“Kanserli Yapının En Büyük Düşmanı Oksijendir” “Kanserli Yapının En Büyük Düşmanı Oksijendir”

Kişisel Gelişim Uzmanı Hülya Akın ataletin tanımı şöyle yapıyor: “Atalet teknik anlamda eylemsizlik, durağanlık, hareketsizliktir. Bir amacı gerçekleştirmeye yönelik eyleme geçememe halidir. Gündelik dilde genellikle;  ‘ tembellik’ ,‘ miskinlik’, hımbıllık’,’hantallık’ ,’yılgınlık’, ‘ağırkanlılık’  ataleti ifade etmek için kullanılır. Ne yapması gerektiğini, niçin yapması gerektiğini  ve  nasıl yapabileceğini bilen, yapmamakla  ne kaybettiğini, fakat, yapmakla ne kazanacağını bilen ama yine de hiçbir şey yapmayan, insanı  eyleme geçmekten alı koyan hareketsizliktir.” 
“Atalet, içimizde tembellik ile çalışkanlığın çatışmasıdır” 
Ataletin belirtilerinden de bahseden Akın, “Yapmaları gereken, ama o anda yapmak istemedikleri işleri sürekli ertelerler. Sonunda işler birikir, verilen sürede yapılamayacak hale gelir. Bu aşamada artık o işi bitiremeyecekleri inancıyla atalete düşerler. Amaçsızlıktan doğan atalet; Kişinin bir hedefinin olmayışından, içsel belirsizlikten doğan atalettir. Mükemmelliyetçilikten doğan atalet; İşlerin nasıl yapılacağına dair mükemmel bir  yol  buluncaya kadar hiçbir şey yapmayan kişilerin yaşadığı, hayallerin uktelere dönüştüğü atalet halidir. Maddi imkansızlıktan doğan atalet; Bir işi yapmak için gereken ‘asgari maddi imkanlara’ sahip olmayan kişilerin hiçbir şey yapmayarak yaşadıkları atalet halidir. Kişilikten doğan atalet; Tembellikten, kötümserlikten, korkaklıktan ve negatif inanç kalıplarından doğan atalet, öğrenilmiş çaresizlikten doğan atalet; Başarısız olma ve emeklerin boşa gidebileceği düşüncesiyle, eyleme geçmeme halidir. Değerler çatışmasından Doğan atalet; İç çatışmaların, önce kararsızlığa, sonra huzursuzluğa  ve sonunda atalete dönüşmesidir. Egodan doğan atalet; Başarının ve büyüklüğün oluşturduğu illüzyon ve rehavetin  yarattığı atalettir. Doğru öncelik koyamamaktan doğan atalet; Aşırı yüklenme, plansızlık ve koşuşturmalı  hayattan dolayı önemli işlerin acil işlere kurban edilmesinin yarattığı atalet halidir. Plansız, aşırı aktif ve hareketli yaşamdan doğan atalettir. Özet olarak; Atalet, içimizde tembellik ile çalışkanlığın çatışmasıdır. Atalet, yapısal kusurdan çok, tercihler toplamıdır” ifadelerini kullandı.
Ataleti tehlikeli yapan, insanın gücünü içinden bağlayarak, onu dış saldırılara açık, zayıf ve savunmasız  hale getirmesidir diyen Hülya Akın, “Atalet yüzünden, ‘yapmamız gerektiği halde yapmadığımız’ işler birikir, büyür, çoğalır ve zamanla problemler halinde karşımıza çıkar. Çetin Altan’ın ifade ettiği gibi, ‘Zamanında çözülmeyen problemler, genel bir çözülmeyi hazırlar.’ ‘Suyu Isınan Kurbağa’ deneyinde;  1.Aşamada, Bir kurbağa önce içi sıcak su dolu kaba atılır. Kurbağa, can havliyle sıçrayıp kaptan dışarı çıkar. Daha sonra; 2.Aşamada, Kurbağa oda sıcaklığındaki suya atılır ve kurbağa son derece memnundur. Daha sonra kap bir ısıtıcının üzerine konulur ve kurbağanın suyu ısınmaya başlar. Suyun ısınmasıyla kurbağanın refleksleri kaybolmaya başlar.  