Sevgili okurlarım, bu haftaki yazıma Nisa Suresi Ayet 40'ın mealiyle başlıyorum. "Muhakkak ki Allah bir kimsenin hak ettiği sevabı noksan ederek yahut hak ettiğinden fazla azap ederek yüce Allah kişiye zerre ağırlığınca bile zulüm yapmaz. Eğer o amel güzel bir şeyse, onu (sevap bakımından) katlar ve (sahibine) kendi katından pek büyük bir ecir verir.

Sevgili kardeşlerim. Kişi sureten ve manen, zekat vermeyenlerin ve infakta bulunmayanların gönül arzularına (sahalarına) ve kalp mezralarına ise Rabbani lütufların bulutları bir katre bile ilahi muhabbet yağmuru yağdırmayıp, üstelik çeşit çeşit kıtlık ve garı gibi belalarla, üzüntülerle ve şu uğursuz olan dünyaya muhabbet ve himmet beslemekle mubtela  kılar. Böylelikle bunlar cehalet ve delaletle kalıp helak olur. Cana can katan marifetin meyvelerinden nasip ve hisse alamazlar ve yapmış oldukları ticaretlerinde hüsrana uğrayarak hidayet kazancından bir zerreye bile sahip olamazlar. Şimdi yani hesaplar görüleceği zaman için (mealen o gün onlara Allah tarafından denilecektir ki)işte bugün hiçbir kimse en ufak bir şeyle (bile) zulme uğratılmayacaktır ve siz yapmakta bulunmuş olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmayacaksını!) (Kaynak yasin suresi ayet 54) Kavl-i Şerif'in gereğince her hal-ü karda herkes dünya ve ahirette amelleri ile karşılık bulacağından (çok çirkin ve ayıp) ameller olması sebebiyle Hazreti Mevlana buyururlar ki, taun (veba) zina sebebiyle meydana gelir. İbn-i Ömer Şerifte Rasülüllah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurmuştur ki; " Kesinlikle fuhşiyat bir toplum içinde aşıkar işlenecek kadar yaygın hale gelirse o halk, geçmişte atalarından görülmemiş taunler (vebalar) ve hastalıklar ile mübtela olurlar." Sevgili okurlarım yazımın devamı haftaya…