GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Yöneticinin asıl görevi günü kurtarmaktan çok, geleceği düşünerek önceden önlem almak, proje üretmek ve beklemeksizin faaliyete geçmektir.
Bunun için yapılacak stratejik plân, işin en az zaman ve en az para sarfı ile en iyi şekilde yapılması için en iyi hareket tarzını oluşturmalıdır.
Kısacası yönetime talip olan ya da atanan yönetici, geleceği görerek önceden önlem alan olmalıdır.
Kuraklık giderek artacak, Yalova’ nın nüfusu da… Bu önceden zaten biliniyor. Raporlar bu yönde… Örneğin 2025 yılında Türkiye’ de su kıtlığı ve kuraklık yaşanacağı daha 2001 yılında bile biliniyordu. (“Su Sorunu Büyüyecek” başlıklı ilk yazım 8 Şubat 2001 tarihinde Yalova Gazetesi’ nde yayımlandı. Daha sonra da tekrar tekrar yazdım ve konuyu gündeme getirmeye çalıştım.)
Bunun yanında mevcut su kaynakları giderek büyük sorunlar doğuruyor ve bu sorunlar artacak gibi görünüyor. Bu da önceden biliniyor.
Maalesef başlangıçta benim de haddim olmayarak beğenmediğim uygulamalar, Yalova’ nın su sorununu büyüttü. Kanaatimce kaynaklar yeterli şekilde kontrol altına alınamadı. Tarım arazileri ve sulak alanlar sanayi tesisleri için ya da başka tesisler için imara ve kullanıma açıldı, sorunun giderek büyüyeceği düşünülmedi, önlemler zamanında alınmadı. Ya da ben öyle düşünüyorum. Bendeki izlenim ne yazık ki bu yönde…
Yapılan açıklamalardan anladığım kadarıyla, kuraklıkla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli sorunların çözümü için yapılan çalışmaların neler olduğu konusunda ayrıntılı bir veri ortada görünmüyor. Hâlâ projelerden ve finansman sorunlarından söz ediliyor.
Esasen daha da fazla geç olmadan başka alternatifleri değerlendirip uygulamaya geçmek gerek.
Su sorunu yaşanan bir bölgede görmüştüm. Yerel olanaklarla denize akan dere yatakları derinleştirilmişti. 200- 300 metrede bir bentler yapılmış, yağan yağmur suları mümkün olduğunca denize gidemeden toplanıyordu. Bölgenin barajına su taşıyan dereler belirli aralıklarla kontrol ediliyor; hem buralardan su alınması önleniyor hem de kirlenmenin önüne geçiliyordu. Aşırı yağışlarda dere yataklarının taşmasını önlemek için fazla sular kanallar ve kanaletlerle küçük göletlere yönlendiriliyordu.
Elbette çok değişik alternatifler var. Ama bunları ayrıntılı düşünüp, beklemeksizin uygulamaya geçmek gerek.
Örneğin, denizden su arıtma yapılabilir ama bu sefer de kalan tuz ne olacak? Tuzu bıraktığımız bölgede yaşam kalmaz. Deniz suyunu arıtan ülkeleri incelemek gerekiyor, ne yaptılar, hangi sorunlarla karşılaştılar.
1974 yılında, Ankara’ nın ilçesi Polatlı’ da Acıkır bölgesinde, Sakarya nehri suyundan içme ve kullanma amaçlı yararlanmak için modern bir tesis yapılmıştı. Biliyorum, çünkü açılışta orada görevliydim.
Yalova’ da yağmur suyuyla kanalizasyon aynı yerde birikiyor. Bunu birbirinden ayırmak gerek! Yağmur suyu da arıtılıp denize veriliyor. Bu uygulamadan vazgeçmek gerekmiyor mu?
Artık yağmur suyunun depolanıp biriktirilip kullanılmasının zamanı geldi.
Örneğin, Sarnıç sistemi nasıl yapılıyor? Nasıl kullanılıyor? Hiç incelendi mi?
Yalova’ da ileriyi görüp yağmur sularını depolayıp bahçe sulamasında kullananlar var. Bunun yaygınlaştırılması lâzım. Depolanan su tuvaletlerde de pekâlâ kullanılabilir.
Su hasadı önemli bir şey… Su hasadı yapmamız, az yağan yağmurun her damlasını toplamamız lâzım. Yağmur hasadına dönmemiz gerekiyor.
Bu uygulama neden genel bir uygulamaya dönüştürülmesin?
Örneğin, çok su isteyen bitkiler yerine, daha az su isteyen stratejik ürünlere yönelmeli… Su bakımından, doğru yerde doğru ürün ekmek gerekiyor. Su olmayan yerlerde çok aşırı su isteyen bitkilerin ekilmemesi gerekiyor.
Önümüzdeki bahar ya da yazın alacağımız yağışın önemi yok. Şu anki yağışlar önemli ve o önemli yağışları da almıyoruz. Bu da bizim için önemli bir kuraklık.
Barajlarda su bitince yapacak bir şey kalmaz. Kuraklıkta kriz yönetimi olmaz, risk yönetimi olur. Su bitmeden risk yönetimine geçilmeli, mevcut suyu verimli kullanmak için önlemler alınmalı…
Eldeki mevcut suyu en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. Arıtılan atık su neden denize veriliyor da kullanılmıyor? Yalova’ da buna yönelik bir plânlama, önlem alma şart!
Şehrimizin su bütçesi olması lâzım; “ Su Yönetim Plânı” olmazsa olmaz!
Yani suyumuz şu ayda şu kadar az, eksik su varsa şu şu önlemleri almamız lâzım gibi bir anlayış gerekiyor.
Az yağan yağmurun hem damlasını toplamamız lâzım.
Birde, kişi başına düşen su miktarı konusunu da disipline etmek ve aşırı kullanıma kısıtlama getirmek gerekir.
Bir zamanlar, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu başkanlığındaki ekip, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Çevre ve Tarım Komisyonu adına hazırladığı “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu ile tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koymuş, çözüm önerilerinde bulunmuştu.
İlgi duyanların bilgisine sunarım!
Son olarak bir de Belediye yetkililerine önerim var; su kesinti saatleri önceden cep telefonlarına mesajla bildirilmeli… Olur- olmaz her şey bildiriliyor ama kesinti haberleri verilmiyor.
Sade bir vatandaş olarak aklıma takılanları paylaşmak istedim.
Günüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.