Kabahati kürk yapmışlar kimse istememiş.

Egoları tavan yapmış insanları gördükçe yazmaktan vazgeçmiştim.

Zira kimse kendi hatasını görmüyor, suçu hep karşı tarafa yüklüyor.

Böyle bir ortamda işler tam anlamıyla körler sağırlar birbirini ağırlara dönüşüyor.

Sen çal, sen oyna misali.

Kendimi neden üzeyim ki dedim uzunca bir süre.

Geçmişe hiç aldırmadan öyle olaylar ve söylemler başladı ki, tam tabiri ile zıvanadan çıkartıyor insanı.

Azıcık hatırlatayım dedim; Ne var ki neden bunları yazıyor, mesajları gelmeye başladı.

Aslında hatırlatmaya çalıştığım, vurgu yapmaya çalıştıklarımın amacını bile kimse anlamamıştı.

……………..

Bir elimde kırmızı boya, diğer elimde fırça duvarlara slogan yazıp, yakalanmamak için 1000 metre de koşu rekorları kırdığımız günlerde, kıçın da bir okka bok ile dolaşanlar bebeler şimdi klavye silahşörü olmuş, akıl verip ahkam keser duruma gelmişler.

Sebep Muharrem İnce’nin eleştirilmesi, liderliğinin teslim edilmesinin sağlanmasını desteklememiz gerekiyormuş.

Milli şef İsmet İnönü’yü bilmemiş, O’nu CHP’nin lideri iken Ortanın Solu kavramıyla genel başkanlık koltuğundan eden solun oyunu yüzde kırklara taşımış, ABD’ye bu ülkenin ürettiklerini bıraktırmam demiş, Kıbrıs ta yaşanan zulüm için bir gecede koalisyon ortağı Necmettin Erbakan ile karar alıp adaya barış için çıkmış bir lideri hiç tanımamış zıpçıktılar sosyal medyada racon keser olmuş.

O kadar da değil.

……………..

Bakın size ne anlatacağım.

Çoğunuz bunu bile hatırlamayacak, neden yazdığımı bile anlamayacaksınız.

Altınova’ya tersaneler kurulurken Subaşı Belde Belediyesi CHP’li başkan Ali Ekber Fidan tarafından yönetiliyordu. Kivi, şeftali, nektarin, erik gibi meyvelerin üretim yatağı adı gibi altın olan güzelim ova idi.  Bu ovanın yok olmaması için uğraşan kişiydi Subaşı Belediye başkanı Ali Ekber Fidan. Yıllar süren mücadelede tersanelerin buraya kurulmasına karşı mahkeme kararları olmasına rağmen en sonunda söz konusu alan Subaşı Belediye sınırların çıkarılıp Altınova Belediyesi sınırları içine alınınca mahkeme kararlarını umursamayan yöneticiler ovanın önüne tersane bölgesini devletin malını bedava vererek kurdurdular. Halkı uyutma adına çocuklarımız burada çalışacak masalları anlatıldı. Uyduruk kurslarla halkımız kandırıldı. Bugün bölgenin işçisi karşıdan geliyor.

O günlerin milletvekilleri Sayın Şükrü Önder ile Sayın Muharrem İnce idi. Sayın Önder AKP milletvekili idi ve bir konferansta “Yalova’da 2,5 kişi tersanelere karşı çıkıyor. Hayri Tezcan, Subaşı Belediye Başkanı Ali Ekber Fidan ve eşi Filiz Fidan demişti.” Yani bir kadını tam bir birey olarak bile görmemişti.  Sayın İnce ise bu konuda hiç tepki vermemişti. Özel bir görüşmemizde bana bir kentin gelişmesinin önüne geçersem kendimi affetmem demişti. Yani kendi partisinin belediye başkanına sahip çıkmamıştı. Sadece O’mu CHP’den tek bir destek gelmemişti. Bu geliş-melerde sonra değerli insan Filiz Fidan kimliği belirsiz kişi tarafında evinin içinde darp edilmişti. Yalnız bırakılmanın sonucu buydu, ne yazık ki. O insanlar halen buradalar sadece işlerine bakıyorlar. Ne kadar acı değil mi?

Ve Subaşı Belediye yönetimi şu an AKP’dedir.

Benim için ne fark eder.

Bana ne ?

Ben gazeteciyim, işimi yaparım. Haberimi yapar geçerim.

Güzel yapılanı destekleriz, kötüyü eleştiririz.

Ama bugünler de 16 sene milletvekilliği yapanı bir gün eleştirirseniz, hısımlıktan hasımlığa terfi ettiriyorlar insanı.

……………..

Kazanılmış mevziler içten parçalandığında kolay kaybedilir.

Her konuda, her olay da bu böyledir.  Hele yönetimler de ister uluslararası, ister uluslar içi bölünme olunca  kaybolur gidersin.

Çok yakın örneği yukarıda yazdım.

Önümüzde yine bir yerel seçim var.

CHP Yalova’da yaşananları siyasetin ucundan takip eden herkes biliyor.

Kimse konuşamıyor.

Neden?

Ya Vefacı oluyorsun ya da Muharremci.

Ya nemacı oluyorsun ya da yalaka.

Bir boktan haberi olmayanlar seni suçlayıp, hakaret ediyorlar.

Ülkenin içinde olduğu durumdan bihaber, geleceğinden bihaber.

Zavallılar!

Seçmen alın partiniz sizin olsun dediği gün O parti kime yarayacak?

Seçmen siz birbirinize güvenmiyorsunuz, biz neden size güvenelim derse ne yapacaksınız?

Ben söyleyeyim.

Subaşı örneği gibi kaybolup gideceksiniz.