Sıcaklık, artık kurbağa için dayanılmaz hale geldiğinde, dışarı çıkmak için çabaladığında, bacak kaslarının artık çalışmadığını fark eder! İşte Atalette, sinsice bünyeye yerleşir ve ilk olarak eylem  mekanizmasını  felç eder. Atalet insanın yaşam kalitesini düşüren, hem moral hem de ekonomik olarak ‘Atıl’ bırakan bir durumdur. Çünkü Atalet, ‘Atıl Kapasite’ ve verimlik kaybı demektir. İnsanlar arasındaki başarı farkını belirleyen şey, sevdikleri  işleri yapma  biçimlerinden çok, sevmedikleri işleri  yapma şekilleridir. Sevdiği işi hemen herkes benzer bir şekilde yapar, fakat sevmediğimiz bir iş karşısında nasıl davrandığımızdır. Bir insanın yapmak istemediği , ama yapmak zorunda olduğu işler karşısındaki tavrı, onun kazananlardan mı? Yoksa, kaybedenlerden mi? olacağını belirler. Atalet, hayatımızı ele geçirme sürecinde yalnız değildir. Cehalet gafleti,  Gaflet ataleti, Atalet  sefaleti, Sefalet felaketi, Felaket esareti  getirir. Cehalet gafleti, gaflet de cehaleti büyütür. Gaflet  atalet, atalet de gaflet üretir. Atalet, sefalet, sefalet de  ataleti üretir. Sefalet, felaket, felaket de sefalet getirir. Felaket esaret, esaret de felaket getirir. Atatürk bir konuşmasında  atalet olgusuna  şöyle vurgu yapmıştır; ‘ Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.’  Eğer bir kişi, 1-5-10 yıl sonrası için bir  vizyona sahip değilse, amaçsızlık onu atalete yatkın hale getirir. Amaç, hedeftir. Başarı planı, hedefe ulaşmak için nelerin, hangi sırayla, kimler tarafından yapılması gerektiğini saptamaktır. Sonraki aşama ise, eyleme geçip, bunları sonuç alıncaya kadar kararlılıkla uygulamaktır. Ne istediğimizi bilmek, bize harekete geçme enerjisini, planlama ise, süreç içerisinde kaybolmamamızı ve hedeflerimize kararlılıkla ilerlememizi sağlar. Başarı insanla, insan ise irade ile şekillenir. Atatürk’ün ifade ettiği gibi, ‘ Büyük kararlar vermek, kafi değildir, Bu kararları, cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lazımdır.’ Yine Atatürk’ün ifade ettiği gibi, ‘ Zafer, ‘Zafer Benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir” dedi.
“Ataletin birinci panzehiri hareket ve motivasyondur”
Ataletten kurtulmanın yollarını da aktaran Akın, “ Kendimize şu soruyu sormalıyız; ‘Bu gün yapmadıklarımın, gelecekteki sonuçları neler olacak? Şuna hemen belirtmeliyim ki; Ataletli olduğunuz için harekete geçmiyor değilsiniz, harekete geçmediğiniz için ataletli oluyorsunuz. Ataletin birinci panzehiri hareket ve motivasyondur. Hareket ataleti dağıtır .Atatürk’ün ifade ettiği gibi,’Talih her zaman hareket edenden yanadır.’Ataletin ikinci panzehiri heyecandır. Heyecan bedenimizin pozitif enerjiyle dolmasıdır. Emerson’ın dediği gibi ‘ Heyecan duyulmadan büyük işler başarılamaz.’ Bu ‘Pozitif Canlılık’ atalete düşmeyi engelleyen, insanı diri tutan  pozitif bir atmosferdir. Kişinin içsel motivasyonudur. Ataletin üçüncü panzehiri hızdır. Akış içinde olun. Akış hızınız ve aklınız  hayatın ortalama hızının gerisinde kalmasın. Hızın en önemli kaynaklarından birisi hırstır. Hızlı, hareketli ve heyecanlı bir hayat yaşama hırsının olduğu yerde ataletle mücadele kolaylaşır. Yalnız burada hırsın kendisi değil, dozunun önemli olduğuna Voltaire şöyle bir benzetme yapar; ‘Hırs bir geminin yelkenini şişiren rüzgara benzer, Fazlası gemiyi batırır, azı da olduğu yerde bırakır. Buradaki kritik nokta; Planlı, hızlı, hareketli ve heyecanlı bir hayat yaşadığınızda ataletinizi yenebileceksiniz.Sizlere şu sözü hatırlatmak isterim; ‘Çevik çalışmak için, geniş düşünün, dar başlayın, çabuk bitirin.’ Elinizdekilerle, hemen şimdi, bulunduğunuz yerden başlayın ve adım adım ilerleyin. Tevfik Fikret’in ifade ettiği gibi;’ Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır. Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır.’Sevgiyle, hareketle ve koçlukla  kalın” diyerek sözlerini noktaladı.
 

Editör: Arda Yavuz