GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Kurtuluş Savaşı’ nin lideri, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün en büyük hedefi, her yönüyle çağdaş bir devlet kurmak, her bakımdan çağdaş bir toplum yaratmaktı.

Atatürk’ ün, Başkomutan Meydan Muharebesi’ nin ikinci yıldönümünde, 30 Ağustos 1924’ te, Dumlupınar’ da yaptığı konuşmada söyledikleri hedefini belirtmesi bakımından önemlidir:

“ Efendiler, artık vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor; ilim ve marifet, yüksek medeniyet, özgür düşünce ve özgür zihniyet istiyor.

Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin ideali bütün dünyada tam anlamıyla medenî bir toplum olmaktır. Çünkü dünyada bir milletin varlığının değer, özgürlük ve bağımsızlık hakkı sahip olduğu ve yapacağı medenî eserlerle orantılıdır. Medenî eser yaratmak yeteneğinden yoksun olan milletler kaybetmeye mahkûmdur. Medeniyet yolunda yürümek ve başarılı olmak hayatın şartıdır. Bu yol üzerinde ileriye değil geriye bakmak bilgisizliğini ve ihtiyatsızlığını gösterenler genel medeniyetin coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdurlar. “

Atatürk’ ün ifadesiyle “medeniyet yolunda yürümek ve başarılı olmak” için öncelikle toplumu bu yolda yürümekten alıkoyan fazlalıklardan, yüklerden kurtarmak gerekiyordu.

Atatürk, büyük bir cesaretle gerekeni yaptı. Çürümüş tüm kurum ve kuruluşları kaldırdı.

Laik Cumhuriyet’ te, kuldan “birey”, ümmetten “ulus” yarattı.

Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesillerin yetişmesini sağlayacak kurum ve kuruluşlara önem verdi.

 Şu sözler de Atatürk’ e aittir:

“ Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hâkim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise ancak kişinin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü teşebbüse girebilmek serbestisine sahip olmasıyla mümkündür.”

“ Lâiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Lâikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.”

BİR VATANDAŞ ANLATIYOR

Amerika’da bir benzin istasyonunda, benzinimi almış, parasını ödemiş arabama binerken, bir kamyon şoförünün giydiği tişört dikkatimi çekti. Yanına yaklaştım ve tişörtteki resmi tanıyıp tanımadığını sordum. ‘Atatürk’ bile diyemedi. Ben de, ‘adını bile doğru dürüst bilmediğin bir insanın resmini taşıyan bir tişörtü neden giydiğini’ sordum.

Dedi ki; “Ben küçük bir çocukken annemle babamdan bu şahsın adını duydum ve bir gazeteden kesip sakladıkları bir resmini gördüm. Babama bu şahsın kim olduğunu sorduğumda, ‘Bizim tek eksiğimiz böyle bir lider. Özgürlüğümüzü kazanmamız için böyle bir lidere ihtiyacımız var. Özgürlük her şeydir’ dedi. San Francisco’ya gitmiştim, insanlar her yerde tişört satıyorlardı, ne zaman bu tişörtü gördüm, annem babam aklıma geldi ve bunu aldım.”

Aslında bu arkadaş bizim tarihimizi filan bilmiyordu. Sadece bildiği bir tek şey vardı. “Bu adam (Atatürk) halkını özgürlüğe kavuşturdu ve benim atalarım her zaman onun gibi bir lider hayal etti.”

Kısacası, bizler ülkemizin nasıl bir Lider'e sahip olduğunun pek farkında değiliz galiba… Ama bütün dünya farkında...

***

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” (ATATÜRK)