Olduğunca yansız bir gözle onun çevresi yönüne ve görev başında olduğu dönemlerde çevre konusunda yapılan olumlu çalışmalara bir bakalım.
Özal’ın çevreye olan duyarlılığının ilk işareti GÖCEK olmuştur. Dalaman Fethiye arasında seyrederken yolun yüksek kesiminden aşağıya bakıldığında maviyle yeşilin kucaklaştığı bir yol görülür. Burayı ilk keşfeden Özal’dır. Bir taş ocağının şantiye binası olan kulübemsi bir yapı restore edilerek Cumhurbaşkanı’na tahsis edilir. O günlerde basın ve bazı köşe yazarları bu olayı “Özal’ın villası” olarak uzun uzun konu edinirler.
Özal döneminin en büyük çevre çalışması Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (Ö Ç K K) nın kurulmasıdır. İlk adım merhum Cumhurbaşkanı Özal’ın, çevre konusunda danışmanlığını yapan Can Pulak’ın görevlendirmesiyle atılır. Tayyip’in danışmanları gibi Özal’ın da prensleri vardı. Bir farkla onunkiler, jöleli saçlı, gülyağı kokulu, Amerika’da bir bar işletmeciliğinden Bakanlığa yükselmiş tipten değil, Amerika’da eğitim görmüş, kariyer sahibi olmuş yetenekli kişilerdi.
Yapılan araştırma ve çalışmalar sonucunda 19/10/1989 tarihinde 383 sayılı Kanun Hükmündeki kararname ile ÖÇKK’nın yapısı ve yetkileri belirlenir. 13/11/1989 tarih ve 20341 no’lu Resmi Gazete’de yayınlanarak işlerlik kazanır.
Daha geriye gidersek bu kurulun gerekçesi 1976 tarihinde imzalanan Barselona sözleşmesine dayanmaktadır. Bu sözleşme, Akdeniz’in kirlenmesine karşı bir koruma önlemiydi.
Kararnamenin 1.Maddesinde amaç, şöyle ifade ediliyordu :
“2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 9.maddesine göre Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planları yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek.
ÖÇKK doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kuruldu. Bağımsız ve geniş bir bütçesi vardı. Bünyesinde uzman elemanlar, her branştan mimar, inşaat, elektrik, fizik, kimya mühendisleri, biyologlar bulunuyordu. 1998’den 2004 yılına kadar Özel Çevre Koruma Bölgeleri şöyle belirlenmişti :
Fethiye – Göcek, Gökova, Göksu Deltası, Gölbaşı, Kaş, Kekova, Köyceğiz – Dalyan, Patara, Ihlara Vadisi, Pamukkale, Tuz Gölü, Uzun Göl, Saros Körfezi, Finike.
Bu bölgelerin imar planlarını yapmak, yapı ruhsatlarını vermek sadece ÖÇKK’nın yetkisindeydi. Kısaca buralarda izinsiz bir çivi çakılamıyor, bir ağacın dalı bile kesilemiyordu.
Çevre korumanın temel prensibi : Tedaviden önce Koruma, Koruyarak Kullanma ve geliştirerek korumadır. Kurum bu amaçlara ulaşmak için görevlendirilmiş ve teşkilatlandırılmıştır.
ÖÇKK’nın vermiş olduğu sürekli ve genel hizmetler dışındaki ana faaliyetlerini 6 başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar :
1-Araştırma izleme ve koruma faaliyetleri
2-Planlama ve proje hizmetleri
3-Atık Yönetimi Hizmetleri
4-Atık su Yönetimi Hizmetleri
5-Su temin işleri
6-Çevre tanzimi
Bu hizmetleri gerçekleştirirken tek başına hareket etmemiş birçok ilgili kurum ve kuruluşla işbirliği yapmıştır. Yerel yönetimler, başta olmak üzere Bakanlıklar, Üniversiteler, İller Bankası, TÜBİTAK, DSİ, Milli Emlak Genel Müdürlüğü, MTA, Sivil toplum Kurumları örnek olarak sayılabilir. Katı atıkların geri kazanımı için, Ihlara Vadisi, Belek, Foça, Datça-Bozburun, Fethiye-Göcek, Gökova, Köyceğiz-Dalyan Bölgelerinde ÇEVKO ile yararlı çalışmalar yapmışlar, Çevrenin korunması yanında olan ülke ekonomisine artı değerler kazandırmışlardır.
Kurum bugüne kadar 9 adet uluslar arası projeye imza atmış ve gerçekleştirmiştir. Dünya’da doğallığı korunan en iyi ikinci proje seçilen doğa harikası İztuzu, dünü ve bugünü ile kurumun varlığının bir sonucudur.
Dalyan ÖÇKK tarafından korumaya alınmış, iki ve üç kattan fazla yapılaşmaya izin verilmemiş ve imar yoğunluğu kontrol altına alınmıştır. Bu gün taş yığınına dönen bir çok turizm merkeziyle aynı kaderi paylaşmaktan kurtulmuştur.
Haftaya AKP dönemi ve ÖÇKK’nın akıbeti.