Sevgili okurlarım bugünkü yazım iman hakkında olacak. Bir gün Ashabı Kiram’dan birisi, rahmet elçisi sevgili peygamberimize gelerek, “Ey Allah resulü bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki bu konuda başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim” dedi.

Sevgili rahmet peygamberimiz ona şöyle buyurdu, “Allah’a iman ettim de, sonra da istikamet üzere ol.” (Kaynak: İbn Hanbel, 11, 413).

Allah, insanoğlunu yaratılmışların en şereflisi olan insanı yeryüzüne halife kılarak kendine muhatap kabul etmiştir. Sevgili okurlarım istikamet, imanı, ibadeti, ahlakı, sosyal ve ticari ilişkileri hayatın her anını ve alanını kuşatan bir kavramdır.

İmanda istikamet Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammet Mustafa’nın (s.a.s.) son peygamber olduğuna, meleklere, peygamberlere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır.

Sevgili okurlarım ibadette istikamet ise Fatiha suresi ayet 5’te mealen şöyle buyurulmaktadır, “Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.”

Yine Allah biz kullarına Ankebüt suresi ayetler 1 ve 3’te mealen, “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar. Andolsun biz onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır.”

Allah’ımız, Hud suresi ayet 112’de mealen, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” buyurmuştur. İnşallah oluruz. Amin.