Yerel yönetici adayları bir çok ilde seçim öncesi personeline verecekleri ücretleri açıkladılar. Diğer projelerini de yavaş yavaş seçmenleri ile paylaşıyorlar. 

Ben bu yazıda önceliği yerel yönetim adaylarının açıkladığı, taahhüt ettiği  ücretlere vermek ve bu uygulamanın merkezi yönetimlerin dikkatini çekmesi amacıyla istedim.

Konunun tam anlaşılması için biraz Merkezi Yönetimlerin ücret politikalarından bahsetmek gerekecektir.

2024 Yılı memur ücretleri  enflasyondaki artış oranı doğrultusunda, asgari ücret ise her yıl olduğu gibi Asgari ücret Komisyonunca  belirlendi ve uygulanmaya başlandı.

Son bir karar ile emekli memur , işveren- işçi emeklilerinin artış oranları eşitlenerek,  emeklilerin maaş artış oranı %49,25, en az asgari emekli maaşı ise 10 bin TL olarak açıklandı. İşçi emekli maaşlarına yapılan bu ikinci artışının nedeninin  kamuoyu yoklamalarında  işçi emeklisinin tepkisinin sandığa yansıtacağının tespit edilmesi üzerine yapıldığı düşüncesindeyim, ki yerel seçimler öncesi bu konumuza güzel  bir örnektir.

Konuşulması gereken konu artık verilen veya hak edilen maaşların insanların yaşamları için yeterli olup olmadığıdır. Bu konuda tüm etkili kesimlerin toplanıp, ailenin büyüklüğü, yaşadığı il  vb. gibi kıstaslar göz önüne alınarak, gerçekten bir ailenin yaşamını idame ettirmesi için gerekli rakamların belirlenmesi ve aylık maaşın tespiti gerekir.

Merkezi Yönetimlerin belirlediği ücretlerin yerel yönetimler ile hiçbir ilgisi yoktur. Ancak Merkezi Yönetimin genel politikaları çalışan ve emeklilerin yaşam şartlarını sürekli etkilemekte, doğruyu söylemek gerekir ise çalışan ve emekli aleyhine her geçen yıl, hatta gün daha da fazla bozulmaktadır.

Faizleri %45’lere çıkarak maliyetleri arttırmasında, tüketimi kısmak için takip edilen sıkı para politikalarında, gayri menkulün yatırım aracı olarak değerlendirilmesi sonucunda  mesken fiyatları ile kiraların fahiş rakamlara yükselmesinde, asgari ücret ile çalışan işçinin, emeklinin, memurun hiç bir etkisi  yoktur. Ancak bu durumdan en çok etkilenenler ise bu kesimlerdir.  Geçmiş yıllarda İstanbul’a tayini çıktığında sevinen bir memur herhalde bugünün şartlarında İstanbul’a tayini çıktığında karalar bağlıyordur. Maaşının yarısını hatta yarısını barınma ihtiyacı için harcayan bir memurunda başka türlü düşünmesi beklenmemelidir.

Merkezi yönetimlerin ücret ve diğer politikaları, yerel yönetimlerin seçimlerinde vatandaşın taleplerini, beklentilerini  memnuniyetlerini  sandığa yansıtmaları ne kadar etkileyecektir. Bunu bilmemekle beraber bu tercihler bugün etkilemez ise yarın mutlaka etkileyecektir. Bugünün yöneticilerinin iktidarda olmasında en büyük etkeninin  yerel yönetimlerde  başarılı olmaları, halkın nabzını tutmalarından olduğunu da unutmamak lazım.

Son günlerde yerel seçim arifesinde belediye şirketlerinde çalışan personel  için şirketlerin mali yapısına bakılmadan 30 bin TL üzerinde ücret verileceği taahhüt edilmektedir. . Bu kararı alan, bu taahhütleri veren  siyasileri ayrıca tebrik etmek gerekir. Çalışanının bu ücretin altında yaşayamayacağını bilmeleri ve bu yönde karar almaları gerçekten takdire değerdir. 

Demokrasinin kuralı yerel gereksinimler ile ilgili görev ve yetkiler üzerindeki ağırlığın merkezi yönetimde değil, yerel yönetimde olmasıdır. Bu nedenle yerel yönetimlerin halkın ihtiyaçlarını daha iyi belirleyeceği yadsınamaz. Günümüzde ise gelişmiş ülkeler aksine ülkemizde hizmetler merkezileşmektedir.  Bu nedenle yerel yönetimlerin çalışanlarına verdiği önem önümüzdeki dönemde merkezi yönetimleri de bu konuda düşünmeye itecektir. 

Bugün yerel seçimleri arifesinde, yerel yöneticilerin ve seçmenin düşüncelerini, taleplerini, yaşamsal ihtiyaçlarını söyleme veya buna aykırı politikalara ise tepki gösterme zamanıdır.

Özetle;  yaşam koşullarımızın iyileşmesi, adil bir gelir dağılımı için bugün ulusal politikalardan, beka sorunundan biraz uzaklaşıp, bu politikaları seçtiğimiz vekillerimize bırakarak, yaşamımız için gerekli olan temiz su, sıkışmayan bir trafik, araçlarımız için park yerleri, çocuklarımız için oyun alanları, kültürel faaliyetler için salonlar  vb gibi günlük yaşantımızı daha kaliteli hale getirici hizmetleri sunmaları yolundaki  taleplerimizi dile getirmeli ve istemeliyiz. Bu hizmetlerin en iyi şekilde verilmesi için  İlimizdeki yerel yönetimlere aday olanların belediye şirketlerinde çalışanlara taahhüt ettikleri ücretleri desteklemeliyiz.

Ülke genelinde en düşük diye belirlenen Ücretler, emekli maaşları, memur maaşları arasındaki uçurum  gerçekten anlaşılır gibi değil iken yerel yöneticilerimizin belediye personelinin yaşam şartlarını iyileştirmek için yaptığı özveriyi  ülkenin tüm çalışanlarının ücretleri, emekli maaşları  için de merkezi yönetimden beklemeliyiz, talep etmeliyiz.

Bu haklı talepler seslendirilmeli, sandığa yansıtılmalı ve gelecek seçimlere kadar takip edilmelidir.