Merhaba saygıdeğer okurlarım;

Bu son köşe yazımı siz saygıdeğer okurlarıma ve Yalova Gazetesinin İmtiyaz Sahibi Hayri Tezcan ile tüm görevli arkadaşlarıma hitaben kaleme alıyorum.

Hayri Tezcan kardeşimin 100 küsür makalemin hayat bulmasına vesile olmasının yanında yorgun ama cesur gazetecilik örneğinden istifade etmem koca bir teşekkürü hak ettiği kanaati benim için bir ayrıcalık olmuştur.

Olmuyor kardeşim olmuyor, gözle görülen sözle duyulan yanlışların düzeltilmesinde bir katkım olur mu heyecanı beni bugüne kadar getirebildi.

Atamızın Yalova’mıza ilk gelişine vesile olan rahmetli büyükbabam Tevfik Baş’ın (Çavuş) mezarında kemikleri sızlarken, rahmetli Atamızın da gelişmelerin daha da fevkinde olacağı sükutu hayali huzursuzluğu söz konusu mudur bilmesem de, Yalova’yı dünyaya tanıtan özverili çalışmasının karşılığı keşke Yalova bundan sonra, ‘Benim kentimdir’ demeseydim der mi idi.

Bugünleri önceden sezip Yalova Kaplıcaları adına söz verdiği, dünyanın merakına mucip olacak su şehri yapımında bizzat işçilerin başında gururla gözlemci görevini üstlenir miydi?

Dağlarda kömür yakıp, katırlarla odun taşımacılığı yapan sefalet içinde yaşayan bölge insanına, sigortalı ve kadrolu iş imkanı sağlayarak benden sonra burası sizlere emanet büyüklüğünü de gösteren Atamızın ölümünden sonra hak etmediği fikri düşünce bazı kişileri rahatsız etmiyor mu? Bu nasıl bir vicdanı rahatlık içime sindiremiyorum.

Yalova Kaplıcalarımızda Atamızın sağlığında 800 işçi ve memur çalışıyorken şimdilerde 80 işçi ile idare edilmesi, birçok tesisin çürümeye terk edilişi ve türlü türlü bahanelerle kapalı tutulan tesislerinde yok oluşunu gözlemlemek sizlere hiç acı çektirmiyor mu?

Hangi ağa babaların veya Cumhuriyet düşmanlarının sözlü çığırtkanı oldunuz?

Sayın Yalova Gazetesi İmtiyaz Sahibi Hayri Tezcan kardeşim ben nasıl olacakta bu çürümüş, vurdum duymaz zihniyeti gerçeklerle omuz omuza, yan yana getirmenin bir parçası olacağım, inan ki çok zor.

Ayakkabısı olmayan göçerlerin şimdi 20-30 milyonluk arabalara binmesi, inanılmaz bir hayalin ve azmin eseridir, tebrik etmek lazım.

Lafta Yalovalıyım diye övünenlerin geride bırakacakları miras tarihin derinliklerinde yatan değerlerin yok olmasına vesile olmuştur.

Yalandan dostluk, yalandan sevgi ve saygı toplumda malzememiz olmuş bizim. Herkes kendinde bir ağırlık, bilinçlilik zaafının farkında olmadan çırpınıp duruyoruz.

Her ilin her ilçenin hakiki kabadayısı ve akıl babaları olur devlete yardım açısından. Bizde ise kolpadan kabadayı, kolpadan akıl babaları var. Birbirlerini yeseler doymazlar aslında.

Seçilmişlerinde 450 km olan başkentimizi 10 bin km uzakta görüp, resim çekilerek dönmeleri yanında hiçbir gelişmeye imza attıramazlar.

Eskiden Yalova’mızda bahriyeli asker yasağı vardı, şimdi ise 70 küsür yıldır, ‘Yalova Benim Kentimdir’ diyen Atamıza istinaden konulan yasak, hala devam ediyor.

Allah’a ısmarladık…