Sevgili okurlarım, bugünkü yazımda hani deriz ya Hızır gibi geldi. İşte Allah’ın biz kullarına (Kehf Suresi, ayet 82) de mealen “Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa aitti. Altında olanlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabb’inden bir rahmet olarak defilerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur.” İbn Abbas’tan (r.a) rivayet peygamber (s.a.s) (Musa ile Hızır kıssasını anlattıktan sonra) şöyle buyurmuştur: “Allah Musa’ya rahmet eylesin. Keşke Musa sabretseydi de (aralarında başka maceralar geçseydi)  ve bize o olaylar da anlatılsaydı. (Kaynak: Buhari. İlim, 44) Sevgili okurlarım, ilk peygamber Adem Aleyhisselam Ahiri iki cihan güneşi (Hz.) Peygamber Muhammed Mustafa bu ikisi arasında her kavme bir peygamber göndermiştir. Her kavme Allah’ın peygamber gönderdiğini bize Hicr Suresi ayet (10) Ey Muhammed! Andolsun, senden önceki topluluklara da peygamber gönderdik. (Nahl Suresi, 36) Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün. (Kaynak: Mü’minun Suresi, ayet 78) Kur’an-ı Kerim’in İsra Suresi suresinin 15. ayetinde “Biz bir peygamber gönderdikçe (hiç kimseye azab etmeyiz) Allah bütün kavimlere, bütün topluluklara peygamber göndermiştir. Ancak bunlardan sadece 25 tanesi Kur’an-ı Kerim’de anlatılmaktadır. Hadislerde, gönderilen peygamber sayısının 124.000 verilmesinden (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, v,266) hareketle insan topluluklarının bulunduğu her bölgeye gönderdiğini ve de ne Kur’anda ne Tevrat’ta ne de İncil’de zikredilmediği bildirilmiştir. Kur’anda her topluluk ve ümmet yoktur. (Kaynak: Fatır Suresi, 24; Nahl. 63; Yunus Suresi 47) Amin.

İsa GÜNEŞ

Köşe Yazarı