Yalova Karamürsel ilçesine bağlı nahiye iken Atatürk’ün gelişinden kısa bir süre sonra 9 Aralık 1929 tarihinde kaza (ilçe) haline getirilerek İstanbul’a bağlandı. Kesin olmamakla birlikte nüfusu 2000 dolayında köy görünümlü bir yerleşim yeriydi. 1935 yılındaki merkez nüfusunun 2635 olduğu TÜİK kayıtlarında vardır. Köylerle birlikte nüfusu ise 16.840’tır. Merkezde üç mahalle 600 dolayında ev vardır. Yalova’yı o dönemde popüler yapan Termal’deki kaplıcalardır.

Atatürk’ün Yalova’da iki çiftlik arazisi satın alarak Türk tarımına örnek çalışmalar başlatması. Termal Kaplıcaları’nı ihya etmesi Yalova’nn kaderini değiştirdi. O günün en büyük sorunu olan sivrisiklerle yapılan mücadele, bataklıkların kurutulmasıyla kazanılarak Yalova yaşanabilir bir yerleşim yeri haline getirildi.  Atatürk’ün talimatlarıyla İstanbul’la deniz ulaşımı, Bursa yolunun yapımı, PTT hizmetleri, imar çalışmaları, elektrik gibi şehri ilgilendiren konularda hızlı bir iyileşme başladı. Ve Yürüyen Köşk olayıyla çevrecilik konusunda dünyaya örnek olundu. Yürüyen Köşk olayıyla dünyaya verilen mesajın önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Ben bu yazı dizisinde 1969 yılında başladığım gazetecilik serüvenimle Yalova’nın yaşadığı birçok olayın bizzat içinde oldum. Bu yaşadığım olayları çevrecilik açısından ele alarak anlatmaya çalışacağım. Eksik yazdıklarım. Hatalı yazdıklarım olabilir gerekirse düzeltmeleri yaparım. Bunu baştan söylemiş olayım.

Rahmetli Rahmi Üstel’in son döneminden başlayarak seçilmiş bütün belediye başkanlarımızın yakında bulundum yaptıkları çalışmalara şahit oldum. Yazımın siyası bir amacı olamaz.  1970 – 2020 yılları arasındaki 50 yılı kapsayan yarım asırlık bu dönemde birçok siyasi partiden belediye başkanlarıyla gazeteci ilişkilerim oldu.

Nüfus arttıkça çevreyle ilgisi olan sorunlar da kendini hissettirmeye başladı. 70 li yıllara gelindiğinde merkez nüfusu 17 bine ulaşmış susuz, kanalizasyon şebekesi olmayan, şehrin girişinde çöplüğü olan bir kentte bu sorunlar büyük sıkıntı yaratmaya başlamıştı.

Paşakent’ten ve Kurtköy deresinden şehre getirilen su kente yetmiyordu. Dönemin Belediye Başkanı Rahmi Üstel bugün Gökçe Barajı’nın biraz yukarısından Selimandıra deresinden su getirilmesi için büyük çaba harcadı. Ayrıca Gökçe Barajı’nın yapımı için Ankara yollarını aşındırıyordu. Nitekim bu çabalar sonuç verdi ve 1980 yılında Gökçe Barajı yapılmaya başlandı. Bu dönemin en  büyük başarısının Gökçe Barajı’nın yapılmaya başlanmış olmasıdır.

Badgodesberg kentiyle başlatılan kardeş şehir ilişkileri ile Yalova’nın yurt dışında tanıtılması amaçlanmıştı. Rahmi Üstel Yalova’da turizmi geliştirmek için büyük çaba harcadı. Yalova’nın kent kimliğinin tartışıldığı o günlerde Rahmi Üstel turizm diyordu.

Spora büyük önem verdi. Stadyumun yapılmasında ve amatör kulüplere verdiği destekler unutulmadı. Büyük kulüplerin kamplarını Yalova’da yapmaları  ve Yalova’nın tanıtımına, ekonomisine katkı yapmalarını istiyordu.

Hacımehmet ovasının altının bataklık olduğu gerekçesiyle imara açılmasını hiç istemedi. Bazıları orada elma bahçeleri var diye imara açılmasını istemediğini söyleyerek aleyhinde söylemlerle karalamak istediler. Zaman rahmetli Rahmi Üstel’i haklı çıkardı.

60 lı yıllardan başlayarak kentin en büyük sorunu altyapı olmaya başlamıştı. Ancak belediyenin geliri kanalizasyon altyapısını yapmaya yeterli değildi. Denize verilen kısa birkaç kanalizasyon hattı vardı. Bugünkü Abdullah Baştürk Parkının bulunduğu yerde geniş bir kanalizasyon suları depolama çukuru vardı . Civar evlerin suları burada toplanıp denize veriliyordu. Şehirde evlerin çoğu bahçeli olduğu için her evin foseptik çukurları vardı ve foseptik suları burada toplanıyordu. Sık sık bu çukurlar dolup taşıyor problem yaratıyordu. Hızlı nüfus artışı sorunları da yanında getiriyordu.

Bu arada Çiftlikköy, Çınarcık ve Termal’e gelen yazlık turist sayısı giderek artmaya başlamıştı.

Rahmi Üstel 1951-1952 / 1963-1973 / 1977-1980 yıllarında Yalova Belediye Başkanlığı yaptı. Bu yıllar siyasi çekişmelerin yoğun olduğu zor bir dönemdi. Başına birçok olay geldi. Yılmadan Yalova için hizmet etmeye devam etti. Yazımın konusu çevre ağırlıklı olduğu için bu olaylara değinmek istemiyorum.

!973 yılında Belediye Başkanlığı’na Mehmet Durmam seçildi. Kanalizasyon altyapısına Mehmet Durmam tarafından başlandı. Yalova köstebek yuvasına döndü. Şehirde büyük sıkıntı başladı.

Önümüzdeki hafta  Mehmet Durmam döneminde çevre konusunda yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler aktarmaya devam edeceğim. Tabiiki arkasından Cengiz Koçal, İbrahim Uzun, Yakup Bilgin Koçal, Barbaros Hayrettin Binicioğlu ve Vefa Salman gelecek… Tarihe not düşmek adına güzel bir yazı dizisi olacağını sanıyorum… Bu vesileyle ebediyete göçmüş belediye başkanlarımızı rahmetle ve minnetle, yaşayan geçmiş belediye başkanlarımızı minnetle anarken sağlıklı uzun yaşamlar diliyorum.