Kanal İstanbul tartışılırken, sık sık İndependante olayı da gündeme geliyor. Nedir bu olay? Bizzat yaşadıklarımdan yola çıkarak olayı anlatmaya çalışacağım.

Yıl, 1979. İstanbul Moda’ da, Dr. Esat Işık Caddesi üzerinde, bir apartmanın üçünü katında oturuyoruz. 15 Kasım Perşembe’ yi, 16 Kasım Cuma’ ya bağlayan gece… Sabaha karşı 05 30 civarı… Ertesi gün bir takdim konum vardı, bütün gece uyumamıştım. O dönem sigara da içtiğim için, salonun pencerelerini açmış, odanın havasını temizlemeye çalışıyordum.

Birden gök gürlemesi gibi, ya da hemen kapı önünde birkaç bomba patlamış gibi kulakları sağır eden bir patlama oldu. Bu patlamalar birkaç kez arka arkaya devam etti. Patlamanın şiddetinden etraftaki binaların camları kırılarak büyük bir gürültüyle yollar savruldu. Hemen cama koştum, herhalde pencere açık olduğu için bizde tek cam kırılmamıştı. Herkes merakla ışıklarını yakmış, pencerelerinden bakarak ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.

Ne olup bittiğini anlamadık. Çok kısa bir süre sonra, gökyüzünden alevli küller yağmaya başladı. Allah’ tan bunlar bir yangına sebep olmadı. Havada pis bir yanık kokusu vardı.

Beni görev yerime götürecek servis aracı, Kadıköy meydanında, köşedeki İş Bankası’ nın önünden geçiyordu. Sabahın karanlığında yürürken, sokaklardaki cam kırıklarından sakınarak yürümeye çalıştığımı çok iyi hatırlıyorum. Servis gelip görev yerine giderken, Haydarpaşa açıklarında kesif bir alev ve gökyüzünü kaplayan bir duman bulutu gördük. Olayın ne olduğunu ayrıntılarıyla o gün anladık.

Libya’ dan yüklediği 94 600 ton ham petrolü Romanya’ ya taşıyan Rumen bandralı İndependante isimli bir tanker, Karadeniz yönünden gelen Yunan bandralı Evriyali adlı kuru yük gemisine (Boğaz’ da değil) Haydarpaşa limanının 800 metre açığında çarpmış ve duyduğumuz patlama da bundan sonra olmuş. Kazada 43 denizci hayatını kaybetmiş. Mürettebattan bazılarının yanmış cesetleri kıyıya vurmuş.

Dönemin Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Çakır kazayı şöyle anlattı:

"Evriali adlı Yunan bandıralı şilep, İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinde kılavuz kaptan olarak Boğaz'ı emniyetle geçmiş ve Boğaz'ın Marmara çıkışı olan Harem önlerinde kılavuz kaptan istenen görevi bitirerek şilepten ayrılmıştır. Independenta adlı Romen tankeri ise Karadeniz'e geçmek üzere Marmara'dan Boğaz girişine yaklaşırken kılavuz kaptan talep etmiş ancak kılavuz kaptan daha gemiye binemeden, her iki gemi de kılavuzsuz seyir halinde bulundukları sırada çarpışma olayı meydana gelmiştir."

Gemideki yangın 27 gün kadar sürdü ve çok büyük bir çevre felâketine yol açtı.

1979 yılının Aralık ayı başında gemide ikinci bir patlama daha meydana geldi ve ara ara yaşanan bu patlamalar enkaz kaldırma ve söndürme çalışmalarının aksamasına neden oldu.

Bu kaza, Marmara Denizi’ nde büyük bir çevre felaketine yol açtı, ham petrolün çevreye verdiği zarar ürkütücü boyutlara ulaştı. Yapılan araştırmalara göre deniz dibindeki canlıların yüzde 96'sı suyun kirlenmesi nedeniyle öldü. İstanbul'da tutulan balıklar uzunca bir süre yenilmedi.

Geminin enkazı, 1987 yılında Tuzla'ya çekildi.

Kısacası, İstanbul’ da çok büyük bir çevre felaketine yol açan Independante olayı, İstanbul Boğazı’ nda değil, Marmara Denizi’ nde Haydarpaşa açıklarında olmuştur!

***

İlkokulda okurken, Türk Bayrağı altında, “Türk’üm, Doğruyum, Çalışkanım, Yasam Küçükleri Korumak, Büyükleri Saymaktır” diye başlayan Öğrenci Andı’ nı okumaktan çok büyük gurur duyuyordum. Aynı duyguları şimdi de aynı heyecan ve gururla yaşıyorum. 

ATATÜRK diyor ki:

“Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!”

(NOT: 5 Nisan 2021 Pazartesi: MARMARA DENİZİ ÖLÜYOR)