Sevgili okurlarım. Allah Celle Celaluhu mahlukatı yaratmak istediği vakit, bu nuru dört parçaya ayırdı. Birinci parçasında kalemi, ikinci parçasında levh’i(levh-i mahfuz) üçüncü parçasında arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı ayrıca dört parçaya böldü: Birinci parçadan Hamele-i arşı (arşın taşıyıcılarını), ikinci parçadan da kursi’yi, üçüncü parçadan diğer melekleri yarattı. Dördüncü kısmı tekrar dört parçaya böldü: Birinci parçadan gökleri, ikinci parçadan yerleri, üçüncü parçadan cennet ve cehennemi yarattı. Evet kardeşlerim Hz. Allah sonra dördüncü parçayı yine dörde böldü: birinci parçadan müminlerin basiret nurunu/iman şuurunu, ikinci parçadan-marifatullahtan ibaret olan-kalplerinin nurunu, üçüncü parçadan tevhitten ibaret olan ünsiyet nurunu (La ilahe illallah Muhammedu’resullullah nurunu) yarattı.” (kaynak Bkz. İmam Ahmed, müsned IV-127; Hakim, müstedrek 11-600 Resullullah (sallallahu aleyhi ve selem) bir hadisi kudiside: “Allah: “seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım.” Diye buyurdu” Kaynak İmam Ahmed, müsned IV-127; sevgili okurlarım, kainatta en büyük hadise hiç şüphe yokki, kainatın efendisi peygamberimiz (sav) Hz. Muhammed’in (asm) dünyaya teşrifi hadisesidir. Evet sevgili kardeşlerim, işte yüce Mevla’mızın hadisi kudsinin açıklamasına “Sen olmasaydın, Ey habibim, felekleri (kainatı) yaratmazdım” kudsi hadisi, bu sırra işaret etmektedir.
Sevgili okurlarım. Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım hadisi nasıl anlaşılmalıdır ve hakikat—Muhammediyenin (asm) nuru çıksa, gitse, kainat vefat edecek. Eğer Kur’an gitse kainat divane olacak ve küre-i arz , kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyare çarpacak, bir kıyameti koparacak. Şu gördüğün büyük aleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa, Nur-u Muhammedi ( sallallahu aleyhi ve selem) o kitabın katibinin kaleminin mürekkebidir. Amin