GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
İdarecinin görevi günü kurtarmak değil, geleceği görüp ona göre önlem almaktır.
Toplumun tamamını veya bir kısmını etkileyen ve normal hayat akışını kesintiye uğratan, ekonomik sosyal anlamda olumsuz sonuçlar doğurup acil müdahaleyi gerektiren olayların tamamı afettir. Önemli olan afet olduktan sonraki çalışmalar değil, olmadan önce alınan tedbirlerdir. 
Tüm doğal afetler için aynı şey geçerlidir. Asıl önemli olan, afet olmadan önce önlem almaktır.
Kriz yönetimi önemlidir ama daha önce Risk Yönetimi gerekir ve bu çok daha önemlidir. Bu durum sel felâketleri ya da yangınlar için de geçerlidir.
Canımız yanmadan önlem almak aklımıza gelmiyor.
Buna “Ya da yeterli ve etkin önlem almak aklımıza gelmiyor” diyelim!
Önemli olan, yaşananlardan ders çıkarmaktır.
Yetkili olanların ve konularının uzmanlarının olası sorunları düşünüp ona göre gereken önlemleri aldığını düşünüyorum.
Burada yapılan, küçük bir fikir jimnastiğidir.
Örneğin sel felâketlerinde ya da yangınlarda eksikliklerimiz nelerdi, araştırıldı mı?
Olası afetlerden önce neler yapabilirdik, halen neler yapabiliriz konusu, risk analizleri yapıldı mı?
Ormanlara yakın yerleşim yerlerini yangınlardan korumak için ne gibi önlemler alındı? Bu konuda yabancı ülkelerin uygulamaları incelendi mi?
İklim değişikliği ile beraber ısınacak hava ve azalacak yağışlarla birlikte ve ormanların olduğu yerin iklimine uygun nasıl karışık bir orman inşa edileceği üzerine kafa yoruldu mu?
Yanan ormanlık alanlardaki doğal bitki örtüsünü bozmadan kuraklık ve sıcaklığa karşı nasıl güçlendirilebileceği düşünüldü mü?
Bilenin de bilmeyenin de konuştuğu, her kafadan bir ses çıktığı kaos ortamları yerine, konunun uzmanlarının tartışacağı uygun ortamlar yaratılıyor mu?
Özellikle yangın riski yüksek bölgelerde, koruyucu ve önleyici önlemler alınıyor ve bunların etkinliği denetleniyor mu?
Küçük bir örnek vereyim, Kanada’ da uydularda bulunan termal kızıl ötesi sensörlerle ormanda sıcaklığın yükseldiği alanda helikopterle soğutma işlemi yapıyor ve muhtemel yangını daha çıkmadan önlüyorlar. Hava sıcaklığının yüksek olduğu aylarda ise bu kontrolü günde dört kez yapıyorlar.
Ya biz ne yapıyoruz? Çözüm yolları araştırıyor muyuz?
Olası yangın bölgelerinde, özellikle sıcaklık ve nemin yangın için uygun ortam oluşturduğu dönemlerde, gözetleme, denetim ve kontroller artırılıp, yangın söndürme ekip ve malzemelerinin hazır vaziyette bekletilmesi sağlanıyor mu?
Afet olmadan, yani bir yangın çıkmadan, bir sel felâketi ya yer sarsıntısı olmadan önce risk analizi yapılması kültürünün geliştirilmesi şart!
Tabi, bir kentin yönetiminde göz boyayan, ya da her türlü sömürüye açık olan davranış modelleri uygulanmadan önce, o kentin yaşamsal önceliklerinin düşünülmesinin esas olduğu da, artık anlaşılmalıdır!
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!