1-      Geçtiğimiz hafta  Yalova Bağımsız Denetçiler Derneği ve Yalova Üniversitesi birlikte Sürdürülebilirlik Ve Denetim Çalıştayı gerçekleştirdi.

Bağımsız Denetçiler, sürdürülebilirlik Kavramının önemini çeşitli platformlarda anlatmaya ve şirketleri bilinçlendirmeye çalışırken aynı zamanda bu konudaki  denetimi ve raporlamanın nasıl yapılacağını paylaşmak amacıyla bu çalıştayları gerçekleştirmeye çalışıyorlar.  Bir buçuk yıl sonra, sürece baktığımızda çok yakın bir tarihte,  belli sektörler ihracat yaparken bu denetimleri ve raporlamaları yapmak zorunda kalacaklardır.

Sürdürülebilirlik kavramı, ilkim krizi etkileri ile birlikte iş dünyasında çevreye herhangi bir zarar vermeden kalkınma ile çok daha temiz bir geleceğe ulaşma hedefini ifade eder.

Özellikle şirketler  proje ve faaliyetleri sonucunda doğaya ve insan yaşamına zarar vermediğini, enerji kaynaklarını dengeli kullandığını ölçmek ve  çevre politikalarına uyduğunu denetletmek ve raporlamak zorundadırlar.

22 Nisan 2016 yılında imzalanan, 16 Temmuz 2021 tarihli resmi gazetede yayınlanması ile yürürlüğe giren,   AB  Yeşil Mutabakatı anlaşmasına  dahil olmamız nedeniyle,  01/01/2026 tarihinden itibaren altı sektör, Avrupa Birliğine ihracat yaparken atmosfere saldıkları karbon miktarını raporlamak ve yasalaşmasa, karbon vergisini Türkiye’de ödemiyorlarsa dahi  AB sınırında karbon vergisini ödemek zorundadırlar.

2-      AB Yeşil Mutabakatı Anlaşması ile Uygulamaya Girecek Karbon Vergisi

Karbon vergisi, bir ürün veya hizmetin karbon içeriğine bağlı olarak alınan bir vergidir. Bu vergi, fosil yakıtların yakılması sonucu açığa çıkan karbon dioksit ve diğer sera gazlarının çevreye verdiği zararın ekonomik maliyetini karşılamak için uygulanır. Karbon vergisinin uygulamaya geçmesi ile birlikte bu vergi sayesinde işletmeler maliyetlerini düşürmek için  çevre dostu çözümler arayacaklardır. Karbon vergisi, özellikle enerji yoğun şektörlerde faaliyet gösteren şirketleri doğrudan etkileyecektir.

Şirketler karbon vergisinden kaçınmak için;

Şirketler enerji kaynaklarını, yenilebilir enerji dediğimiz rüzgar,  güneş enerji kaynaklarına  kaydırmalıdırlar.

Fosil yakıt dediğimiz kömür, petrol, doğalgaz ile üretimlerini azaltmalıdırlar.

Ağaçlandırma projelerine destek vermelidirler.

Geri dönüşüm projelerini ve su tasarrufuna yönelik projeler üretmelidirler.

Karbon vergisi, çoğunlukla güncel enerji kaynaklarımızın hammaddesini oluşturan fosil kökenli yakıtlar üzerine konulmakta olup, gerek şirketler gerekse tüketiciler yönünden kirletenin ödeyeceği bir vergi türüdür. 

Verginin gerçek muhatabının tespiti,  karbon  vergisinin adil toplanması ve  çevreye verdiği zararı en aza indirmek için şirketlerin ve tüketicilerin  fosil yakıtların tüketimlerinin  denetlenmesinde yerel yönetimlerin yetkileri arttırılmalıdır.

3-      Ağaçlandırma

Gelecek yıllarda şehirler arasında yaşam/yerleşim  tercihi yapılırken kişi başına düşen yeşil alanın çok, çevre kirliliğinin en az olduğu şehirler tercih edilecektir.

Ağaçlar ve yeşil alanlar, karbon emer ve depolar, mikro iklim şartlarını iyileştirir, ısınmada kullanılan enerjiyi %25-50 arasında azalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda havayı 8 dereceye kadar serinleterek klima ihtiyacını %30 azaltır.

Ağaçlar ve yeşil alanlar mükemmel hava filtresidir.

Yalova ilinin %59’u ormanlar ile kaplı olması bir şans olsa da, hızlı sanayileşmenin getirdiği nüfus artışı, betonlaşma, sanayide ve tüketimde fosil yakıt kullanımının artması ile çevre kirliliği uzağımızda değildir