Birgün Mescidi Nebevi’de birkaç sahabe sohbet ediyordu. Cahiliyeden kalma bir anlayışla birbirlerine karşı ırkçılık ve kabilecilik yarışı içine girmişlerdi.

İçlerinden biri soru yöneltti, Allah’ın resulü çok değer verdiği İran asıllı Selman-i Farisi’ye imalı bir şekilde, “Sen hangi kabiledensin, soyun nedir?” diye sordu.

Bunun üzerine Selman (r.a), “Ey Allah’ın resulü ben İslamın oğlu Salmanım” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü, “Ey Allah’ın resulü ben yolumu kaybetmiştim, ben fakirdim, yaradanımız beni Hazreti Muhammed Mustafa ile zenginleştirdi. Ben köylüydüm Allah beni peygamberiyle özleştirdi” dedi.

O Esnada Hazreti Ömer orada bulunanlara, “Benimde soyumu öğrenmek ister misiniz?” diye sordu ve söyledi Hz. Ömer, “Bende İslam’ın oğlu Ömer’im, İslam’ın oğlu Selman’ın kardeşiyim.”

Sevgili okurlarım üstünlük ne soyda ne de ırktadır. Asıl üstünlük kardeş olmakla ve de ümmet bilinciyle hareket etmektir.

Yüce Allah biz kullarına Enbiya suresi ayet 92’de mealen şöyle bildirmektedir, “Doğrusu ümmetiniz, tek bir ümmettir. Bende sizin Rabbinizim öyleyse bana ibadet edin.”

Yine Allah’ımız biz kullarına Al-i İmran suresi ayet 110’da mealen, “Siz insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Ve Allah’a inanırsınız.”

Yüce mevlam kendine inanan kullarından olmamızı nasip etsin. Amin.