Yalova’nın köklü ailelerinden Üstünler, dört kuşaktır perdecilik mesleğini sürdürüyor. Safran köyünden “Bohçacı Saniye Hanım” ile başlayan hikâye, bugün “Perdea” markasıyla modern üretim tesislerine uzanıyor. Aile hem geçmişe bağlılığını koruyor hem de teknolojiyi üretime entegre ediyor.
Kökleri Osmanlı-Rus Savaşı’na Dayanıyor
Aile kökeni, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrası Batum’dan göç eden bir topluluğa dayanıyor. Yalova’nın batı köylerine yerleşen aile, Safran köyünde başlayan bohçacılık geleneğini manifatura ve pazarcılıkla sürdürdü. Baba Hasan Faruk Üstün o dönemlerde şöyle söz ediyor:
“Firmamızın kuruluşu rahmetli babaannemiz Saniye Hanım’a dayanıyor. Kendisine zamanında ‘Bohçacı Saniye Hanım’ derlermiş. Safran köyünde, Köroğlu sülalesine mensup olan babaannemiz, geçimini bohçacılık yaparak sağlardı. Dedem ise at arabacılığıyla uğraşırdı. Babaannem bohçacılık yaparken çocukları yani babam ve amcam ona destek olurlardı. O yıllarda eğitimleri için İstanbul’da olsalar da yaz tatillerinde babaanneme yardım ederlerdi. Zamanla yaşları ilerledikçe, Yalova’daki eski pazar yerinde küçük bir manifatura tezgâhı kurdular. Yıllarca pazarcılıkla geçim sağlandı. Daha sonra Çınarcık, Orhangazi, Karamürsel ve Gemlik gibi yerlere de pazar kurmaya başladılar. O dönemlerde pazen, basma, divitin gibi ürünler satılıyordu. Ben de rahmetli babama yardımcı olmak amacıyla pazar tezgâhlarında bulundum.”
Matkapsız Montajlardan Lazer Kesim Teknolojisine
Perde sektörüne geçiş sürecinden de bahseden Hasan Faruk Üstün, “Amerikalıların Yalova’da kurduğu hava meydanı konutları için perde ihtiyacı doğunca bu yeni alan babamın ilgisini çekti. Cesurca “Yaparız!” diyerek işe koyuldu. İlk başta hem manifatura hem mefruşat birlikte yürütüldü. Ancak perde işinin hem estetik hem de ticari olarak daha cazip olduğunu fark ettikten sonra tamamen perde işine yöneldik. O yıllarda alüminyum kornişler kullanılıyordu ve matkap olmadığı için tavanlar tornavidayla delinip ağaç dübel çakılarak montaj yapılırdı. Zamanla matkap ve diğer teknik araçlar temin edildi. Dikiş makineleri gelişti. İşte böyle, küçük adımlarla büyük yatırımlar yaparak sektöre yön verdik. Kardeşim Abdullah ve montaj ustamız Mehmet Bey ile birlikte uzun yıllar bu işi sürdürdük. Mehmet Usta tam 55 yıl yanımızda çalıştı. Bugün hâlâ Yalova’da montaj konusunda en yetkin kişidir. Ben de artık çocuklarıma destek amacıyla onların yanında bulunuyorum. Eskiden işin patronuyken şimdi çocuklarımın rehberi gibiyim. Çünkü ticari hayat sadece para kazanmak değil; insan kazanmayı da bilmektir” dedi.
Dördüncü Kuşak İş Başında
Ailenin yeni kuşağı Behiç Emre Üstün ve Fatih Talha Üstün, üniversite eğitimlerinin ardından Yalova’ya dönerek mesleği devraldı. Behiç Emre Üstün, iktisat eğitimi alırken; Fatih Talha Üstün, sağlık alanında eğitim gördü. Her iki kardeş de artık tüm zamanlarını yeni kurdukları Perdea markasına ayırıyor.
İki kardeş, teknolojinin gelişmesiyle birlikte perdecilik sektörüne ve Yalova'ya yeni bir soluk getirdikleri için büyük bir mutluluk duyduklarını dile getirerek markaları hakkında da şu bilgileri verdiler:
“Bugün yeni markamız Perdea ile mekanik perde üretimine odaklanmış durumdayız. İlk müşterimiz ise yine kendi mağazamız, yani Üstünler Mefruşat. Babamız Hasan Faruk Üstün, kalite konusunda oldukça titiz bir müşteri. Bu da bizim ürünlerimizi sürekli geliştirmemize vesile oldu.
Üretimimizde en çok tercih edilen ürünler:
Lazer kesim stor perdeler
Ahşap jaluzi
Plise perdeler.
Lazer kesim stor perdelerdeki desenler tamamen bize ait özgün tasarımlar. Plise perdeler ise cam balkon, kış bahçesi gibi alanlarda oldukça rağbet görüyor. Güneşi %80-100 oranında engelleyen özellikli kumaşlar sayesinde ısı yalıtımı da sağlanıyor. Tüm bu ürünlerde, kaliteyi her zaman ön planda tutuyoruz. En ufak hata olsa bile ürün baştan üretiliyor ve teslimattan önce 4 ayrı kontrolden geçiyor. En ufak hatada üretim yeniden yapılıyor.”
Gelecek Kuşaklara Miras
İki kardeş, kendilerine bırakılan bu değerli mirası en iyi şekilde sürdürmeyi ve gelecek kuşaklara da aktararak, bu mirası yaşatmayı hedeflediklerini vurgulayarak “Bugün dördüncü kuşak olarak bu işi sürdürüyoruz. 5. kuşağın bu yolda devam etmesini elbette isteriz ama bu onların kararı olacaktır. Bizler de bu işe gönüllü girdik, zorla değil. Kaliteli ürün, kaliteli hizmet anlayışını ailemizden öğrendik. Bugün lazer kesim makineleriyle üretim yaptığımız atölyede, çocukken kumaş rulolarıyla top oynardık. Bu mekânın her köşesi bizim için bir anı. Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalar bizi tanıyor, saygıyla karşılıyor. Geçmişten gelen bu güven, bizim için hem güç hem de sorumluluk. Amacımız, 72 yıllık bu geleneği 100. yıla hatta daha da ötesine taşımak” ifadelerini kullandılar.