Mustafa Kemal Paşa’nın, millî davaya dayanak olabilecek bir görevle Anadolu’ya geçmek için yollar aradığı o günlerde, İstanbul’daki İşgal Kuvvetleri Komutanlığı, Padişaha ve Damat Ferit Paşa Hükûmeti’ne bir ültimatom/ kesin uyarı verdi. Eğer, Doğu Karadeniz yörelerindeki Türk çetelerinin Rum ve diğer azınlıklara yaptıkları tecavüzler kısa sürede önlenmezse, kendileri işe el koyacak ve gerekirse bütün yöreyi işgal edeceklerdi.
Telâşa kapılan Sadrazam Damat Ferit Paşa, Dâhiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Mehmet Ali Bey’i çağırarak sordu:
“...İşgal kuvvetleri komutanlığı, bugün Sadaret’ e müracaatla; Samsun dolaylarında asayişin bozulduğundan, Rum köylerinin mütemadiyen taarruza uğradığından bahisle, hükûmet asayişi muhafaza edemediği takdirde kendilerinin müdahaleye girişeceklerini bildirdi. İçişleri Bakanı olarak bu meseleye ne gibi bir çare düşünüyorsunuz?”
İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey : “ Bu iş burada, Babıali’de yoluna konulamaz. Asayişin bozulduğu bölgeye bu davanın hakkından gelebilecek, tecrübeli bir şahsiyeti geniş yetkilerle göndermek lâzımdır ” diye yanıtladı.
Sadrazam Damat Ferit Paşa, bu göreve kimin verileceğini merak ediyordu, sordu:
“ Peki, kimi düşünüyorsunuz ?”
İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey ise son derece kararlıydı:
“ Mevcut komutanlar arasında bu özelliklere sahip olarak aklıma gelen tek isim var, o da Mustafa Kemal Paşa’dır.”
Sadrazam Damat Ferit Paşa, önce bir yemekte görüştükten ve birkaç gün düşünüp durumu değerlendirdikten sonra, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya gönderilmesine karar verdi. Peki, nasıl olmuşu da Mustafa Kemal Paşa, bu göreve seçilmişti?
Rauf (ORBAY) Bey, o günleri şöyle anlatır:
“...Biz, Şişli’de, şimdi müze olan evin orta katında, perdeleri daima inik duran odasında, baş başa vererek neler yapacağımızı konuşurduk. Müşterek dostumuz Ali Fuat Paşa da sıtmadan mustarip olduğundan, tedavi için İstanbul’a gelmişti. O sıralarda, kardeşinin kızıyla evlenmek üzere olan Dâhiliye Nazırı/ İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey’den bazı hususlarda faydalanılabileceğini ortaya attı. Birkaç gün sonra, Ali Fuat Paşa’nın babası İsmail Fazıl Paşa, Kuzguncuk’taki yalılarında yemeğe davet ettiği Mustafa Kemal Paşa ile Mehmet Ali Bey’i birbirleriyle tanıştırdı. Bundan sonra, Mehmet Ali Bey, sık sık ziyaretine gelerek Mustafa Kemal Paşa ile samimiyetini arttırdı.”
Ayrıca, hükûmet üyelerinden Bahriye Nazırı/ Denizcilik Bakanı Avni Paşa da, Mustafa Kemal Paşa’nın dostu idi. Avni Paşa, Harbiye Nazırı / günümüzde Milli Savunma Bakanı Şakir Paşa’nın damadıydı. Mustafa Kemal Paşa, bu arkadaşı yoluyla Harbiye Nazırı’ nı da elde etmişti. Sadrazamın Mustafa Kemal Paşa’ya güven duymasında, Mehmet Ali Bey’in rolü büyük olduğu gibi, bu görevin verilmesinde Avni ve Şakir Paşaların da etkileri büyük olmuştu.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gönderilmesine karar verilmeden önce, İngiliz yetkililerle görüşüldüğü ve onların onaylarını alındığı kesindir. Zira Sadrazam Damat Ferit Paşa, İngilizlere danışmadan hiçbir adım atmıyordu. İstanbul’da bulunan İngiliz yetkili Sir Andrew Ryan, Damat Ferit Paşa’yla görüşmesini şöyle anlatır:
“...Damat Ferit Paşa, Nisan 1919’da Umumi Müfettişlik Plânı hakkında benimle konuştu... Kendisi Mustafa Kemal Paşa ile beraber yemek yediğini, sadakati konusunda ondan tatminkâr teminat aldığını, kendisi de onu öyle bir subay ve centilmen olarak kabul ettiğini söyleyerek bana yeniden emniyet verdi.”
Gelişen durum üzerine, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın emriyle, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Mustafa Kemal Paşa’yı makamına davet ederek yeni görevini bildirdi. Bu yeni göreve, Erkânı Harbiye 2’nci Reisi Diyarbakırlı Kâzım (İNANÇ ) Paşa bir şekil verecekti.
O zamanlar, Fevzi (ÇAKMAK) Paşa istifa etmiş, Cevat (ÇOBANLI) Paşa henüz göreve katılmamıştı. 2’nci Reis Kâzım Paşa, Erkânı Harbiye Reisliği’ ne vekâlet ediyordu. Kazım (İNANÇ), 16 Mayıs 1933 günü, yani ATATÜRK hayatta iken, Milliyet Gazetesi’nde de anlattığı gibi, gereken tüm evrakları ve görev talimatlarını hazırladı.
Harbiye Nezareti, 6 Mayıs 1919 günü, Meclisi Vükela’ da görüşülüp kabul edilen yönetmeliği Mustafa Kemal Paşa’ya tebliğ etti ve ertesi gün şifre ile gereken makamlara bildirdi.
Mustafa Kemal Paşa, güvendiği arkadaşlarıyla bir karargâh kurup, yol hazırlıklarını hızlandırdı. 15 Mayıs 1919 günü, Sultan Vahideddin’ i ziyaret etti. Yıldız Sarayı’nda yapılan bu görüşmeden sonra, Mustafa Kemal Paşa’ya, üzerinde Sultan Vahideddin’in arması işlenmiş bulunan bir saat hediye edildi.
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a hareket etmeden önce, 15 Mayıs 1919 günü, Sultan Vahideddin’ i ziyaret etmişti. Bir iddia ve görüşe göre, yapılan bu veda ziyaretinden sonra, Mustafa Kemal Paşa’ya devlet hazinesinden yüklü bir para verilmiştir. Yine bu görüşe göre, Kurtuluş Savaşı’nda Sultan Vahideddin’in ve Osmanlı Hükümeti’nin gizli bir eli bulunmaktadır.
Oysa devletin arşivi, Osmanlı arşivi araştırmacılara açıktır. Yüklü bir paranın verildiğine dair mutlaka bir belge, tutanak veya yazı olması gerekirken, herhangi bir belgeye rastlanamamıştır. Sadece, Sultan Vahideddin’in böyle bir para verdiğine dair iddia vardır, o kadar...
(DEVAM EDECEK)