“Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz din’ e saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştıramaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.”

“ Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz.”

Bu ifadeler Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ e ait.

İslâm dininin yüceliğine samimî olarak inanan Atatürk, Türk halkının da din konusunda bilinçli olmasını, hurafelerden uzak durmasını istiyordu; Toplumun genelinin din konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığının da farkındaydı. Şu ifadeler de Atatürk’ ündür:

“Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kuran Türkçe olmalıdır.”

“Türk, Kuran’ ın arkasından koşuyor; fakat O’ nun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var, bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın.”

Atatürk, bu nedenle, 1925 yılında, Mehmetçiğin din bilgisinin geliştirilmesi için Genelkurmay Başkanlığı’ na bir talimat verdi.

Genelkurmay Başkanlığı da, 1925 yılında, Diyanet İşleri Başkanlığı’ na bir yazı göndererek askere bir din din kitabı hazırlanması isteğini iletti.

Genelkurmay Başkanlığı’ ndan Diyanet İlleri Başkanlığı’ na gönderilen yazı, aynen şu şekildedir:

Diyanet İşleri Başkanlığı’ na,

Ordunun maneviyat dersleri içinde en önemlisi dinle ilgili olan öğretimdir. Askere din bilgisi vermek üzere yazılmış pek çok kitap varsa da, bunlar ya çok geniş olarak, ya da fertlerin anlayamayacağı bir üslûp ile yazılmışlardır. Bu sebeple sade ve öz olarak yazılmış bir din kitabına ihtiyaç vardır. Ordunun bu ihtiyacının özlü bir kitap hazırlanarak karşılanmasını bilhassa istirham ederim.

Bundan başka memleketimizde çalışmanın ne kadar geri kalmış olduğu bilinmektedir. Orduya gelen gençleri din eğitimi ile çalışmaya teşvik için, bu konudaki âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerle bunların Türkçe tercümelerinin levhalar halinde askerî dershanelere asılması çok uygun olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için o gibi âyet ve hadîslerin çıkartılarak gönderilmesine yardımlarınızı ayrıca istirham ederim efendim.

26/3/1341(1925)

Genelkurmay Başkanı

Mareşal

Fevzi.

“Askere Din Kitabı” nı, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki hazırladı. Atatürk’ ün Cumhurbaşkanlığı süresince bütün askerî birliklerde ders kitabı olarak okutuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 1945 yılında kitabın genişletilmiş bir baskısını yaptırdı.

Bugünkü yazımızı yine Atatürk’ ün sözleriyle bitirelim:

“ Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Din vardır ve lâzımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlarla tamamen mutabıktır. Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. “

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.”

“NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!”