16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’ a ayak bastı. Aynı gün, İngilizlerin Karadeniz Ordusu Başkomutanı General Milne, Harbiye Nezareti’ne, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun’a neden gönderildiğini sordu. Osmanlı Harbiye Nezareti de cevap olarak; müfettişlik personelinin o havalideki süngü kolları ile kamaların süratle sevkini ve bölgede hiçbir asayişsizliğin meydana gelmemesine gayret edeceklerini bildirdi.

Ne var ki, İngilizler bu cevaptan tatmin olmadılar. General Milne, Harbiye Nazırı’ ndan Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a çağrılmasını istedi. Osmanlı Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa’yı geri çağırdığında ise işten geçmişti.

Mustafa Kemal Paşa, 22 Haziran 1919’da, Amasya Genelgesi’ni yayınlayarak Türk Milleti’ni ortak bir ideal etrafında birleştirmek amacıyla büyük bir adım attı. Ama bu genelgeyi hazırlayıp bütün Türkiye sathına yayınlayınca, kendisine verilmiş olan yetkiyi aşmış oldu. Zira kendisi 9’uncu Ordu Müfettişiydi ve ona verilen resmi görev, 9’uncu Ordu bölgesinde beliren asayişsizliği önlemekti.

Bu durum İstanbul’da büyük bir telâş uyandırdı. İçişleri Bakanı Ali Kemal, Amasya Genelgesi’ nin yayınlanmasından bir gün sonra, 23 Haziran 1919 günü, bütün vilayetlere gizli bir genelge yayınlayarak ( Mustafa Kemal Paşa’nın azledildiğini, kendisiyle hiçbir resmi muameleye girişilmemesini, hükümet işlerine ait hiçbir isteğinin yerine getirilmemesini )  istedi.

Mustafa Kemal Paşa, Tokat- Sivas üzerinden Erzurum’a giderken yolda, Padişah Vahdettin’in bir mesajı kendisine iletildi. Sultan Vahdettin, (Durumun ümitsiz olduğunu, herhangi bir hareketin işgal kuvvetlerini daha da kızdıracağını, İstanbul’a gelmezse hava değişimi alarak arzu ettiği bir şehir veya kasabada istirahat etmesini, ancak hiçbir işe karışmamasını) istemekteydi.

29 Temmuz 1919’ da, Meclisi Vükela’ca, Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Orbay için tevkif kararı alındı. Ertesi günü ise Sadrazam Damat Ferit Paşa, İngiliz Yüksek Komiseri’nin yardımcılarından Tom Hohler’i ziyaret etti.

Sonraları Hohler, bu görüşme işin şunları yazmıştır:

“ Ferit Paşa, bu sabah beni görmeye geldi. Durumun dayanılmaz bir hal aldığını söyledi. Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Orbay gibi kişilerin tevkifi için emir göndermiş. Ferit Paşa, Padişah’ın istifası halinde, onun şahsını İngiltere’nin korumaya hazır olup olmadığını sordu. Kendi güvenliğinin de talimat altına alınmasını istedi.”

Hohler’in bu görüşmeyi, Padişah ve Sadrazam’ın korunma isteklerini Londra’ya bildirmesinden 18 gün sonra cevap geldi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Padişahın güvenliğinin teminat altına alınmasının kabul edildiğini bildirmekteydi.

Burada bir husus hemen dikkati çekiyor. İstanbul daha resmen işgal edilmemiş, Yunan Ordusu’nun Anadolu içlerine doğru hareketi başlamamıştır. Herhangi bir muharebe de yapılmamıştır.

Padişah, İngilizler tarafından güvenliğinin teminat altına alınmasını isterken, Anadolu’nun dört bir yanında mukavemet hareketleri kıpırdamaya başlamıştı.

Damat Ferit Paşa’nın İngilizlerden yardım istemeye gittiği gün, hükümetin Mustafa Kemal Paşa’nın yakalanması emri Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa’ya geldi.

Karabekir Paşa’nın buna yanıtı ise “HAYIR” oldu.