8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün, Birleşmiş Milletlerin tanımladığı ve düzenli olarak 8 Mart'ta kutladığı uluslararası bir gün olduğunu söyleyen Anıl, “8 Mart, insan hakları temelinde kadınların siyasal, ekonomik ve sosyal hayatta var olma mücadelesi için verdikleri emeklerin yitirdikleri canların anılması için Birleşmiş Milletler tarafından tayin edilen bir gündür. Ülkemizde de 1921 yılından beri 8 Mart çeşitli etkinliklerle ve programlarla anılmaktadır. 8 Mart kimi ülkeler için anma günü kimi ülkeler için kutlama günü kimi ülkeler içinde hiç kabul görmeyen bir gündür. Kim ülkelerde ise eylem yapma günüdür. Benim fikrimce kadınlar onca mücadele sonucunda haklarını alabilmek için hayatlarını kaybetmiş bu nedenle de bir anma günü olarak yapılan farkındalık çalışmalarının göz önüne konulması ile çeşitli faaliyetler yapılan bir anma günüdür. Evet bu mücadele sonunda kadınlar çok çeşitli haklara sahip olmayı başarabilmişlerdir. Bu bağlamda da bir kutlama günü olarak da görebiliriz. ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak 8 Mart gününün belirlenmesine sebep olan olay konusunda ise tartışmalı iddialar vardır. Bunlardan biri, Rusya'da çarlığın yıkılmasına yol açan 1917 Şubat Devrimi'nin 8 Mart günü yapılan kadın yürüyüşü ve grevleri ile başlamış olması, bir diğeri 8 Mart 1908'de ABD'nin New York kentinde çoğu sosyaIist olan kadın işçilerin öncülüğünde sendikal haklar ve kadınlara oy hakkı talepleriyle düzenlenen miting, başka biri ise 8 Mart 1857'de yine ABD'nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında grevci işçilere polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin kurulan barikatlar nedeniyle kaçamamaları sonucunda 120 kadın işçinin ölmesidir. Bir diğer olay ise, 25 Mart 1911'de New York'ta gerçekleşmiş Triangle Gömlek Fabrikası yangınıdır. Sebep ne olursa olsun kadınlar yüzyıllardır hak arayışı içerisindedir. Çünkü hayatın her alanında olup dünya nüfusundan fazlasını oluşturup emeğini esirgemeyen gücünü esirgemeyen aklı fikrini esirgemeyen kadınlar aynı koşullarda çalışmalarına rağmen erkeklerle eşit ücretler alamamakta yönetim kadrolarına gelmekte çeşitli sıkıntılar yaşamakta iş alanı onlar için oldukça zorlaştırılmakta sosyal hayat siyasal hayat hepsi aynı şekilde kadın için zorlaştırılan ataerkil topluluklar olmaktadır. Biz uluslararası kadın ve toplumsal Gelişim Derneği (KATFA DER) olarak hayatın her alanında olan kadınlarımıza gerekli değerin verilmesi pastadaki paydan eşit olarak yararlanabilmesi için çeşitli projeler ve farkındalık programları gerçekleştirmekteyiz. Biz toplumu iki ayrı kutup olarak görmüyoruz toplumda kadın erkek bir bütündür ve her şeyden eşit şekilde yararlanma hakkına sahiptir. Bu bağlamda derneğimizde kadın bakış açısına sahip erkek arkadaşlarımız bizlerle yol almaktadır. Sağlıklı bir toplumda sağlıklı bireylerle yaşamak istiyorsan kadın haklarına saygı göstermeli kadınlara eşit hak ve eşit muameleler yapılmalı verdiği emeğin karşılığını tıpkı erkekler gibi hak ettiği şekilde almalıdır. Böyle bir kavram oluşturunca da kadın erkek eşitliği konusunda farklı konular ortaya atılmakta bizim bahsettiğimiz verdiğimiz emeğin karşılığını hak ettiğimiz şekilde almak toplumun tüm paydalarından eşit şekilde yararlanmaktır. Atamızın bir sözünü asla unutmayalım! ‘Dünyada her şey kadının eseridir.’ Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır” şeklinde konuştu.

Anıl, ‘Kadınlarımız yüzyıllardır hak arayışı içerisindedir’

Editör: Uğur TEZCAN