Sevgili okurlarım, hiç denediniz mi? Kul olarak gönlünüzü Allah’a açıp da O’na yönelmeyi ve de Yaradanımızdan istediniz mi, O’na çok ama çok yakın olmayı? Yoksa olmuyor, hala olmuyor mu? Belki de hala Allah ile aranızdaki o doyulmaz güzelliğin lezzetini tadamadınız mı?
Sevgili okurlarım, namazlar, ibadetler gözünüzde mi büyüyor ve yıllar geçiyor, geçiyor da hala Rabbinize karşı içinizde o sımsıcak güzel duyguları ve kalbindeki Allah’a karşı kıpırtıları hissediyor musun? Allah’ın kulu evet hala Allah için heyecanlanan ve sevgisiyle coşan bir gönüle sahip olamadınız mı?
Hala mutsuz ve huzursuz musunuz? Ve bir sevgi, bir mutluluk arayışında mısınız? Ey kul ölmeden önce dünya hayatını yaşarken ruhun Allah’a ulaşmanın üzerimize farz olduğunu biliyor muydunuz? Ve ancak bu dilek sayesinde hem dünyada ve ahirette mutluluğu ve kurtuluşa ulaşacağınızı da biliyor muydunuz?
Sevgili okurlarım insan ölmeden önce bütün Allah dostları gibi, sadece bir dilekle Allah’a yönelmek, yani ruhumuzu Allah’a ulaştırmayı dilemek! (Kaynak: Zumer suresi 54’e göre) üzerimize ölüm gelmeden Allah’a yönelip, O’na teslim olmak üzerimize farz kılınmış.
Sevgili okurlarım kişi batıl, yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden konuşan şeytandır. Hakk’ı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır. Yüce Allah, kuranı kerimde, “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah’a inanırsınız. (Kaynak: Al-i İmran 3/110).
Allah’ın resulü biz ümmetine de iyiliği emretme, kötülükten sakındırma erdeminin imanla olan ilişkisine dikkatimizi çekerek bir kötülük gören kişi, eli ile değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Ona da gücü yetmezse kalbiyle tavır koysun. Bu da imanın asgari gereğidir. (Kaynak: Müslim, İman 78).
Ramazan bitti gelen Ramazan Bayramı bütün insanlık alemine hayırlı olsun. Amin.