GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Erzurum doğumlu Ermeni terörist Soğomon Tehliryan, 15 Mart 1921 günü, Ermeni intikam örgütü Nemes’ in yönlendirmesiyle, Almanya’ da yaşayan Talât Paşa’ yı, ensesinden vurarak şehit etmişti.
Tehliryan, hemen yakalandı ve mahkemeye çıkarıldı.
Mahkeme, Ermeniler için bir propaganda vesilesi oldu; olay sanki bir şova dönüştü. Ermeni tehciri hakkında hiçbir bilgisi olmayan Ermeni yandaşları, konuyu bambaşka bir boyuta çektiler. Esas bilgi sahibi olanlar dinlenmedi. (Tehcir, zorunlu göç demek, soykırım ile bir ilgisi yoktur.)
Sonuçta, cinayeti kabul etmesine ve bundan hiçbir pişmanlık duymadığını söylemesine rağmen Soğomon Tehliryan, üstünkörü yapılan bir muhakemeden sonra serbest bırakıldı.
Katil, mahkeme salonundan çiçekler ve alkışlar arasında ayrıldı.
Osmanlı Devleti’ nde Alman askerî misyonunun bir parçası olarak Osmanlı Genelkurmay 2’nci Başkanlığı yapan Alman Generali Bronzart von Schellendorf ( 1864- 1950), 24 Temmuz 1921 tarihli Deutsche Allgemeine Zeitung gazetesinde, Ermenileri suçlayarak, mahkemenin bu kararına şiddetle isyan etti.
Aynı gazetenin Temmuz 1921 ve 297- B sayılı nüshasında da bir başka Alman şunları yazdı:
“Bu davada Doğu’ yu tanıyanlardan yalnızca Talât Paşa’ nın hasımları söz söylemiş gibi görülüyor. Böylece Ermeniler mazlum, mağdur olarak gösteriliyorlar. Bu cihet tashihe (doğrulanmaya muhtaçtır.
Ben Kafkas cephesinde 3,5 sene Türklerle beraber harp ettim. Durumu açıklamaya çalışacağım… Evvelce Ermeniler ile Türkler arasında münasebet çok iyi idi. … Ermeniler Türkiye’ nin sulhsever ve sevilen tab’aları idiler. İki millet arasındaki husumeti dinî sebeplere atfetmek çok yayılmış bir telâkki olmakla beraber tamamen yanlıştır. Kendilerine dokunulmadığı takdirde Türkler, başka dinden olanlara karşı dünyanın en müsamaha gösteren insanlarıdır.
Seferberlik esnasında Ermenilerde Rus tüfekleri bulundu ve Türk Ermenileri ile Rus ordusu komutanlığı arasında kararlaştırılmış bir mukavele metni Türk ordu komutanının eline geçti. Bu vesikaya göre Ermeniler, sabotaj yapmayı ve Türk kıtalarının gerilerine taarruz etmeyi kabul ediyorlardı.
İsyan, adı geçen vesikalarda yazıldığı gibi tatbik edildi. Türkler isyan için Ermenilere hiçbir vesile vermediler. Bu yüzden hadiselerin bütün kabahati Ermenilere aittir.
Ermenilerden çok bahsediliyor. Buna mukabil 1916 Şubatında şiddetli kışta ölen üstün sayıdaki Türklerden hiç bahsedilmiyor. Yine baştan beri Ermenilerin Türklere yaptığı zulümlerden de katliamdan da pek az bahsediliyor. Meselâ: çok defa bir köyün bütün Türk halkının gözleri Ermeniler tarafından çıkarılıyordu. 15 Nisan 1915’ te Türk esirlerinin nakli için kullanılan vagonlar istasyonlarda günlerce unutulmuştu (!). Bir süre sonra açılınca, Türk askerlerinin cesetleriyle dolu olduğu görüldü. Böyle düşmanlara karşı Türklerin (mazlum kuzu) olması beklenemezdi. Bu hadiselerde Türklerin tutumu takdir edilmelidir.”
Dikkatinizi çekerim, bu satırların yazarı olayları bizzat gözlemlemiş, Ermeni mezalimini yaşamış bir Alman!
Bilmem bu konuda başka bir şey söylemeye gerek var mı?
Ermenilerin yaptıklarıyla ilgili Erzurum ve Deveboynu Müstahkem Mevki Komutanı Rus Yarbay Twerdo Khleboff, bakın neler anlatıyor:
“ … Rus subayları müdahale etmeseydi, Türk ordusu Erzurum’ u geri aldığı zaman şehirde yaşayan tek Türk kalmayacaktı.”
Amerika’ da çıkan Ermeni Goçnak Gazetesi’ nde, 24 Mayıs 1915’ te çıkan bir yazı çok ilgi çekicidir. Ermeniler, Van isyanından sonra, üst makamlarına bildirdikleri raporda, Van’ ı elde ettiklerini, kaleyi ele geçirdiklerini, Van’ da ancak 1500 kadar kadın ve çocuktan başka Türk kalmadığını, iki gün içinde koca Van şehrinin bütün Türk nüfusunu öldürdüklerini itiraf etmekten dahi çekinmemişlerdi.
Soykırım iddialarının doğru olmadığı, Ermenilerin daha savaştan önce isyan plânları hazırladıkları ve Rus taarruzu ile beraber isyan ettikleri, gerek bazı Ermenilerin kendi itiraflarıyla, eserleriyle ve Ermeni komitelerinin beyannameleriyle sabittir.
Şimdi, Osmanlı hükûmeti, 21 Eylül 1914’ te seferberlik ilân ettiği zaman, Taşnaksuyun Komitesi tarafından Şam şubesine yazılan mektubun küçük bir parçasını görelim:
“…Ruslar hududu geçip Osmanlı Orduları geri çekilmeye başladığı zaman mevcut vasıtalardan istifade edilmek suretiyle her tarafta genel bir isyan yapılmalıdır. Osmanlı Ordusu bu surette iki ateş arasına alınmış olacaktır. Bütün resmî binalar uçurulacak, hükûmet işgal edilecek ve Alman nakliyatına hücum edilecektir. Bunun üzerine Osmanlı Ordusu ilerlediği takdirde Ermeni askerler silâhlarıyla birlikte kıtalarını terk edecekler, çeteler teşkil edip Ruslarla birleşeceklerdir.”
Çok zengin bir Ermeni olan Bogos Nubar Paşa, Birinci Dünya Savaşı’ na girerken, Ermeni milletine şu genel direktifi vermişti:
“ En feci intikamı, en yakın dostlarınızdan almakla muzaffer olacaksınız.”
Bu nefret verici direktifi nefretle reddeden pek çok Ermeni vardır.
Ama benimseyenler de olmuştur.
Tarih, elbette yalancı tarihçileri ve tarihi çarpıtanları asla affetmeyecektir.
“Türkler soykırım yapmıştır, Talât Paşa bir katildir” sözlerini asla kabul etmiyorum.
Her fırsatta bu konuya değinecek, düşüncelerimi belgelere dayanarak açıklayacağım.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!