Yaşam insanlara bazen çok güzel süprizler sunabiliyor. Yaşamımda bazı özel günler , bazı özel yıllar var, 1972 yılı’da benim yaşantımda özel bir yıl oldu. Ailece 1972 yılında İstanbul ‘dan Yalova’ya göç ettik.Bu göç sebebiyle İstanbul Eyüp Lisesi’nden Yalova Lisesi’ne nakil oldum. Yeni bir çevre , yeni bir okul , kolay değil, okul arkadaşlarımı , mahalle arkadaşlarımı geride bırakmışım, neredeyse herşeye yeni baştan başlıyorsunuz. Delikanlılık günlerinin daha en başında, yeni insanlarla kaynaşmak çok ta kolay bir iş değil.Göç kararını kendi vermeyen bireylerin psikolojik olarak etkilenmesi çok daha büyük oluyor. Çoçukta olsanız kendinize göre bir çevre edinmişsiniz, alışkın olduğunuz muhit ve ortamdan kopmak çok kolay olmuyor. Aylarca her fırsatta şehir merkezinin göbeğinde olan vapur iskelesine gelir, İstanbul’a yolcu taşıyan vapurları içim buruk seyrederdim.

Aile büyükleri göç kararını kendi duyguları çerçevesinde alıyor ve sizin bu kararda söz hakkınız olmuyor. Olay tamamen duygusal , şu an nasıl büyük şehirlerde yaşam savaşı veren insanlar emekli olup kapağı şirin bir sahil kasabasına atma arzusu içindeyse bizde aile olarak tamamen bu duygularla İstanbul’a en yakın , en güzel yer olan Yalova’ya göçtük. Yıllar sonra geriye dönüp bakınca o zamanlarda alışmaya çok zorlandığım bu şehre iyi ki göç etmişiz diye aile büyüklerimize şükrediyorum.

1972 yılı bu sebeple hayatımda önemli bir yıl oldu. İkinci önemi de 1972 yılında Yalova Lisesine coğrafya öğretmeni olarak Ankara’dan tayin olmuş Mesude Engin’i tanımamdır. Yalova o yıllarda küçücük bir sayfiye kasabası, çarşıda 15 gün dolaşınca kasabada yaşayan bütün simalara aşina oluyorsunuz. Yalova Lisesinin o yıllarda benim için en önemli iki öğretmeni var biri Fransızca öğretmenim Meliha hanım ( Fifi ), biri de dünyalar güzeli Mesude Engin öğretmenim.

Branşımın Fransızca olması sebebiyle Meliha öğretmenimle olan ilişkimiz hababam vukuatlı gidiyor. Orta okulda 3 yıl boş geçen Fransızca derslerinin acısını Meliha öğretmen katmer katmer çıkarıyor. Hayranlığın ötesinde duygular taşıdığım Mesude öğretmenimle de okulda her tenefüste karşılaşabilme arzusuyla yanıp tutuştuğumuz günler su gibi akıp geçti.

Flim yıldızlarını kıskandıracak güzelliği yanında, giyim kuşamıyla mankenlerle yaraşabilecek zerafette , konuştukça doyamadığınız bir nezakete sahip müthiş bir insan . Onu yakından tanıyan insanlar gerçekten çok şanslı. İki yıla yakın bir süre devam eden Yalova Lisesi anılarımın en unutulmaz karelerinde Mesude Engin öğretmenimin kayıtları hafızamda hala taptaze durmaktadır.

Mesude öğretmenimiz 1949 yılında ilk olarak Konya Lisesinde daha sonra 1950 yılında Erzincan Lisesinde coğrafya öğretmeni olarak görev yapar. Öğrencileri ile çok güzel bir sevgi bağı kurar bu yıllarda yetiştirdiği öğrencilerinin irtibatı halen devam etmektedir. Yetişdirdiği pek çok öğrencisi çok önemli mevkilerde ülkemize hizmet etmiş ve etmektedirler. Başbakan

olarak görev yapmış Yıldırım Akbulut , şu an bakan olarak görev yapan Veysel Eroğlu ve daha pek çokları Mesude Engin’in öğrencileridir.Buğün vatanına, milletine hizmet eden böyle insanların yetiştirilmesinde emeği olan öğretmenimiz Türkiye ve Yalova için çok önemli bir şahsiyettir. Kendini mesleğine adamış ,bütün yaşamı boyunca insanlara örnek davranışlar sergilemiş öğretmenime yüce mevlam sağlık dolu nice yıllar nasip etsin. Fakat benim için mesleği dışında da Yalova’nın kültür sanat yaşamına gönüllü olarak katkıları fevkalade önemlidir.

Yalova’ya kazandırdığı ‘’ MESUDE & SABAHATTİN ENGİN ÇOCUK TİYATROSU ‘’ tek başına onu, Yalova Kültür Sanat yaşamının en önemli şahsiyeti kılmaya yeterlidir. Bu yapı içinde kafeteryası , kütüphanesi ve müzik salonu bulunan Türkiye’nin tek çocuk tiyatrosudur. Bu boyutta Yalova’da sanata bağış yaparak örnek olan başka bir kimse çıkmamıştır. Eğitim kurumlarına ,sağlık kurumlarına , hayır kurumlarına ve mabetlerimize bağış yapanlara toplum olarak aşinayızdır ama kültür ve sanat kurumlarının yapılmasına yönelik bağışlarda çok gerideyiz. Bu yüzden Mesude ENGİN toplumumuz tarafından örnek alınması gereken çok önemli bir insandır. Yalova ‘da yaptığı hizmetler sadece çocuk tiyatrosunla kalmamış Saffet Çam okulunda bir kütüphane yapılması için öncülük yapmıştır. Halen bir müzik kütüphanesi ve müzik çalgı müzesinin oluşturulması için planlamalar yapmaktadır. Yaşıtları köşelerine çekilmiş bir vaziyette günlerini geçirirken Yalova’mızın kültür sanat yaşamına nasıl daha fazla katkılar yapabilirimin çalışmaları içindedir.

Eşi ile sürdürdükleri yaşam boyunca kazandıklarını hiçbir karşılık beklemeden bu şehre sunan bu yüce insanı unutmamalı unutturmamalıyız. Türkiye’nin çocuklarına sanatsal eğitimlerini sürdürebilmeleri için mekan inşa eden , bağışlar yapan çok sevgili öğretmenimin Yalova’ ya faydalı olabilecek pek çok düşüncesi var. Bana anlattığı bu güzel fikirlerinin bazılarını yarın yazacağım. İyiki varsın sevgili öğretmenim, seni tanımak benim için büyük mutluluk.