ABD ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk temas, ABD donanması ile Osmanlı Devleti’ nin Kuzey Batı Afrika Eyalet donanmaları arasındaki çatışmalar nedeniyle başladı ama bunlar konumuz değil!

Bu yazıda daha çok ülkeler arasındaki ticarî ve siyasî ilişkilerin başlamasına odaklanacağız!

ABD ile Osmanlı Devleti arasındaki ticarî ilişkiler başlangıçta İngiliz konsolosları tarafından yürütülmekte ve bunun için İngilizlere bir miktar konsolosluk masrafı ödenmekteydi.

Bu durumdan rahatsızlık duyan ABD hükûmeti, Osmanlı coğrafyasındaki ticarî çıkarlarını garanti altına almak amacıyla bir süre sonra Osmanlı Devleti ile doğrudan ilişki kurmak üzere harekete geçti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, 1802 yılında, William Stewan’ı konsolos olarak İzmir’ e gönderdi.

Ancak o tarihte ABD ile ilişkiler henüz resmen kurulmamış olduğundan Osmanlı Devleti, William Stewart’ ı konsolos olarak tanımadı.

ABD, 1811’ de bu defa David Offley’ i İzmir’ e konsolos olarak atadı.

Osmanlı Devleti onu da tanımadı.

Ancak David Offley, ilk Amerikan Ticaret Odası’ nı İzmir’ de açmayı başardı.

Bu bölgedeki ticarî faaliyetlerini yıllarca sürdürmeyi başaran Offley ve oğulları, aynı zamanda ABD’ nin gayri resmi konsolosları gibi hareket ettiler.

Osmanlı donanması, 1827’ de Navarin’ de İngiliz- Fransız- Rus ortak donanması tarafından yakılınca, Avrupa’ ya karşı yeni bir müttefik arayışına giren Osmanlı Devleti, ABD ile resmî ilişkilerin kurulmasına karar verdi.

Böylece 1830 yılında ABD ile Osmanlı Devleti arasında diplomatik ilişkileri kuran ve ticarî faaliyetleri düzenleyen bir antlaşma imzalandı.

Bu antlaşma ile ABD de ayrıcalıklı devletler arasına katıldı ve “en ziyadeye mazhar devlet” (en çok gözetilir devlet) olma hakkını elde etti.

Ayrıca söz konusu antlaşmada, ABD’nin Osmanlı Devleti için savaş gemileri inşa etmesini öngören gizli bir madde de yer aldı.

Antlaşmanın imzalanmasından sonra ABD’ nin ilk maslahatgüzarı olarak İstanbul’ atanan Porter, bir yıl içinde İstanbul, Selânik, İstanköy, Bozcaada, İskenderiye, Beyrut, Kudüs, Bursa ve Çanakkale’ de konsolosluklar açtı.

Zamana konsolosluklar Osmanlı Devleti’ nin dört bir yanına dağıldı.

Böylece iki devlet arasındaki diplomatik ilişkiler ağı genişledi.

Girit ve Ermeni sorunlarının ortaya çıkmasının ardından Osmanlı Devleti, diplomatik ilişkilerin seviyesini yükselterek 1867’ de Fransız asıllı Edward Edme Blacque’ ı ilk Osmanlı elçisi olarak Washington’ a gönderdi.

1897 yılında ABD hükûmeti, İstanbul’ daki sefareti büyükelçilik seviyesine yükseltmek istedi ama 2’nci Abdülhamit buna izin vermedi.

ABD, 1906 yılında isteğini tekrarladı, 2’nci Abdülhamit buna da izin vermedi.

Ancak, buna rağmen Washington ve İstanbul sefaretleri karşılıklı olarak büyükelçilikler düzeyine yükseltildiler.

Osmanlı Devleti ile ABD arasında imzalanan ikinci antlaşma, 13 Şubat 1862 tarihli “Seyrisefain ve Ticaret Antlaşması” dır. Bu antlaşma ile ABD’ nin en çok gözetilir devlet statüsü devam ederken bu tarihe kadar % 8 olan ihracat gümrük resmi, tedricen %1 oldu.

11 Ağustos 1874 tarihinde ise suçluların iadesine dair bir antlaşma ve ayni tarihte bir tabiiyet antlaşması imzalandı.

Ticari faaliyetlere verilen önemin doğal bir sonucu olarak Osmanlı Devleti ile ABD arasındaki ticaret hacmi sürekli arttı.

Osmanlı’ nın son dönemi ve Cumhuriyet dönemindeki ilişkileri ise bir başka yazıda ele alacağız.

(Gelecek yazı: Osmanlı Devleti’ ndeki Amerikalı misyonerler…)