Merhaba saygıdeğer okurlarım;
Bu haftaki köşe yazımı son zamanlardaki devletlerin huzurdan uzak, endişe kat sayısı yüksek yaşamlarını herkes gibi bende izliyorum.
Belli bir sınırları olan devletlerin yakınına kadar gelen, geldiğini topla, tüfekle, füzelerle haber veren sözüm ona korkutucu planları olan irili ufaklı devletler türedi.
İstiyorlar ki tüm dünyayı kuracağımız düzenle idare edelim. Kendilerine ait dini yaşam biçimi tüm dünyada geçerli olsun.
Yetinmiyorlar dinler arası hayali geçmişten ve bugünkü gerçekleri yok sayarak, kırım ve katliamlarla kendilerini bu konuda rahatsız edecek devletleri yavaş yavaş tarihten silip, belirttiğim gibi kendilerine zemin hazırlıyorlar.
Bu plan ve programa sahip düşünce ve eyleme malum devletlerin birçoğu aynı fikirden hareketle bu devletlerden güç ve cesaret almaları açık açık olmasa da zararı masum devletler değil, kana, cana doymayan her devletin toprağından, malından istifade ile ayakta duran devletlere olur.
Nedenine gelince masum devletlerin kişi başına 10 katı geliri yanında kışlık villası, yazlık villası, en az 2 arabaları, barbekü partilerini nasıl bırakacaklarda savaşa ölüme gidecekler.
Savaşa hayır sloganları gökyüzünü kapladığında, 200 bin 300 bin yetiştirdiğiniz örgüt mensupları da bir günde telef olduğunda ne yapacaksınız merak ediyorum.
Özetle bir dünya vatandaşı olarak bana kalsa dini rüyayı yarıda kesip, sömürdüğünüz devletlerden özür dileyerek tüm zararlarının iki katını tazminat olarak vererek, yıktığınız yerle bir ettiğiniz yerleşim bölgelerini yeniden inşa edip (eşyalı) hayatta kalan vatandaşlara da ayrıca tazminat parası söz konusu yanında, yuvalarını teslim ederim.
Ölen çocuklar için ise Gazze meydanına helikopterle malum kişiyi bırakıp helalleşirim.