GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Rusya ile Ukrayna arasındaki uzun yıllara dayanan anlaşmazlıklar, ABD’ nin bölge hakkındaki yaklaşımları ve NATO’ yu devreye sokma çabası sonunda, tüm dünyanın ilgiyle izlediği bir mecraya döküldü.
Konuyu ilgiyle takip ederken, sınırları sınır ötesinden itibaren emniyete alma düşüncesinin önemi tekrar ortaya çıktı.
Millî Mücadele’ nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün bu konudaki davranışını hatırlamanın tam zamanıdır.
Öncelikle belirteyim, “Stratejide yapılan yanlışlık, taktik alandaki başarılarla çözümlenemez!”
Jeopolitik ve Jeostrateji bilgisi ve alt yapısı olmadan, uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir biçimde yönetimi sağlanamaz!
Atatürk’ ün bu konudaki düşünce ve davranışları tüm dünyaya örnek olacak düzeydedir.
1930 Ekim ayında başlayan Türk- Yunan yakınlaşması, Balkanlardaki diğer devletler üzerinde olumlu etkiler yapmıştı.
Balkanlı uluslar, tarih boyunca birlik halinde yaşadıkları zaman, yabancı boyunduruğundan kurtulmuşlardı.
Son olarak Osmanlı Devleti, Balkanlardaki Türk, Yunan, Bulgar ve diğer Slav topluluklarını aynı çatı altında birleştirmişti. Sonraları ulusalcılık akımları ve Panislavizm propagandası, bu ulusları ayırmış ve güçsüzleştirmişti.
Özellikle 1933 yılından itibaren Faşist İtalya ve Almanya’ nın güçlenmeye başlaması, Balkan devletleri arasındaki ufak çekişmeleri sona erdirdi.
14 Eylül 1933’ te Türkiye ile Yunanistan on yıl için karşılıklı olarak sınırlarını garanti ettiler.
17 Ekim 1933’ te Türkiye ile Romanya dostluk ve saldırmazlık antlaşması imzaladılar.
27 Kasım 1933’ te Yugoslavya ile de aynı biçimde bir antlaşma imzalandı.
9 Şubat 1934’ te bu defa bu üç devlet, Türkiye ile ortak bir antlaşma imzaladılar.
Böylece “Balkan Antantı” doğdu.
Bu antlaşmaya göre taraflar karşılıklı olarak birbirlerinin sınırlarını garanti ediyorlar, Balkanlardaki her girişimleri için birbirlerine danışmayı öngörüyorlardı.
Bu dört devletten birisi, Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrarsa, diğer taraflar hemen savaşa katılacaklardı.
Ancak Rusya ile arasını açmak istemeyen Türkiye, gelecekteki bir Rus- Romen savaşına giremeyeceğini belirtmişti.
Bulgaristan’ ın bu antlaşmaya katılmaması ve el altından tarafları kışkırtması; Almanya’ nın güçlenmesi üzerine, Romanya’ nın o yana eğilim göstermesi, Balkan Antantı’ nı zayıflattı. 
Ancak tarihte ilk kez bu dört devletin birleşmesi, Atatürk’ ün barışçı karakterinin ifadesi olarak tarihte yerini aldı.
Türkiye, doğusundaki komşuları ile de iyi ilişkiler kurmak çabası içindeydi.
Bu çabalar 8 Temmuz 1937’ de sonucunu verdi. Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabad Paktı imzalandı. 
Bu antlaşma ile dört devlet arasında bir dayanışma doğuyordu. 
Bu antlaşmalarla Türkiye’ nin batısı ve doğusu emniyet altına alınmıştı.
***
Atatürk der ki: “ Harp zorunlu ve hayati olmalı… Ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir.”
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.