GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Okullar başladı. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıklı, kültürlü, çağdaş bilgilerle donanmış bireyler olması en büyük dileğimiz.

Bu düşünceden yola çıkarak, zaman zaman çevremize bakmakta da yarar var.

Japonya’da birinci sınıfa başlayacak çocukların ailelerine, çocuklarının okula başlamadan önce kazanmış olması gereken bazı alışkanlıkları içeren bir liste verilir.

Bu liste 18 maddeden oluşur ve şu sözlerle başlar:

“Çocuğunuz okula başlamadan önce lütfen aşağıdaki kuralları yerine getirdiğinden emin olun. Aynı zamanda anne-baba ve aile üyelerinin de bu davranış kurallarına uyması beklenir.”

Temel Davranış Kuralları:

Biri konuşurken dikkatle dinle.

İnsanları güler yüzle selâmla, açık ve net cevap ver.

Başkalarının eşyalarının sana ait olmadığını bil.

Ayakkabılarını çıkar ve düzenli şekilde bırak.

Dik otur.

Her zaman temiz kıyafet giy.

Masanı ve çevreni düzenli tut.

Erken yat, erken kalk – mümkünse kendi başına.

Dengeli kahvaltı yap.

Dişlerini fırçalamayı unutma.

Asla yalan söyleme.

Arkadaşlarla İlişkiler:

Hiçbir arkadaşını yalnız bırakma.

Birine bir şey olduğunda yardım et.

Başkaları hakkında kötü konuşma.

Herkesle oynayabilmeyi ve öğrenebilmeyi bil.

Hem tek başına hem de arkadaşlarla oynamaktan zevk al.

Dışarıda oyna; hem bedenin hem doğa deneyimin gelişsin.

Hata yaptığında içtenlikle özür dile.

Benim Düşüncem:

Bu listeye bakınca şunu soruyorum: Bizde (Türkiye’de, Almanya’da, Avusturya’da ya da İsviçre’de) durum nasıl?

Birçok kural aslında basit ve doğal görünüyor. Ama okullarda ve günlük yaşamda görüyoruz ki sosyal beceri, saygı ve empati/duygudaşlık her zaman yeterince öğretilmiyor veya uygulanmıyor. Oysa tam da bunlar çok önemli: Okul sadece matematik veya dil öğrenme yeri değil; birlikte yaşamanın öğrenildiği bir yer.

Hiçbir şekilde zorbalığa ve saygısızlığa izin verilmemeli – ne açıkça, ne gizlice, ne de dijital ortamda…

Çocukların dürüstlük, yardımlaşma, empati/duygudaşlık gibi değerleri öğrenmesi gerekiyor. Biz yetişkinler de bunu örnek olarak göstermekle yükümlüyüz.

Belki de biz de örnek almalıyız: Çocuklara hem bilgi hem de değer kazandıracak net ve yol gösterici kurallar koymalıyız.

*

İrlanda asıllı Amerikalı toplum eleştirmeni yazar George Carlin’ in ilgi çekici ve düşündürücü sözlerinden biri de şöyledir:

“Marifet çocuklara sadece okuma, yazmayı öğretmek değil, sorgulayan ve düşünen çocuklar yetiştirmektir.”

*

Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün şu sözünü de aklımızdan hiç çıkarmayalım:

“Öğretmenler; yükselen yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.”

* En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.

* Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.

***

Gününüz aydınlık ve esenlik dolusun.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!