GÜNAYDIN/ TÜNAYDIN Değerli Okurlar;

Sayın Kâzım MİRŞAN’ ın bulduğu M.Ö. 14 000’e kadar giden buluntulardan bazılarını görmeye devam ediyoruz.

ESİK YAZISI: Kazakistan’ın en büyük kenti Almatı’nın yaklaşık 50 km. doğusunda yer alan Esik bölgesinde yapılan Esik Kurganı kazısında, M.Ö. V. yüzyıldan kaldığı sanılan bu İskit mezarında, Altın Elbiseli Adam giysisi yanında üzeri yazılı bir gümüş tabak da bulundu.

Gümüş tabak üzerinde iki yatay satır, 16 tanesi birbirinden farklı 25 veya 26 harf vardır. Yazının yönü sağdan sola doğrudur. Gümüş tabak içindeki yazılar, Türk runik harfleriyle yazılmış en eski Türk yazılı metnidir.

Kazak Tarihçi Prof. Dr. Olcas Süleymanof, Esik Yazısı’nı şöyle okumuştur:

“Kağan 23’ünde öldü, Esik halkının başı sağ olsun”(Khan Uya üçotuzı (da) yok boltı. Utugsi tozıltı)

ÇAYR KİTABESİ: 687- 692 yıllarına tarihlendirilmektedir.

BUGUT YAZITI: Bir kağan mezar kitabesidir. Yapı ve stil açısından Orhun Yazıtları’ na benzer. VI. yüzyılın son çeyreğine aittir. Birinci Türk kağanlığından günümüze gelmiştir.

 GÖKTÜRK ALFABESİ: Göktürk alfabesinin kullanıldığı ilk uzun metinler Orhun Yazıtları’ dır. Orhun Yazıtları, Göktürk hükümdarlarından Kül Tigin (732), Bilge Kağan ( 735) ve Vezir Tonyukuk (720- 725)  adına dikilmiştir.

Türk adının geçtiği Türkçe metinler olan bu üç yazıt, Doğu Göktürkler dönemine ilişkindir ve Türk devletinin kuruluşu ve yönetimiyle ilgili bilgi içerirler. Yazıtlar Türk töre, askerlik ve uygarlığı ile kültürünün en eski belgeleridir ve edebî açıdan büyük önem taşır. Türk yazı dilinin akıcı bir örneğini oluşturan yazıtlar Türkçenin o dönemdeki gelişmiş düzeyini gösterir.

Orhun Nehri civarında Göktürk alfabesiyle yazılmış çok sayıda dikili taş bulunmuştur.

Orgin Yazıtı, 1891’de Orgin Irmağı kıyısında bulunmuştur. 731’de dikildiği sanılan yazıt Alp Eletmiş adlı bir Türk beyine ait olup içinde İlteriş ve Kapağan kağanların adları geçer. Yazıtta Çinliler ile Oğuzlar arasında yapılan savaşlardan söz edilir.

Orta Moğolistan’ da 1928’de bulunan Ihe Hüşotü Yazıtı, Küli-Çur adlı bir bey adına 716’da dikilmiştir. Yazıtta Tarduşların başı olduğu sanılan Küli- Çur’un kağanlara hizmeti ve öbür boylarla yaptığı savaşlar anlatılmaktadır.

Göktürk Alfabesi ile yazılar yukarıdan aşağıya veya sağdan sola doğru yazılır. Harfler bitiştirilmez. Kelimeler, bazen de kelime grupları, üst üste konmuş iki nokta ile birbirinden ayrılır.

Göktürk Alfabesi, dördü ünlü (sesli) olmak üzere otuz sekiz harften oluşmuştur.

Göktürk Alfabesi, Türkçenin tarih boyunca hiç değişmemiş bulunan büyük ünlü (sesli) uyumu dikkate alınarak düzenlenmiş bir alfabedir.

Göktürk harfleri, Türklerin ve Türkçenin ihtiyaçlarına cevap verebilen bir alfabedir.

UYGUR ALFABESİ: Çin kaynaklarına göre Uygurların yurdu Selenge Irmağı’nın yukarı yatağından Orhun Irmağı kıyılarına ve Aral Gölü kenarlarına kadar uzanıyordu. Göktürk egemenliğinin yıkılmasından sonra, Orta Asya’nın iç kısımlarında devlet kurarak sınıflı toplum düzenine geçen Uygurlar, önceleri runik Göktürk yazısını, bir süre sonra 18 harften oluşan Sogd kökenli Uygur Alfabesi kullanmışlardır.  Uygur Alfabesi’ nin 4 harfi seslidir ve yukarıdan aşağıya doğru yazılır.

Uygurlar kâğıt ve matbaayı bularak bunları kullanan ilk Türk kavmidir. Uygur alfabesi daha sonradan oluşan Moğolca ve Mançu alfabelerine de örnek olmuştur. Uygur Alfabesi, Karahoca Hanlığından sonra da kullanılmış, Türkistan ve Kırım’daki Türk devletleri Uygur alfabesi kullanılmaya devam etmiştir. Uygurcanın Fatih zamanına kadar kullanıldığı, Fatih’in Uygur harfleri ile yazılmış bir mührü olduğu, Fatih’in Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Özbek Hanı’na gönderdiği “Zafername” nin  Uygur alfabesiyle yazıldığı, bilinmektedir. Moğollar alfabelerini Uygur yazısından düzenlemişlerdir.

ŞİNE USU YAZITI: Şine Usu Yazıtı, Uygurlardan kalmadır. Türk tarihinin ve kültürünün en mühim eserlerinden birisidir.  1909 senesinde Moğolistan'a yapılan bir ilim gezisinde, Şine-Usu Gölü havalisinde bulunduğundan bu ad ile anılmıştır. Şine-Usu Türkçede "Yeni Su" demektir. Yazıt, Kutlu Bilge Kül’ün ölümünden sonra yerine geçen oğlu Moyun- Çur döneminde (747- 769) diktirilmiştir.

Sine Usu Yazıtı’nda, Kağan Moyun Çur ve babası döneminde gerçekleşen olaylar eski runik Uygur yazısı ile anlatılmaktadır. Bu olaylar, Uygurların Köktürklerle, Karluklarla, Sekiz Oğuzlarla, Tokuz Tatarlarla, Çiklerle, Kırgızlarla, Basmıllarla yaptıkları savaşları kapsar.

(DEVAM EDECEK)

(NOT: Dünya Kupası maçlarını takip ettiniz mi? Japon futbolcuların, Suudi Arabistanlı futbolcuların ya da alfabeleri değişik ülkelerin sporcularının sırtlarında yazan adları ne kadar kolay okundu, değil mi? İşte Türk alfabesinin güzelliği!)

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun!

NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!