Türk müziğinin batı müziği ile karşılaştırılması neticesi yapılan değerlendirilmelerde Türk müziği hakkında olumsuz beyanlarda bulunanlar olmuştur. Batı ve Türk müziği mensupları arasında uzun yıllar boyunca süren tartışmalar müzikologların dahil olduğu boyutlara kadar taşınmıştır. Batı müziği ve Türk müziğinin yapısal farklılıkları sebebiyle gündeme gelen tartışmalar günümüzde de değişik boyutlarda sürüp gitmektedir. Yaşadığı dönemler de de Atatürk çeşitli vesilelerle bu konularla muhatap olmuş ve bu konularda çeşitli görüşlerini beyan etmiştir.
Atatürk, Türk musikisine alaturka damgasını vuranlardan değildi, hele Arap, Fars ve Bizans musikilerinden etkilenmiş olduğu görüşünü asla tasvip etmemiştir.
Alaturka, her ne kadar, Türk'e mahsus Türkvâri gibi bir anlama geliyorsa da, bunu küçümseme, aşağılama yollu kullanmayı âdet edinenler vardır. Başı bozukluk, gerilik, uyuşukluk gibi anlamlarda kullanılmak istenmektedir. Gerçek manada Türk musikisinin, bu anlayışla vasıflandırılması son derece amiyane bir yakıştırmadır.
Atatürk'e ait olduğu söylenen bazı sözler, yanlış aktarılmış ya da nakledilmiş ya da bu konunun muhatapları tarafından işlerine geldiği gibi yorumlamışlardır. Bunlardan biri şudur: "Esas müzik batı müziğidir, ulusumuz için de bu müziği normal görmeliyiz."
Türk musikisini sevmeyenler, daha doğrusu bilmeyenler, musikimizi temelli hor görmüşlerdir. Onlara göre, alaturka musiki; Bizans, Arap ve Fars musikilerinin etkisinde kalmıştır. Tek sesli olması dolayısıyla de iptidaidir. Daha da ileri giderek: "Kozmopolit ve egzotik, melankolik bir havası vardır, onun için bu musikiyi kaldırıp atmalı, batı müziğini almalıdır."
Atatürk'e mal edilen bu sözler, nakledenlerin yorumladıkları şekilde ise, aynı konularda belgelenmiş sözleri de vardır ki, tam bir çelişki meydana geliyor demektir. Atatürk, gibi bir insan, böyle bir çelişkiye düşmezdi. Şu hâlde bu sözler ya noksan ya da yanlış aksettirilmiş ya da Atatürk bunları başka maksatla söylemiştir.
Bazı müfrit muhafazakârlar da Atatürk'ün batı musikisini sevmediğini, dinlemekten hoşlanmadığını ileri sürmüşlerdir. Her ikisi de doğru değildir. Atatürk, hiçbir zaman Türk musikisini tezyif yollu, yerme ve kötülemede bulunmamış, tersine; "Yüksek bir medeniyetin musikisi olduğunu." söylemiştir.
Atatürk: "Bir ulusal eğitim programından söz ederken, yabancı düşüncelerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden arınmış, ulusal birliğimize, gelenek ve tarihimize uygun bir kültür kastediyorum, herhangi bir yabancı kültür, şimdiye kadar takip edilen yabancı kültürlerin bozucu sonuçlarını tekrar ettirebilir. Kültür, ortamla uyumlu olmalıdır. Bu ortam ulusun öz benliğidir." diyor. (Temmuz 1924)
Böyle söyleyen Atatürk, doğrudan doğruya: "Bizim için esas müzik batı müziğidir, bu müziği ulusumuz için normal görmeliyiz." sözünü yorumlayan biçimde söylenmiş olabilir mi?
Atatürk, Türk musikisinin en iyi şartlarla korunmasını ve geliştirilmesini istiyor, batı musikisini de seviyor ve hoşlanarak dinliyordu.
Halkı çoksesli musikiye alıştırmada eğitici bir yol tutulmasını, batıya yönelik çalışmalarda, çağdaş milletler seviyesine ulaşma safhalarında, musiki ürünlerinin önemli yeri olduğunu takdir ederek, milli bütünlüğümüzü belirten, kültür değerlerimizi ve geleneklerimizi göz önünde tutarak, milli ve evrensel literatürden de faydalanarak, Türk musikisinin kudretini batı dünyasına tanıtmak ve göstermek gerektiğine inanıyordu. Bu, Türk duygusunu ve milli heyecanını batı ölçüleri ve tekniği içinde işleyerek, bütün dünyaya tanıtmak demektir.
Benim şahsi değerlendirmem; Atatürk, Türk musikisinin değerini bilen, anlayan ve yaşamı boyunca Türk musikisini dinlemekten büyük mutluluk duymuş bir kişidir. Türk musikisinin evrensel boyutlara ulaşabilecek gelişmeleri sağlayabilmesi için her türlü desteğin verilmesine olanak sunmuştur. Dünya üzerinde hâkim olan bütün evrensel sanatlara karşı hoşgörülü ve takdir edici yaklaşımları olmuştur. Günümüzde de yöneticilerimize düşen, ilk olarak milli musikimizin gelişimine olanak sağlayacak çalışmaların desteklenmesi ve evrensel müzik çalışmalarına da gereken desteğin verilmesidir. Batı müziği ve Türk müziği birbirlerinden tamamen farklı müzik türleridir. Yapısal farklılıkları sebebiyle birbirleriyle kıyaslanamazlar.