9 Mayıs 2013 günü bu köşedeki LOGO başlıklı yazımda Yalova Üniversitesinin Yürüyen Köşk’lü logosunu değiştirmek için bir yarışma düzenlendiğini konu edinmiştim.

Kuruluş tarihi olan 2008 de Yalova Belediyesi tarafından önerildiği söylenen geçici! Logonun değiştirilmeyi gerektiren başka nedenleri olduğu ileri sürülmüştü.
Söz konusu gerekçeleri inandırıcı bulmamış ve yazının sonunu “Bakalım yenisi, özellikleriyle eskisine göre ne kadar üstünlük yaratacak. Merakla bekliyorum”
diye bağlamıştım.

Merakımı giderecek sonuç bu ayın başında açıklandı. Yarışmaya rekor bir katılım olmuş ve 721 eser arasından birinci seçilmiş. Değerli jüri üyelerinin görüşlerine saygılıyım ama merak ettiğim yeni logonun eskisine bir üstünlüğü olduğunu göremedim.

Kimbilir jürinin işi 721 aday arasından birinciyi seçmek ne kadar güç olmuştur. Her birine bir dakika baksalar 12 saat eder. O kadar kısa süre yetmez. Haydi beş dakika ayıralım 60 saat tutar. Günde sekiz saat çalışsalar bir hafta çalışmaları gerekir. Jüri üyelerinin bu kadar zamanı var mıydı acaba?
İlk bakışta kullanılan renkler bana çok itici geldi. Bilmiyorum eser sahibi Deniz Hanım (bey de olabilir) nereli. Trabzonlu veya Karadenizli ise onun için hoş olabilir. Çünkü Bordo-Turkuaz renkler herkeste Trabzonsporu çağrıştırır. Yalova’nın renkleri Yeşil-Kırmızı.

Bence ikinci ve üçüncülerde kullanılan renkler, birinde mavi, diğerinde mavi-yeşil daha yerinde bir seçim olabilirdi.

Yarışma sonucunu açıklayan jüri üyesi Yalova Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Çavuşoğlu ilginç değerlendirmelerle logoyu tanıtmış. Acaba tasarımcı da aynı duygularla mı bu çalışmayı yaptı.

Eseri üniversitesinin çağdaş, yenilikçi ve dinamik yapısına uygun bulan sözcünün görüş ve duygularına saygı duyarım. Ancak şekil olarak önce çiçek benzetmesi yapıyor, sonra da kanat çırpan güvercine geçiyor. Kuş mu bitki mi? Bunların her ikisini de ben çağrıştırmadım. Sadece belirsiz bir şekilde Yalova’nın Y harfini görebildim.

Öte yandan üniversitemizin çağdaş ve dinamik çağdaş ve dinamik yapısından söz  ediyor. Kim ister ki böyle olmasını. Ancak gerçek öyle mi? Henüz tam bir yerleşkesi olmayan, şehrin dört bir yanına dağılmış bölümleriyle çağdaşlıktan oldukça uzak. Yurt içinde ve dışında hangi çalışmasıyla ses getirmiş ki dinamik bir vizyon kazanmış.

Renklerin neyi temsil ettiğini anlamak için Çavuşoğlu’nu dinleyelim: Bordo kararlılık, azim ve başarı Turkuaz rengi ise yeşil mavi karışımı olduğundan Yalova’nın denizini ve doğasını simgeliyormuş. Aslında Turkuaz değerli bir taş olan firuzenin gök mavisi ile yeşilimsi mavi arasında değişen rengi. Deniz ve doğa kendi renkleriyle ayrı ayrı ifade edilseydi belki daha yerinde olurdu.

Yalova Üniversitesi yazısının altında bir de University of Yalova yazılmış. Bir kurumun Türkçe resmi adının altına bir de bunun İngilizce bozuntusunu yazmanın anlamı ne? Üniversite sözcüğü zaten beynelmilel Türkçe ve İngilizce yazılışları çok az farklı. İkincisini yazmak, kusura bakmasınlar biraz gösteriş budalalığı. Onun yerine kuruluş yılı olan 2008 pekala yazılabilirdi.

Atatürk’ün “benim kentim” dediği Yalovamızın üniversite logosundan Yürüyen Köşkü silmek ve yenisinde ondan hiçbir şey kullanmamak her yönüyle çok üzücü.