GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Ahlâk, insanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar bütünüdür.
Ahlâk, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünüdür şeklinde de tanımlanabilir.
Ahlâkın temel dayanağı, bireylerde geliştirilen ve kötü davranışla uyandırılan “utanma” duygusudur.
Ahlâk, tarih içinde yer yer dinlere bağlı olarak ortaya çıkmış ve her din, belirli bir yaşama biçimi öngören bir ahlâk anlayışı barındırmıştır.
Bununla birlikte ahlâk kuralları dinsel kurallardan ayrıdır. Ahlâk, temelde insanların kendi aralarındaki ilişkileri konu edinirken, dinler insanların “kutsal” sayılan ve inanç konusu olan doğaötesi güçlerle ilişkileriyle ilgilidir.
Ahlâka aykırı bir davranış “ayıp”, dine aykırı bir davranış ise “günah” olarak nitelenir.
Genel kabul gören bu anlayışa farklı yaklaşımlar da vardır. Örneğin (bir Uzak Doğu dini olan) Çandogyo dininde, öbür dünyada elde edilecek bir ödül kavramı yoktur; çünkü amacı bu dünyaya adalet ve barış getirmekle sınırlıdır. Öbür dünyaya yatırım yoktur.
Kısacası Çandogyo dininde yaşanan dünya önemlidir, öldükten sonrası değil! Dolayısıyla günah kavramı değil, ahlâklı olmak kavramı önemlidir.
Günümüz felsefesinde, ahlâkın niteliği toplum- birey ilişkileri çerçevesinde tartışma konusu olmayı sürdürmektedir.
Ahlâk eğitimi yeni bir konu değildir. Tarihin bütün dönemlerinde ve dünyanın her memleketinde bilinir.
Batı felsefesinin kurucularından Helen filozof Platon( M.Ö.427- M.Ö.347) ahlâk eğitimini okulların görevi olarak görmüş ve aklını kendisine kullandığı kadar diğerinin faydasına kullanabilen vatandaşlar yetiştirmeye çalışmıştır.
Ona göre ahlâk eğitimi genç insanlara iyi ahlâklı olmakla ilgili bilgi, inanç, tutum ve davranış becerisini kazandırır. İyi, güzel, nazik kısaca ahlâklı olmayı öğretmeye çalışır.
Bu yaklaşımda ahlâkî metinlerle öğretim önemli bir yer tutar.
Ahlâkî eğitimin amacı insanların ahlâkî değerleri bilmesi ve değerleriyle tutarlı davranışlar ortaya koymasıdır.
İnsanlar bir arada yan yana yaşamasaydı ahlâktan söz edilemezdi, çünkü ahlâk insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek için konmuş kurallar bütünüdür.
Ahlâkî olarak kötü, diğer insanların zararına olacak şekilde davranmadır.
Ahlâkî olarak iyi davranış ise, başka insanların hoşlanacağı ve insanlar arasında iyi geçinme imkânları yaratacak olan davranıştır.
Ahlâk bütün toplumu ayakta tutan temel değerler sistemidir.
Ahlâkî değerlerin hiçe sayılmaları en başta toplum denilen sosyal birliği ortadan kaldırır. Bu olmayınca da hiçbir değer sisteminin ayakta durması mümkün değildir. Herkesin kendi çıkarları uğruna uğraştığı ve başkalarını düşünmediği bir toplumda ne sanat hayatından, ne ekonomik ne de sosyal hayattan söz edilebilir. Ahlâkî davranışlarında tutarsızlık içinde olanlar, diğer insanları devamlı kararsızlık ve güvensizlik içinde bırakırlar. Bunun sonucunda toplumlarda güven duygusu oluşmaz. Toplumlar uyulacak kurallar konusunda ortak bir anlayışa varmadıkça, huzur içinde ve işbirliği halinde yaşayamazlar.
Bu nedenle, insanlara zehirli maddelerle faydalı yiyecekleri ayırt edebilecek bilgi verildiği gibi onlara iyi davranışla kötü davranışı ayırt edebilecekleri ahlâkî bir sistemi de vermek gerekir.
Bireyin kendi duygu, inanç ve önceliklerinin farkına varması, onurlu, eleştirel ve yaratıcı düşünmesi, iletişim ve sosyal becerilerinin geliştirilmesi önemlidir.
Karakter eğitiminde bireyin kendine, çevreye ve mülkiyete saygı göstermesi, sorumlu, dürüst, güvenilir, şefkatli, kibar, yardımsever, disiplinli, azimli, tutumlu, sadık, cesur ve iş ahlâkına sahip olması önemsenirken;
Vatandaşlık eğitiminde, ülkenin tarihini, kültürel mirasını, rejimini ve demokratik sistemi anlamak, vatandaşlık hak ve sorumluluklarını bilmek, anlaşmazlıkları çözme, işbirliği ve iletişim becerisi kazanma ve eleştirel düşünebilme gibi değerlere öncelik verilir.
Ahlâk eğitiminde ise ahlâkî gelenek, adalet, iyi ve doğrunun anlaşılması, sevilmesi, yüksek seviyeli muhakeme, şefkat ve fedakârlık, diğerlerini düşünmek, özverili olmak, kendini kontrol, alçak gönüllülük ve ahlâkî alışkanlık kazanma gibi değer ve uygulamalar programın temeli kabul edilir.
Sonuç olarak, farklı değerlere öncelik tanıyan değer eğitimi akımlarının öğretim programlarının hazırlanmasında göz önünde bulundurulmasıyla, toplumsal güvene, bilimsel ve teknolojik gelişmeye ve refaha ulaşılmış olur.
Okumayı sevenlere farklı bir bakış açısı sunmak istedim.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.