Siyaset; kahvehanede, sokakta, esnafta, berberde, lokantada, evde, sosyal medyada, televizyonda, okulda, fabrikada, spor müsabakalarında, ibadethanelerde, yani her yerde…

Hayatımızın her alanında olduğuna göre bir hayli önemli olsa gerek…

Bu kadar önemli olduğuna göre de; ekmek gibi, su gibi, hava gibi, oksijen gibi bir şey olması lazım bu siyasetin…

Hayatımızın her alanına girmiş olan bu siyaseti, çıkartırsak muhtemelen nefes alamayız…

Sonuçta alışveriş yapacağın esnaftan, şehre yapacağın yatırımdan, dökeceğin asfalttan, çocuklara yapacağın okuldan tut da, kesilecek ağaçtan, içilecek suya kadar her şeye siyaseten karar alınır, siyasi rüzgara göre yanında ya da karşısında olarak seçilir oldu…

O zaman sorum şu; siyaset karın doyurur mu? Yenir mi bu siyaset? Nedir? Yok yenmez de, yiyeceğin ekmeğe sahip olmanı mı sağlar? Atanmanı mı sağlar? İş bulmanı mı sağlar? Müdür olmanı mı sağlar? Mevcut düzenini korumanı mı sağlar? İşine mi yardımcı olur? Hatta direkt olarak bir iş midir?

İşi siyaset olan adamlar tanıdınız mı hiç? Ne iş yapıyor sorusuna siyasetçi, politikacı diye cevap verilen adamlar…

Bir siyasi geldiğinde, oturduğu yerden kalkan, fazladan hürmet eden, gereğinden fazla saygı gösterisi yapan, ezilen, eğilen, bükülen insanlar gördünüz mü peki hiç?

“BAŞKANIM! BAŞKANIM!” diye, unvanı başkan olan yüzlerce adamın peşinden, sanki çok ciddi bir iş yapıyormuşçasına koşturan adamlar gördünüz mü peki?

Her gün mutlaka takım elbise giyip, kravat takan yoksa da ceketi asla ihmal etmeyip, traşı tam, halk arasındayken konuşmasından, ciddiyetinden asla taviz vermeyen adamlar görüyor musunuz? Çok ciddi işler yapıyorlarmışçasına aramızda gezinen…

Peki sizce bu durum normal mi?

Ortada gezinen bu çok ciddi! Yanlarına yanaşmaya çekindiğiniz, bir iş yapıyor gibi görünen, aylaklıkta zirve yapmış bu büyük kara delik sizi de mi içine çekiyor yoksa?

Bütün bu alışılagelmişlikten kaynaklanan saçmalığa, bir başka açıdan bakmak istiyorum şimdi…

Ülkemizdeki insanları klasik X, Y ve Z kuşağı olarak 3’e ayırırsak, yani genç, orta yaş ve üzeri hatta tam olarak doğum tarihi vererek;

1965 – 1980 arası doğan kuşak ( X )

1981 – 1996 arası doğan kuşak ( Y )

1997 – 2012 arası doğan kuşak ( Z )

Ülkemizde hangi kuşak kaç kişi dersiniz? 2019 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre;

X Kuşağı: 17,5 milyon

Y Kuşağı: 20,5 milyon

Z Kuşağı: 20,6 milyon

65 öncesi ve 2012 sonrasını istatistiğe katmıyoruz.

Görüyoruz ki ülkede en kalabalık nüfus şu an genç kuşak yani Z kuşağı… ve bu Z kuşağı bildiğiniz üzere 2015 ve 2018 genel seçimlerinde ve 2019 yerel seçimlerinde oy kullandı.

Şimdi de olası bir 2021 yılı seçiminde tam olarak; 9,144,770 tane Z kuşağı oy kullanacak. Yani 9 Milyon genç oy kullanacak…

Mesela 2018 Genel seçimlerinde ülke genelinde AK Parti: 21 milyon, CHP; 11 milyon oy aldı. Bunun yanında, HDP, MHP, İYİ Parti 6 milyonu dahi geçemedi…

Bu rakamlarla, 9 milyon genç oyu, 9 milyon Z kuşağı oyu ne kadar önemli görmüş oluyoruz.

Peki nasıl bir Z kuşağı ile karşı karşıyayız…

Yukarıdaki sorularımı hatırlayalım, sizce Z kuşağını da, önceki dönem kuşaklar gibi; elimizdeki tespihlerle, ceketlerimizle, her gün traş olup, çok ciddi davranarak, az gülümseme ve sert konuşmalarla etkileyebilmeye devam edebilecek miyiz?

Hiçbir şey yapmadan, çok ama boş konuşarak, sanki çok ciddi işler yapıyormuş gibi hızlı hızlı yürüdüğümüzde, Z kuşağı bundan etkilenecek mi?

Mesleğim siyaset olacak diyen Z kuşağına da rastlayacak mıyız?

Z kuşağının sohbetlerinde, Youtube yayınlarında siyasete rastlayabiliyor muyuz?

İşe yerleştiririm, para veririm gibi vaatler Z kuşağının çok umurunda olacak mı?

Belki de bu geleneksel ve yozlaşmış siyasetin Z kuşağı üzerinde algı oluşturamayacak olması, hepimizi hatta dünyayı kurtaracak. Z kuşağı belki farkında olmadan belki de farklı bir bilinç ile algıladığı için dünyayı, hayatımızı kurtaracak.

Z kuşağı sayesinde belki de yeniden gülmeyi, eğlenmeyi hatırlayacağız. Siyasilerin bu kadar ciddi ve öfkeli olmamalarını sağlayacağız belki ve tüm dünyada bu sıkıldığımız, gergin yönetimlerden ve alternatiflerinden sonsuza dek kurtulacağız.

Z kuşağı bize öğretecek; “Siyaset yenmez! Siyaset karın doyurmaz! Siyaset amaç değil araçtır!” Hadi asmayın suratınızı, asanlardan ve öfkeli adamlardan da uzak durun, içinde ölümün olduğu şu hayatta değil siyaset hiçbir şey sanıldığı kadar ciddi değildir.

Sahi, siz neden bu kadar ciddisiniz? : )