Muhteremler onbir yıl beklemişler, şimdi akılları başlarına gelmiş ve bir gecede içimi dinen günah olan alkolü yasaklıyorlar. Sık sık başvurdukları, bunların zamanında alışkanlık haline gelen torba yasa denen aldatmaca yöntem uygulanıyor.
Ülke yönetiminde yasalar belirleyicidir ve önemlidir. Yasa yapmak da ciddi bir iştir. Bu yüzden anayasa vardır, kurallar, yöntemler ve meclis iç tüzüğü vardır. Ama aceleye getirmeden toplum yararına, kusursuz, uygulanabilir bir yasa yapmak.
Ama amaç ideolojik ve tek yönlü olunca fazla araştırmaya, tartışmaya fırsat vermeden bir oldu bittiye getirip yasa çıkarma yolu, torba yasa oluyor. Yasalaşma noktasına gelmiş bir tasarıya bir madde eklenerek bir gecede kısa yoldan sonuca gidiliyor. Son örnekte de bu yaşandı. 16 saat aralıksız süren oturumda sinirler gerildikçe gerildi. Yorgunluk ve uykususzluktan ne kadar sağlıklı düşünüp karar verilebilirse AKP nin oylarıyla yasa meclisten geçti. Çünkü CHP liler daha önce kürsüdeki milletvekillerine yapılan saldırı nedeniyle oturumu terk etmişti.
Acaba böyle bir yasaya gerek var mıydı? Alkol kullanımı çok tehlikeli boyutlara mı ulaşmıştı? Baktığımızda hiçde öyle olmadığını görüyoruz.
Türkiye, alkol tüketiminde Avrupa sonuncusu. Sıralamanın başında yılda kişi başına 15.5 litre ile Lüksenburg geliyor. Biz de 1.4 litre. Bizden bir evvelki ülke Malta’da bile 5.3 litre. Avrupa ortalaması ise 10.8 litre. Bunlar OECD nin 2010 verileri. Aynı rapora göre birçok Avrupa ülkesinde alkol tüketimi artarken 1980-2008 arasında Türkiye’de %22 oranında azalmış.
Topluma baktığımızda halkın, %76.9 içki içmiyor. İçenlerin içme alışkanlıklarına göre dağılımı şöyle: Ayyaş denilen hergün içenler %1.2, haftada bir içenler %5.7, ayda bir içenler %7, ve kırk yılda bir içenler (benim gibi) %9.2
Dünyada özellikle Amerika’da ve bizde Osmanlı döneminde alkole karşı yasaklamalar getirilmiş. Ancak hiçbir şekilde ve hiçbir yerde alkol kullanımı önlenememiştir. Bu yasaklar en çok karaborsacıların, kaçakçıların işine yaramıştır.
İçki yasağını koyan ve bunun amansız takipçisi olan Osmanlı padişahı 4. Murat kendisi alkolikti. Ondan başka Kanuninin oğlu sarı selim şarapçıydı. Bu alışkanlığına Manisadayken başlamıştı. Sultan Abdülmecid içki alemlerinden kendini kurtaramadı, genç yaşında sağlığı bozularak 38 yaşında yaşama veda etti. onun oğlu 5. Murat daha sonra tahta geçen kardeşi 2. Abdülhamid de içki kullananlar arasındaydı.
İçkiyi ölçülü kullanan ve kendini bilenden herhangi bir zarar gelmez.. bir bardak bira içmekle ayyaş olunmaz. Sürekli ve aşırı tüketenin zararı önce kendi sağlığına olur. Maddi kayıpların yanı sıra normal düşünme ve karar verme yeteneğinden yoksun kaldığı sarhoşluk anlarında kontrolsüz hareketleri çevreye zararlı olursa buna izin verilmez. Bir şekilde toplum dışına atılır. Sonuçta zararı yine kendisine olur.
Alkolü yasaklama yerine gençlere, eğitimle zararları anlatılmalı, bağımlı hale gelmeleri önlenmelidir. O duruma düşenleri kurtarmak için tedavi merkezlerine yönlendirilmelidir.
Taksim Gezi Parkı eylemlerinin nedeni sadece orada kesilecek ağaçlar ve yapılacak AVM değildir. Eğitim sistemini alt üst eden 4+4+4 den alkol satışını düzenleme yasasına kadar pek çok dayatmacı otoriter uygulamalara karşı bir tepki olarak ele almak gerekir.
Toplumu germek ve ayrıştırmaktan öte bir yararı olmayan ben bilirim ve benim dediğim olur mantığındaki yönetim şeklinden AKP hükümeti ve özellikle hükümetin başındaki Başbakan biean önce vazgeçmeli. Ancak görünen o ki, geri adım atmamaya ve inatlaşmaya kararlı. Unutmamalı ki her yolun bir sonu vardır. Gerilen ip bir yerden kopar.