Ülke genelinde olduğu gibi Yalova'da da 2002'den bu yana seçimler hep iki odaklı yaşandı. AKP bir yandan, AKP karşıtları AKP karşısında en güçlü kim varsa onun yanında.

Son yerel seçimlerde ülke genelin %5'lik bir parti olan DP, Yakup Koçal'ı aday gösterip farklı kesimlerin isimlerini de meclis listesine yazarak AKP karşısında sinerji yaratmış il belediye başkanlığını kazanmıştı.

Ancak meclis çoğunluğunu yakalayamayan ve görev sürecinde hizmette çok zorlanan B. Başkanı Yakup Koçal seçimdeki sloganlarını ve seçim kazanmadaki 'AKP karşısında en güçlü aday benim' söylemine bir kenara bırakınca kendi seçmen tabanında ya da kendisinde oy veren seçmende bir kızgınlık, bir kırgınlık ortaya çıkmıştı.

AKP'ne geçmesiyle kendinden uzaklaşacak seçmenin yerini AKP seçmenince doldurulacağı düşüncesi Başkan Koçal'ı en güçlü aday olarak yine lanse ediyordu.

Fakat gerek yerelde Başkan Koçal'a oluşan tepki , gerek AKP'nin ülke genelinde Cumhuriyet deyince akla gelen ülke özelliklerini tırmalayan, aşındıran, ortadan kaldırmaya çalışan uygulamaları 29 Ekim Cumhuriyet yürüyüşlerinde bir çok ilde AKP karşısındaki kanadı adeta ayağa kaldırıp sokağa döktü.
Yalova'dan 29 Ekim Cumhuriyet bayramı etkinlikleri çerçevesinde başta hoş karşılanmayan ayrı yürüyüşlerde ortaya çıkan tablo AKP cephesi ile karşı cephe kıyaslamasında ibrenin karşı cephe lehine dönmesi olarak algılandı ve yorumlandı.

CHP'nin yürüyüşündeki coşkunun öncelikli lideri Yalova Milletvekili Muharrem İnce kalabalığı görünce daha da coşunca iktidar kanadında neler oluyor tartışması da ortaya çıktı.

Aslında yürüyüşlerin analizi yapıldığında çok daha farklı yorumlar yapıldı ertesi gün.Yalova Belediyesi'nin organizasyonuna AKP seçmeninin destek vermediği, katılmadığı konuşuldu. Katılanların Başkan Koçal'ın kendi şahsi oyları olduğu dillendirildi. AKP'nin başkan Koçal'ı sahiplenmediği, Koçal'ın AKP ile kan uyuşmazlığının göstergeleri sohbetleri uzattı.

Yine de inkar edilmez gerçek halkın Cumhuriyete sahip çıkması oldu, yürüyüşlerden çıkan sonuç. Hele CHP'nin önderliğindeki yürüyüş ve fener alayında yaşanan katılım görkemiyle göz kamaştırdı. Sol cenahın uzun yıllardır görmediği bu teveccüh farklı değerlendirmeleri de beraberinde getirdi.

Ve galiba eskilerin deyimi ile 'MIH' yerinden oynamıştı.