GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Ülkemizde hızlı nüfus artışına paralel olarak, tarım ürünlerine olan ihtiyacımız giderek artmaktadır.

Buna karşın üretim ortamı olan toprak ve arazi varlığımızda herhangi bir artış olmadığı gibi maksat dışı kullanımlarla mevcut tarım arazileri miktarı da azalmaktadır.

Artan nüfusu besleyebilmek ve ileriki yıllarda bir açlık sorunu ile karşılaşmamak için, mevcut tarım topraklarımızı korumak ve arazilerimizi kabiliyetine uygun olarak ve bilimsel esaslara göre kullanarak, birim alandan sağlanacak üretim artışı ile kullanarak birim alandan sağlanacak üretim artışı ile artan nüfusun beslenme ihtiyacı arasında sağlıklı bir denge kurmak zorundayız.

Bunun içinde toprak varlığımızın ve karakterinin çok iyi bilinmesi, sorunların tespiti ve giderilmesi yanında, toprak işleme, toprak su muhafazası, ekim- dikim münavebe, sulama ve gübreleme gibi üretim ve amenajman hizmetlerinin bilimsel esaslara uygun olarak yapılması gerekmektedir.

Yalova ilinde hızlı kentleşme, sanayileşme ve turizm alanları, tarımsal alanlar üzerinde olumsuz rol oynamaktadır.

Özellikle ilçe merkezinin il merkezi haline dönüştürülmesinden sonra tarım arazileri yerleşim yeri için vahşi yapılanmanın baskısı altına girmiş, arsa rantı zihniyeti ile adeta talan başlamıştır.

Ülke kalkınmasında sanayileşmenin yerinin ne kadar önemli olduğu bilinmektedir.

Sanayileşme ve kentleşme elbette özveri gerektirmektedir. Ancak bu özveri tarımı dışlamak, çevreyi bilinçsizce tahrip ve yok etmek anlamına gelmemelidir.

Yalova il sınırları içinde bu güne kadar yapılan uygulamalar artan bir hızla tarım alanlarının tahribine neden olmuştur.

Hâlbuki Yalova’ da uygun kentleşme ve plânlı sanayileşmenin gelişmesini etkilemeden bu tahribatın önlenmesi mümkündür.

Yalova ilinin tarımsal ürün deseninin makro plânda ele alınması ve yörenin hangi tarımsal ürün için özel mikro klimaya sahip olduğu bilimsel olarak yeniden irdelenmeli ve bu ölçekte yöre çiftçileri örgütlenmeye (kooperatifleşmeye) teşvik edilmelidir.

Örgütlenmiş bir çiftçi kitlesi olmadığı için tarımda yeni üretim, pazarlama değerlendirme, mücadele teknolojilerinin ard arda devreye girmesi karmaşık bir uygulamaya neden olmaktadır. Bu amaçla kooperatif birlikleri oluşturularak çiftçilere teknik danışmanlık hizmetleri veren birimlerden istifade etme mecburiyeti yasal olarak getirilmelidir.

Aksi takdirde ziraî mücadelede çok yaygın olarak görülen uygulama hataları bir yandan fazladan ilâçlama ile maliyet artışına, diğer yandan beklenenin gerisinde etkinin sağlanması ile ürün kaybına sebep olmakta en önemlisi de toprak ve su kirliliği yanında insan sağlığına zarar verebilecek boyutlara ulaşmaktadır.

Hatalı kimyasal uygulamalarla tehdit edilen ekolojik dengenin/ çevre dengesinin korunması en etkin mücadele yönteminin bilinçli bir şekilde uygulanması ile sağlanmalıdır.

(NOT: 19- 20 Aralık 1997 tarihinde “Yalova 2020 Yalova’ da Sanayileşme ve Çağdaş Kentleşme Konferansları” düzenlenmişti. Yukarıdaki metin için konferanstaki TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilciliği’ nin bildirisinden yararlanılmıştır.)

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

ATATÜRK diyor ki:

“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.”

“ NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!”