RusselBordman ve John Polando adlarındaki iki havacı, yönettikleri uçakla, 28 Temmuz 1931 günü New York’ tan hareket edip, hiç yere inmeden 49 saatte İstanbul’ a gelince, yeni bir dünya rekoru kırmışlardı. Cumhurbaşkanı ATATÜRK, onları Yalova’ ya davet etti. 1 Ağustos 1931 günü Yalova’ ya gelen havacıları önce Başbakan İsmet İNÖNÜ, daha sonra da ATATÜRK kabul ettiler.

ATATÜRK, konuklarıyla tanıştıktan sonra onlara güzel sözlerle iltifatta bulundu; daha sonra köşkün önünde topluca resimler çekildi.

ATATÜRK, daha sonra dönemin Amerika Başkanı HerbertClark Hoover’ e çok samimî uzun bir dostluk mesajı gönderdi.

Günün gazetelerinde ve havacılık dergilerinde, konuşmaların ve ATATÜRK’ ün gönderdiği mesaj ayrıntılarıyla anlatılmış.

Anlatılanlar bu kadar!

Oysa esas ilginç olan bundan sonrası…

Olayın aslını, ABD’ nin ilk Ankara Büyükelçisi olan John Grew’ in hatıralarından öğrendim.

Bu olayın anlamını çok kişinin fark etmediğini düşünüyorum.

ATATÜRK’ ün uzun dostluk mesajına ABD Başkanı’ ndan gelen yanıt oldukça kısa ve gönderilen mesaja cevap olmaktan uzaktır.

Bakın Amerikan Büyükelçisi John Grew, bu konuda hatıralarında neler yazıyor:

“…Gazi, bu telgrafa sinirlendi. Kâtibi Tevfik Bey’ i elçiliğe göndererek Hoover’ in bu telgrafını kendisininkine cevap olarak mı göndermiş olduğunu sordu.

Elçilik Kâtibimiz Shaw, Gazi’ nin telgrafının 1 Ağustos Cumartesi günü, Hoover’ in ise 3 Ağustos Pazartesi tarihini taşıdıklarına bakılırsa, öyle olmasının muhtemel olduğunu söyledi.

Gazi’ nin telgrafı İngilizce olarak gönderildiğine göre, Amerikan başkentinde çeviri için süre yitirilmiş olduğu da düşünülemezdi.

Dışişleri Bakanlığımızın, Cumhurbaşkanının mesajının hiç değilse, Gazi’ nin ki kadar uzun ve içten olmasını sağlamamış olmasından üzüntü duyuyorum.

6 Ağustos 1931 sabahı, Dışişleri Bakanlığımızdan aldığım bir tel beni çok mutlu etti.

Bu telde Başkan Hoover, 3 Ağustos tarihli telgrafını gönderdikten sonra, Gazi’ den çok içten bir mesaj alınmış olduğunu bildiriyor ve Türkler’ e Başkan Hoover’ in ilk mesajı göndermiş olduğunda, daha Gazi’ nin mesajının alınmamış bulunduğunu bildirmekle görevlendirilmiş olduğun bildiriliyordu.

Shaw’a derhal direktif vererek Dolmabahçe Sarayı’ nda Tevfik Bey’ i görmesini ve durumu açıklamasını istedim.

Tevfik Bey, Gazi’ ye hemen haberdar edeceğini söylemiş; sorun böylece çözümlenmiş oldu.

Ben de, bu gün mutlu ufukta hiç bulut kalmaması için ayrıca Ankara’ da Tevfik Rüştü Bey’ e nazikâne bir tel çekerek, Dışişleri Bakanlığımızca Gazi’ nin mesajına Başkan’ ın şükranlarını bildirmekle görevlendirildiğimi yazdım.”

(Kaynak: John Grew, İlk Amerika Büyükelçisinin Türkiye Hatıraları, ATATÜRK ve İNÖNÜ, sayfa 152- 156)

Amerika’ nın Ankara Büyükelçisi’ nin anılarında yazılanlar bunlar, özetle naklettim.

Benim burada anladığım, ATATÜRK’ ün devlet adamı anlayışıdır.

“Ben Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak size ne kadar saygı gösteriyorsam, o saygıyı aynen isterim” diyor ve bunu sağlıyor!

Bu vesileyle, Millî Mücadele’ nin öncüsü, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsın!