GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Millî Mücadele’ nin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu ve birinci cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün en beğendiğim sözlerinden biri, tarım ile ilgili olanıdır, der ki:

“Millî ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki, tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz.  Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır.”

Kentleşme, nüfus artışı, toprakta süren verimsizleşme ve tarım alanlarında azalma, insanlığı yeni çözüm arayışlarına itiyor. Dar alanda verimli tarımsal üretim yapmak için dikey tarım yöntemleri her geçen gün popülerleşiyor.

Gelecek nesillere sürdürülebilir olarak kalması için geleneksel tarımın ekilebilir arazi ihtiyacı çok fazladır. Oysa nüfus ve konut ihtiyacı giderek artarken ekilebilir arazinin giderek azaldığını üzülerek söyleyebiliriz.

Bu nedenle bugün, konuya ilgi duyanlar için dikey tarımdan söz etmeye çalışacağım.

Dikey tarım, son dönemlerde oldukça popüler ve merak edilen bir tarım türü… Dikey tarım, geleneksel tarım yöntemlerinden farklı olarak, bitkilerin dikey katmanlarda veya kuleler halinde yetiştirildiği modern bir tarım yöntemi…

Dikey tarım yapmak için farklı sistemler var. Örneğin:

Hidroponik Sistemde bitkiler, toprak yerine besin çözeltisiyle dolu bir ortamda yetiştirilir.

Aeroponik Sistemde bitkilerin kökleri havada asılı durur ve besinler püskürtme yöntemiyle verilir.

Akuaponik Sistem balık yetiştiriciliği ile bitki üretiminin birleştirildiği yöntemdir.

Başlangıç seviyesinde olanlar için hidroponik sistem en uygun seçenektir.

Dikey tarım sistemlerinde en çok yetiştirilen bitkiler arasında şunlar sayılabilir: marul, ıspanak, fesleğen, nane, domates, çilek, salatalık, biber… Bu bitkiler hızlı büyür, az bakım gerektirir ve kapalı alanlara uyumludur.

Dikey tarım, geleneksel tarıma göre başlangıç maliyeti yüksek olsa da, uzun vadede su ve alan tasarrufu sağladığı için oldukça kârlıdır.

Şehir içinde üretim olduğu için, nakliye masraflarını düşürür.

Daha az alanda daha fazla ürün yetiştirilir.

İklimden bağımsız olarak yıl boyunca sürekli üretim yapılabilir.

Özellikle organik ürün satışı yapan girişimler için oldukça kazançlı bir modeldir.

Dikey tarım, modern tarımın geleceği olarak görülmektedir. Su ve alan tasarrufu sağlayan bu yöntem, özellikle şehirlerde sürdürülebilir tarım çözümleri sunar. Başlangıçta doğru sistemin seçilmesi, ışık, su ve besin dengelerinin ayarlanmasıyla yüksek verimli ve sağlıklı bitkiler yetiştirilebilir.

Eğer doğru strateji ve plânlama ile uygulanırsa, dikey tarım kazançlı ve çevre dostu bir yatırım olabilir.

Az alan kaplar, daha verimli ürün sağlar.

Küçük alanlarda daha fazla ürün yetiştirilmesine olanak tanır.

Geleneksel tarıma kıyasla %90’a kadar daha az su kullanılır.

Kapalı alanlarda iklim koşullarından bağımsız üretim yapılabilir.

Pestisit kullanımını azaltır; kontrollü ortam sayesinde kimyasal ilâç ihtiyacı düşer.

Dikey tarım, şehir tarımına uygundur; binaların içinde, depolarda, seralarda, çatılarda ya da kullanılmayan alanlarda uygulanabilir.

Kapalı Alanlarda: LED ışıklandırma gereklidir.

Açık alanlarda ise güneş ışığının yeterli olduğu noktalar tercih edilmelidir.

Raf sisteminde veya özel kulelerde dikey katmanlar oluşturulur. Her katmanda bitkilerin ihtiyacına uygun olarak besin çözeltisi, su kanalları ve ışıklandırma plânlanır.

Bitkiler için pH dengesi iyi ayarlanmış besin çözeltileri kullanılır.

Damlama sulama sisteminde ise belirli aralıklarla bitkilere su verilir.

Kapalı alanlarda LED veya floresan ışıklar kullanılarak fotosentez desteklenir.

Genellikle günde 12-16 saat ışık verilir.

Bitkilere bağlı olarak sıcaklık 18-25°C arasında tutulur.

Bitkilerin sağlıklı büyümesi için havalandırma sistemleri kurulur.

Nem oranı %50-70 arasında tutulur; küf ve hastalıkları önlemek için düzenli hava akışı sağlanır.

Zararlıların kontrolü (böcekler, kuşlar ve kemirgenler gibi) dikey çiftliklerde kolaylıkla idare edilir çünkü alan çok iyi kontrol altındadır. Kimyasal ilâçlara gerek duyulmadan organik ürünleri yetiştirme yeteneği geleneksel çiftçilikten daha kolaydır.

Geleneksel açık hava tarımında yetiştirilen ürünler (kuraklık, fırtına ve şiddetli yağmur, yangın, vb) hava koşullarına bağlıdır. Böyle bir durum dikey tarımda hiç denecek kadar azdır.

Yazının başında da belirttiğim gibi, konuya ilgi duyanlara yeni bir bakış açısı getirmek istedim. Bence, insanlar yaşadıkları yerde üretilen ürünlerle doyurulmalı ve özellikle de tarımı gençliğin ilgisini çeker hale getirmeli…

Gününüz aydın ve esenlik dolu olsun.

NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!