Belediye memnuniyet verici bir gelişme ile e-imzaya dönme kararı aldı. Yalova Belediyesinin kaybettiği süre iki yıldır, çünkü sürecin tekrar toparlanması en az 6 ay sürer. Yani 2014 başındaki konuma 6 ay sonra gelmiş olunur. Ama kayıp bundan ibaret değildir. Bu iki yıl içinde ilerletilip, geliştirilmesi veya tamamlanması gereken işlemleri göz önüne aldığımızda telafisi uzun sürecek zannediyorum. Çünkü pedal çevirmediğiniz anda, düşersiniz. Sizin aynı noktada durmanız, başkalarının yürümeye hatta koşmaya devam etmesi ile beraber düşünüldüğünde, gerilemeniz anlamına gelir. Yine de çok şükür, zararın neresinden dönersek kârdayız. Bunda, Başkan Yardımcılığı görevine yeni atanan Naim Beyin etkisi olduğunu zannederek, atamadan dolayı riyaseti kutluyorum.
Yeni medeniyet tasavvurumuzun vazgeçilmez kavramı “adalet” olacaktır. Zannederim kimse “Neden?” diye sormayacaktır. Çünkü Türk-İslâm anlayışının olmazsa olmazı “Adalet”tir. Adalet varsa, zirveye oynama imkânı bulmuşuz. Ne zaman ki adalet kantarını bozmuşuz, zafiyetlerimiz başlamış. Ama soru şudur ki “Nasıl?”. Özelikle kamu hizmetlerinde adalet nasıl sağlanacak? Tabi başka sorularda var. Meselâ 2 yıl evvel çıkarılan performans yasası nasıl uygulanacak? Yeni hükümet programı içinde yer alan “home ofis” çalışma düzeni ve yeni memur yasası hangi zemin üzerine inşa olunacak?
Bilim, bilinmeyenin vereceği zarara karşı tedbir almak amacıyla bilinmeyeni bilinir hâle getirme eylemidir. Tedbir bilinmeyene karşı alınamaz. Doğanın yasalarını keşfedip, bilinir duruma getirdikten sonra insanoğlu kendini tabiata karşı güvende hissetmeye başladı. Ama insanlık durmadı, yeni yasaları güç kazanmanın aracı olarak geliştirmeye devam ediyor. Kime Karşı? Tabii ki insanlara karşı… Sömürgeciliğin güç merkezi bilim oldu ve olmaya devam ediyor. Nizamı Âlem için kılıç yetmez, bilmek lâzım. Hem doğaya, hem zulüm erbabı insanlığa karşı adaletin muhafazası için bilmek esastır. Tedbir ve güven sağlamak için bilinmeyeni bilinir hâle getirmek kaçınılmaz.
Kamu hizmetinin şeffaf, adil ve tanımlanmış süre içinde verilebilmesi adalet, dolayısıyla devlete güven anlamına gelecektir. Güvende olma, özgürlük alanının korkular tarafından işgal edilememesi demektir. Partizanlığın, kayırmacılığın, rüşvetin olmaması verilen hizmetin süresinin bilinmesi ve verilme esnasında hiçbir inisiyatif kullanılmadığının, yani otomatiğe bağlanmış bir şekilde gerçekleştiğinin farkında olunması ile mümkündür. Kamusal hizmetlerin inisiyatif kullanılmadan, süresi tanımlanarak verilebilmesi, hizmeti talep edenin “bilmesini” yani özgürlüğünü” verir. Rüşvet ve ayrımcılık belirsizliğin, inisiyatif sahibi görevlilerin ve bilinmeyenin yarattığı korkunun tezahürüdür
Çalışanlar arasında kıskançlık, çekememezlik olmaması da herkesin ürettiği emeğin sayısal ortamda ölçülebilir olmasıyla mümkündür. Çalışmadan haksız kazanç elde etmenin son bulması, sadece bir imtiyazın kalkması değil, aynı zamanda diğer çalışanların motivasyon kaybının olmaması demektir. Şu anda riyaset çalışan ile çalışanı ayırt etme şansına sahip değil. Meselâ en az 200 kişi hiçbir iş yapmıyorsa, geri kalanların motive olmasını, verimli hizmet üretmelerini bekleyemezsiniz. Üretilen hizmeti matematik düzlemde on-line denetleyemezsiniz.
Emeği değerli olan pazardaki üründen payını yükseltme talebinde bulunabilir. Değersiz olan emek metalaşır. Kendi iradesi dışında alınır, satılır. Fiyatı düşer. İşsiz kalır. Bütün bunlar korku üretir. Korkan insan özgür olamaz. Tanımlanmamış, ölçülemeyen emeğin değeri bilinemez. Değeri var iken, mağdur edilebilir. Haksızlığa uğrayabilir. Değeri yok iken fazla ücret talep etmek sadece kul hakkı yemek değil, aynı zamanda bireysel özgürlüğün peşkeş çekilmesi ile beraber esaret düzeninin meşrulaşmasına katkıdır.
Zambak yeni medeniyet tasavvurumuzun temeli olan adalet kavramının egemen ve baskın olacağı kamu yönetim sisteminin adıdır. Zambak emeğin değerinin korunmasıdır. Zambak özgürlüktür.
E-imza ise bu sistemin anahtarıdır. E-imzayı iptal ederek, sistemi çökertmek, tarif edilemez bir aymazlık idi.