GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

TRT’ ye yıllar önce, 1990’ lı yıllar olmalı, tarih boyunca Türk- Ermeni ilişkilerini anlatan 10 bölümlük ‘Yaşayan Tarih” belgeselinin metin ve senaryosunu yazmıştım.

Birkaç kez TRT1’de oynayan dizi, TRT’nin TRT2, İNT ve TÜRK kanallarında zaman zaman yayınlanmış; hatta yurt dışındaki bazı televizyon kanallarına da satılmıştı. Ben de her bölümde kısa kısa açıklamalarda bulunuyordum. Amerika’ da yaşayan bir yakınım, televizyonda yayımlanan programı görünce telefonla aramış, duygularını dile getirmişti.

Ermeni tarihini, tarih boyunca Türk- Ermeni ilişkilerini ve dünyadaki soykırım olaylarını, çok uzun zaman ve çok ayrıntılı bir şekilde incelediğim için, konu hakkında yazılan her yazı ve haberi atlamamaya çalışıyor, okuyor; gerekirse mutlaka not alıyorum. Konuyla ilgilenmek benim için neredeyse özel ilgi alanına dönüştü.

Diaspora Ermenileri (yani ana vatanlarından uzakta yaşayan Ermeni topluluğu), anaokullarından itibaren çocuklarının zihinlerini, Türk nefreti le yıkarken, bizler olayı önemsemiyor, hatta küçümsüyoruz.

Ne yazık ki, toplumumuzun büyük kısmı, olayın boyutunun farkında değil.

Korkarım torunlarımız, bugünden çok daha farklı bir dış dünyayla karşılaşacaklar.

Diaspora Ermenileri, gerçek peşinde değiller.

Ortaya gerçekleri açıklayan belgelerle çıkmamızı önemsemiyorlar bile…

Onların istedikleri sadece ve sadece intikam...

Bunun için de, bıkmamacasına hedefe doğru ilerleyen adımlarına devam ediyorlar.

Konu artık tarihçilerden çıkmıştır, siyasîdir.

Biz ise toplum olarak ilgilenmiyor, konuyu tarihçilere bırakıyoruz.

Tarihçilerimiz de, bıkmadan tarihi gerçekleri gündeme getirmeye çalışıyorlar.

Bence, stratejiyi kökünden değiştirmek gerek.

Ermenilerin amaçları belli, bu bilinen bir konu, ama yine de tekrarlamakta yarar olduğunu düşünüyorum. Bunlar:

1. (Asılsız- sözde) soykırımın diğer ülkelerce ve uluslararası kuruluşlarca TANINMASI,

2. Türkiye’nin bu ülkelerin (asılsız- sözde) soykırımı tanımasından etkilenmesi ve bu ülkelerin baskısı ile (asılsız- sözde) soykırımını TANIMAK mecburiyetinde kalması,

3. Türkiye’nin (asılsız- sözde) soy kırıma uğrayanların yakınlarına TAZMİNAT ödemesi,

4. Türkiye’den TOPRAK talebinde bulunulması.

Diyelim ki, Diaspora Ermenileri amaçlarına ulaştılar ve dünyanın yaptığı baskı nedeniyle, sonuçta Türkiye’nin doğusundan bir miktar toprak kaptılar.

Buraya hangi Ermeni gelir de yerleşir?

Amerika’daki mi? Fransa’daki mi?

Ermenistan’da zaten bir avuç Ermeni var, bunlar mı topraklarını bırakıp gelecek?

Bunlar boş hayal…

Ama bu hayal, Diaspora Ermenilerini bir amaç etrafında buluşturuyor, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerini sağlıyor.

Türkiye’nin bu konudaki stratejik hedefi, Diaspora Ermenilerinin hayalini parçalamak olmalı…

Gördüğüm kadarıyla, ne yazık ki bu konuda bir çalışma yok.

ABD ve Avrupa’da yayınlanan gazete ve televizyon haberlerine bakılırsa, sözde Ermeni soykırımı tezini Türk toplumuna kabul ettirmek için başlayan harekete hız verildi.

Dünyada pek çok ülkede, örneğin ABD’ de yapılan seçimlerde genellikle Ermeni lobisine yakın olan isimler kazanıyor, hiç ilginizi çekiyor mu?

Biz, her olayda protesto etmekle yetiniyoruz, hepsi bu kadar! Yeter mi?

Bir de, kendi vatanımızda, kendini aydın olarak tanımlayanların, Türk tarihine yönelik karalama kampanyaları var.

Günümüzde, Kanada’nın Toronto şehri ile ABD’nin Massachuetts Eyaleti’nin Cambridge şehirlerinde kurulu Zoryan Enstitüleri’nin faaliyetleri üç ana konuya odaklanmış durumda… Bunlar: Soykırım çalışmaları, Diaspora çalışmaları ve Ermenistan üzerine çalışmalar…

Uzun zaman önce, doğruluk derecesini bilemediğim, Zoryan Enstitüsü’nün eğiterek roman yazdırdığı bir Türk yazarı olduğu konusunda iddialar vardı.

Zaten genelde okumayan bir toplumuz.

Uzaktan güdümlü bu sözüm ona aydınlar, önce içimize bir şüphe düşürecekler ve “ Galiba biz bu işi yapmışız” dedirtecekler.

Olayı hâlâ doğru dürüst kavrayamamış, kayıtsız şartsız Avrupa Birliği yandaşları ise, “ AB’ye üye olmak için kabul etmek gerekiyorsa kabul edelim bitsin bu iş” diye kendilerini paralayacaklar.

Ne yazık ki, psikolojik savaş konusunda çok geriyiz. Gazetelerde veya haber sitelerinde sözde Ermeni soykırımı konusunda yazanların çoğunun olaylardan haberi bile yok. Bir kitaptan alıntıyla, sözüm ona konuyu irdeliyorlar.

İlgilisi böyle olursa, varın siz gerisini düşünün. Ne diyelim hayırlısı olsun.

GÜNÜN SÖZÜ: “1923; Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşunun simgesi, onur ve gurur duyduğum bir tarihtir.”