona emanet edilen yaşlılarımıza sundukları hizmet adına, Yalova adına, insanlık adına teşekkür ediyorum. Paşakent Huzurevi’nin yaz sonuna doğru tamamlanıp açılacağı haberini de sizlerle paylaşmak bana mutluluk veriyor. Başımızın tacı yaşlılarımızı unutmayalım, unutturmayalım…