Şikayetlerini sorduğumda bakışlarını kaçırmasından ve utanarak önüne bakmasından anlamıştım mahrem bir durumun mevcut olduğunu… Bu yaştaki bayan hastalarımızda sıkça rastlanan ve benzerlik arzeden bu davranış şeklinden kafamda bir şablon oluşmuştur adeta…

“Çekinmeyin hanımefendi, bunda ayıp bir şey yok” dediğimde başını kaldırıp bir süre bana bakmaktaydı. 50 yaşında ve 3 doğum yapmış bu bayan hastam elbette şikayetlerini bir şekilde ifade etmeliydi. Bunun utanılacak bir yönü olmamalıydı.

“Galiba idrar kaçırıyorsunuz” diye sorup konuya bir yerden girmek istedim. “Evet, hem de ne büyük bir dert, bez yetiştiremiyorum” dediğinde sıkıntısının fazla olduğu anlaşılıyordu.

“Bana şöyle rahatça anlatınız, mesela gülerken, öksürürken, hapşırırken mi kaçırıyorsunuz?”

“Hah, işte tam anlattığınız gibi!”

“Bu durum sizin sosyal hayatınızı etkiledi mi?” diye sorduğumda rahatlamıştı.

“Elbette, utandığımdan, idrar kokacağımdan bir davete bile gitmeye çekiniyorum!”

Hastayı muayene ettiğimde doğumlara bağlı olarak mesanesinin sarktığı ve üretrasının da açısının bozulmuş ve hareketli(mobil) olduğu gözlenmekteydi. “Sizde stres inkontinans dediğimiz mesane sarkıklığı ve açısının bozukluğu söz konusu. Bunun tedavisi de ameliyat dediğimde memnun olmuştu.

“Artık açık ameliyat yok, bu hastalıkta yarı endoskopik bir yöntem olan TOT ameliyatı yapacağım size” diye anlatmaya başladım. Yüzüme garip bir şekilde bakarak “Kim yapacak bu ameliyatı?” diye sorma gereği duymuştu…Tebessüm ederek “ben” diye cevapladım. “Sizce üstesinden gelemem mi!” diye espri yapmayı da unutmadım.

İdrar kaçırmaya tıpta “inkontinans” demekteyiz. Üriner inkontinans kadınların yaklaşık %30’unda görülmekle birlikte aslında oranın daha da yüksek olduğu sanılmaktadır. Bu olguların %50’sinde stres inkontinans mevcut olduğu tahmin edilmektedir. Sarkmayı tanımlayan “stres üriner inkontinans” a yol açan kesin mekanizma bilinmemesine rağmen proksimal üretral destek veya “hamak” teorisi ve dış sfinkterin yetmezliği, üzerinde durulan teorilerdir. Cerrahi işlemler ya proksimal üretradaki desteğin yeniden oluşturulması, ya da üretral kapanmanın iyileştirilmesi ile yetmezliğin düzeltilmesine yöneliktir.

Uzun uzun tıbbi bilgi vererek kafa karıştırmaya gerek görmüyorum. Anlaşılır bir şekilde izah etmek gerekir. Eskiden böyle vakalara açık ameliyat yapardık. Şimdi vajene bir parmağın girebileceği kadar bir kesi yapıp buradan özel bir iğne ile  kasıktan dıştan içe girilerek üretraya ince bir “meş” dediğimiz yapay destek yerleştirilmektedir. Ameliyat süresi ortalama 30 dakikadır. Hasta hastanede 1 gece gözlendikten sonra taburcu edilmektedir.

Bir özlü sözle bitirmek istiyorum.” Sevinç kaynağı, yapılan ameliyat değil, mutlu olan hastalardır.”

BİR FIKRA
Hastanın şikayeti çok terlemesi idi. Doktor iyice muayene eder, fakat bir şey bulamaz. “Bir de rektal muayene yapalım der ve hastayı muayene pozisyonuna getirir.. “Hımm… Sizin hemoroidiniz var” der. Hasta başını geriye doğru çevirerek “doktor, bunu yüzüme söyleyemez miydiniz” der.